Hala dünyadayken yeni Dünya’yı anlamaya dair

Sevgili Can Kardeşim,


En son yazımda birlikte arşa doğru yol alıyoruz dedim. Mana’yı anlamanın, kalp ile idrak edebilmenin kıymetini yazmaya çalıştım ucundan, köşesinden. (Mana alemine giriş)


Kendi deneyimlerimden dem vurdum. İstedim ki, “böyle de bir şeyler var” diyebil özgürce, anlam bul yaşamda ve sıkı sıkıya bağlan ona. BİZ hala dünyada yaşarken yapılacak çok şey var. Bunun için de kalbimiz ne kadar çok MANA ile bütünleşmek istese de dünya hayatını da unutmamak gerek. Seni bilmem ama ben kendi insanlık deneyimimde dünya ile ilişki kurmakta uzun süre zorlandım canım kardeşim. Aidiyet duygum hep zayıftı. Söylemleriyle, duygu ve düşünce dünyasıyla farklılıklar hisseden ve tam da bu yüzden anlaşılamama sorunları yaşayan bir çocuktum. Dünya yaşamının anlamını sorgulamaya çok küçük yaşlardan başlamış, “ben kimim?” diye soran bir çocuk…Dünyanın koca koca sistemleri üstüme üstüme gelmese, beni yaşayabilmem için güçlendirmese belki de daha büyük acılar da çekerdim. (Burası işin dram kısmı ve kimseye faydası yok. BİZ ancak birimizin acıları dönüştüğünde, o kendine rağmen bir zafer kazandığında birlikte öğrenebiliyor, birlikte büyüyoruz. Benim de tüm çabam bu. Bu YOL’da birlikteyiz, hatırla!)


Geriye dönüp bakmayı çok sevmesem de çocukluk, gelişmek isteyen ruhlar için bir büyük hazine…Birçok şey orada oluyor, sonrası oradaki öğrenimlerin şekillendirdiği bir yetişkin ve dış dünyanın yansıması…İşte bu nedenlerden içsel çocuk, kendine ebeveynlik ve öz şefkat çalışmalarını ben de çok önemsiyorum. İhtiyacı olan kardeşlerime öneriyorum.


Genç nesil ve önemi

Dünyanın geleceğini çocuklar ve gençler oluşturduğu için, yepyeni cennet gibi bir dünya düşlediğim için, Nihan’ın Rüyası bunu istediği için onlarla çalışmaya, onlardan öğrenmeye, onlarla büyümeye o kadar açığım ki… (Derinleşmek ve daha geniş bir anlayış kurabilmek için “Evrenin aynaları çocuklar ve kendi içsel çocuğumuz, Küçük Nihan ve Harika Gençler adlı yazılarımı okuyabilirsin)


Bu eğilimlerimden ötürü geçenlerde Işıkçağı Çocukları Eğitimci Eğitimi’ ne katıldım. Sevgili Şebnem Nur Özkan’ın[1] danışman olarak verdiği bu eğitimde hem kendime dair hem de çocuklarıma dair o kadar çok şey keşfettim ki…Şebnem, Işık Çağı insanını anlamaya, ona yardımcı olmaya kendini adamış çok yönlü harika bir danışman. Benim kendisiyle tanışma hikayem de bir o kadar ilginç. Romanım “DENİZ’İN ORMANI” nı yazdığım sıralarda baş karakterlerimden birinin bir Işık Çağı genci olmasını planlamamış olmama rağmen yolun beni bu yönde bir araştırmaya sevk etmesiyle Şebnem’in adıyla karşılaşmış, ona bir mail atmıştım. Mailin sonuna da “beni bulun” yazmışım. Aradan geçen koskoca bir buçuk senede ben bu maili yazdığımı da, ondan bir cevap almadığımı da unutmuştum. Sonra bunca zamana rağmen o bana cevap döndü. Biz bir iki yazıştık ama asıl daha da enteresan ya da kadersel olanı, kız kardeşim Didem’in yoga dersinde yan yana durduk. Sezgisel olarak tanıdım onu. Ders sonunda sarıldık, kim olduğumuzu bir kez de bilişsel yollarla anlattık birbirimize kardeşim. Olmaz deme oluyor! Gerçek hayat romanlarda, filmlerde olanlardan daha da yaratıcı, büyülü…


Sonra ne mi oldu?

Ben onu Amerika’da yaşıyor zannederken o bunca zaman boyunca benim evime beş yüz metre uzaklıkta aynı cadde üzerinde oturuyormuş. Tesadüfe bak diyorsun belki de, deme canım kardeşim!

“Evrende tesadüf diye bir şey yok, her şey olması gerektiği zamanda, olması gerektiği gibi oluyor.“


Dahası da var… Bu ilk karşılaşmadan sonra Şebnem ile ben hep tatlı sohbetler yaptık. Geçen zaman içinde ben ona daha da yakın bir yere taşındım. Sanırım şu an aramızda elli metre var yok. Tatiller girdi araya, başka başka eğitimler, pandemi, vb. onlarca şey derken ne zamandır isteyip de bir türlü denk getiremediğim Işık Çağı Çocukları (İnsanı) eğitimi en sonunda bana da nasip oldu.


Ve ben vizyonumla ne kadar uyumlu olduğumu, yaptığım her şeyin kader planımdan geldiğini, nelere dikkat edersem potansiyelimi en iyi ve hayırlı şekilde gerçekleştirebileceğimi bir kez daha fark ettim. Müteşekkirim bu eğitime, Şebnem’e ve katılan diğer CAN’lara…


Yeni Dünya Vizyonu

Hayat vizyonum için birçok çalışma yapıyorum kardeşim, biliyorsun. Toplumsal bilinç dönüşümü konusunda kendimi hizmetli hissediyorum. BİZ, YENİ DÜNYA İNSANI ya da Şebnem’in deyişiyle IŞIK ÇAĞI İNSANI’nın hasretini duyuyoruz. Arkadaşlarımla birlikte kurmakta olduğumuz Köprü Derneği bireysel, organizasyonel ve toplumsal alanda o kadar çok projeyi bu çatı altında birleştirmeyi hedefliyor ki, adeta gözümüzün önünde oluşmakta olan bu YENİ DÜNYA’ya bir köprü kuruyor. Işık’tan, sevgi’den bir köprü olmayı diliyor…


İklim değişikliği, gıda krizi, biyolojik çeşitlilik krizi ve dijital küreselleşme senaryolarıyla yaygınlaştırılmak istenen merkezi kontrol sistemleri konusunda son derece bilgili olmayı gerektiren bir çağa doğru sürüklenirken Köprü olarak BİZ daha ekolojik şartlarda tasarlanmış bir YENİ DÜNYA hayali kuruyor, yeryüzünde cennet gibi bir yaşam düşlüyoruz kardeşim. Hemen olmayacak biliyoruz ama BİZ harekete geçmezsek hiçbir zaman da olmayabilir.


Bunun vebalini çekmek istemeyen, genç nesillere karşı sorumluluk hisseden, dünyanın geleceğinin gençler olduğunun farkında olan CAN kardeşim, sence de onlara bir borcumuz yok mu?


İşte bu yüzden YENİ DÜNYA bize göre üstünde yaşadığımız gezegenin canlı bir organizma olduğunun bilincinde olan ve onunla birlikte uyum içinde gelişmeye inanan insan bilincinin kuracağı sistemler bütünüdür. Bu haliyle yeryüzünde cenneti hayallemiş, yüksek bilinçli bireylerin ortak potansiyel alanıdır. İnsanlık olarak bugüne kadar yapmış olduğumuz yanlışlardan öğrenerek, CAN’a saygılı, SEVGİ dolu bir toplum yapısı için birçok alanda yapılması gereken reformları anlatan bir gelecek yoludur. Bu vizyonu benimseyen birey/organizasyon/sistem ve toplumlar için tek gerçek YOL’dur. Cennet gibi bir dünya hayalinden doğmuş, insanlığın ortak potansiyel yaratım alanıdır.


Bunları niye yazıyorum?

Ah kardeşim bir bilsen, içimdeki inanca dair, rüyamıza dair olan büyük gücü…bir tanısan kendini, beni, BİZ’i…Neler neler yapabileceğimizi bir görsen…Ayağa kalkarsın önce, sonra DUR dersin bu kendini ve gezegeni tüketen düzene. Ne yapabilirim yardım için diye sorarsın kendine. Cevap çok sürmeden gelir. Hep biliyorsundur zaten hayırlı olanı, BÜTÜN’ü gözeteni…İçindeki bu güç büyüsün istersin sen de. Yapabileceğinin en iyisini yaparsın. Vicdanın tüm insani değerleri hatırlatır, ÖZ’ün seninle bağlantıya geçer, doğal ve güzel olanı yansıtır sürekli bir şekilde ve SEN kendinle tanışırsın. Kendiyle tanışmış bir insanın, kamil insan (holistik insan) olma yolunda hiçbir engel kalmaz önünde. Bilir ki tüm engel sandığı şeyler gelişimi için önüne kendi yüksek bilinci tarafından konmuştur. Onları bir bir aştıkça, nefsine karşı zaferler kazanıp ÖZ’üyle ve ilahi olanla birlikte aktıkça YOL BİZ’i birleştirir.


Devamı (Yeni Dünya Değerleri ve KÖPRÜ) bir sonraki yazıda…

Ayağa kalk ve kendine sahip çık kardeşim

BİZ seni bekliyoruz,

Kardeşin Nihan




[1] http://www.sebnemozkan.com/sebnem-ozkan/

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.