Doğru odada olmak

Merhaba Sevgili Kardeşim,


Sen de bu aralar benim gibi kendini yine hiçbir gruba ait hissedemeyen o yalnız ruhlardan mısın? Hani o ailenin kara koyunu, grupların muhalif düşüneni, anlaşılamadığı için günah keçisi ilan edilen bir garip sistem kırıcı mısın? Yalan yok ben pek uyumlu bir tip değilim. Dönem dönem ruhumu saran bir yalnızlık hissiyle de dopdoluyum.


Şikâyetim olduğunu sanma sakın! Kutsal yalnızlığım beni arayışa sürükleyen, yaratıcılığımı arttıran bir büyük hediye. Çok küçük yaşta tanıştım, alıştım ve nimetlerinden faydalanmayı öğrendim. Dışarıda her ne kadar sosyal biri gibi algılansam da kendi içimde kimselerle paylaşmak istemediğim farklı bir yalnızlığım var. Yine de insan destek arıyor, güç arıyor ve en önemlisi anlaşılmak istiyor. Bende de böyle! Sen zaman zaman ses verip, elimi tutunca güçleniyor, mutlu oluyorum.


Bazen yanlış gezegende doğmuşum gibi hissettiğim anlarım bile oluyor sevgili kardeşim. Bireyselden toplumsala giden yoldaki mücadelemde tökezlediğim çok zamanım var. O zamanlarda ayağa kalkmak için gerekli olan motivasyonu her zaman az sayıdaki benzer kardeşlerden ve SEN’den alıyorum. Sen de ses vermediğinde ben kendimi doğru odada hissetmiyorum.


Bu ne demek?

Canım kardeşim beni kibirli biri gibi görmeyeceğini bilmenin güveniyle seninle şu sözü ve içindeki bilgeliği paylaşmak istiyorum.


“Eğer bir odadaki en zeki kişiyseniz yanlış yerdesinizdir”


Bu söz, kişinin kendini sürekli geliştirmesi gerekliliğine işaret eden bir önerme. BİZ de seninle gelişim yolunda ilerleyen kardeşler olarak, yolda bir sürü eşik geçtik, geçiyoruz. İşte bu eşikten geçerken de zaman zaman hala doğru odada mıyız kontrol etmek gerekiyor. Çünkü gelişim bitmek bilmeyen sonsuz bir yol ve eğer çevremizdekiler bizimle bu yolculuğa çıkmayı seçmemişlerse ve bizim gelişimimize de -istemeden de olsa- engel oluyorlarsa doğru odaları bulmak için yaptığımız her türlü girişim bizim ve bütünün hayrınadır kardeşim.


İşte geçen gün bende bu duyguları uyandıran, kendimi ve gençliği sorgulatan harika bir etkinlikte bulundum. TOYP (Ten Outstanding Young Persons of the World ) Türkiye 30.Yıl Galası. JCI tarafından düzenlenen bu etkinlikte on tane harika gencimizin hikayesini tüylerim ürpererek, gururla ve coşkuyla dinledim. JCI’ın ev sahipliğinde Grand Pera’da düzenlenen gecede duayen sunucu Özlem Gürses’in sunumuyla on harika genci ve toplumda yaratmak istedikleri etkiyi dinlemek, paha biçilemez bir deneyimdi. Onca kötü şeyin olduğu bir dünyada medya bizi felaket haberleriyle gece gündüz algı bombardımanına tutarken ben daha iyi bir dünya için bu gençler sayesinde tekrar umutlanabildim, motive oldum. Kendi çapımda yapmaya çalıştıklarımın hiç de boşuna olmadığını hissettim canım kardeşim. Ve bu geceyi finanse eden sponsorlara, onlarla bağlantı kurup kendine inandırabilmiş gençlere, uluslararası derneklere ve orada bulunup bu geceyi onurlandırmak isteyen her güzel kalbe minnet duydum.


Tabii ki geceyi tüm detaylarıyla anlatmam imkânsız ama istiyorum ki sen de meraklan, internet elinin altında. Aç bir bak TOYP neymiş? Kimler neler yapmış? Sen o gençlerden biri olmak için neye ihtiyaç duyuyorsun? Hangi toplumsal katkı için derman sende? İnan bana birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Ve kimin kime hangi konuda ilham olacağını hiç bilemezsin. Lütfen kendini başka konularda bilgilenmeye, insanlığı ilgilendiren alanlarda okuyup öğrenmeye aç sevgili kardeşim. Aç ki, aynı odada buluşabilelim. Ben de bana bu yazı için ilham veren, oda metaforunu kullanmama sebep olan 2024 JCI Türkiye Başkan Yardımcısı İhsan Berk Ener’e huzurunda teşekkür ediyor, bu harika gruptan birileriyle sana TOYP programını tanıtmaya devam etmek istiyorum.


30. TOYP Türkiye Direktörü Balca Yılmaz’a göre, “TOYP, Türkiye’nin adını uluslararası platformlarda başarıyla temsil eden ve “Türkiye” ile “üstün başarılara sahip genç” kavramlarını bir araya getiren önemli bir proje. Bu proje sadece marka algısını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin gençlerinin yeteneklerini ve potansiyelini dünya çapında sergileme fırsatı sunuyor”


Sevgili Balca’ya ben de gönülden katılıyorum canım kardeşim. Toplumun daha çok ilham veren hikâyeye ihtiyacı olduğunu, bunların görünür kılınması gerekliliğini o gece kendi deneyimimde çok daha iyi idrak ettim. Ve bu etkileşim için insanların sosyal sorumluluk projelerinde, derneklerde daha çok bir araya gelmelerinin faydalarını da gördüm. Zira ben bu etkinlikten bazı tanışıklıklarım sayesinde haberdar olabildim. Bu nedenden kendimi çok şanslı sayıyor ve huzurunda bir teşekkürümü de beni bu geceye davet eden Ece Bayraktar’a sunuyorum. Kendisini çok kıymetli sivil toplum gönüllüsü dostum Arzu Gezent sayesinde tanıdım. Ece de TOYP ekip üyelerinden biri ve aynı zamanda aynen Arzu gibi Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği üyelerinden. Anladığın üzere toplum için çalışmayı hizmet bilmiş güzel ruhlar ikisi de. İyi ki varlar ve iyi ki ben onları tanıyabildim.


Huzurundan ayrılmadan önce sana daha önce defalarca kez örnek olmaya çalıştığım, sorduğum, farkındalık yaratmak istediğim bir konu hakkında tekrar güçlü iki soru bırakıyorum.


Toplumu ilgilendiren hangi konuda gönüllü çalışmak için hem enerjin hem de kendine inancın var?


Doğru odada olabilmek için kimlerle bir arada olman gerekiyor?


Sevgilerimle

Nihan



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.