İçimizdeki savaş
Ahh kardeşim,
Ne mutsuzum şu sıralar. Depresyonun eşiğinde; hayatımın anlamını, varoluşu ve nefsin tuzaklarını düşünürken buluyorum kendimi sık sık. Dışarda çok fazla şey oluyor, tolere etmeye, olup bitene gözümü kulağımı kapamaya çalışıyorum kimi zaman. Çünkü çok etkileniyorum. Varoluşuma tehdit gibi algılıyor, kapana kısılmış gibi hissediyorum.
Ülkemizin dört bir yanı, başka ülkelerin - ilkel bir alışkanlığın tezahürü -savunma araçlarıyla dolu. İçi ise zaten uzunca bir süredir yangın yeri… Hiçbirini tekrar tekrar anlatmama gerek yok. Bunun adı uzunca bir süredir SAVAŞ! Sen de benimle birlikte bu acıyı nicedir çekiyorsun zaten. Hiçbir şey bir günde olmadı. Oluyordu tüm bu kötü şeyler. Artık iyice görünür oldular. Sistem içimizin kötülüğünü dışarı kustu. Biliyorsun sen de; içeride ne varsa dışarıda o var. Dünya senin bir yansıman…
Bu kadar kötü mü insanoğlu?
Sakın beni de umutsuz sanma! Evet, hayal kırıklıklarım, sitemlerim var ve muhakkak dökülecek içimden, senden saklayamam ama yine de hatırlayalım istiyorum;
Her şeye rağmen birbirimize destek olmaya, geleceğe birlikte umutla bakmaya çalışmıyor muyuz BİZ? Koca koca projeler tasarlıyoruz birlikte. Niyetimiz çok iyi… Yepyeni bir dünya inşa edeceğiz; içinde insan hırsının dengelenip, bütünün hayrının ön planda olduğu… Uyum hâkim olacak her yanında! Her şeyden önce CAN’a saygımız olacak. Yaradan’ın en güzel ifadesi olan İNSAN’ı yeniden tanımlayacak, fıtratımıza yakışır varlıklar olacağız yeryüzünde.
Söyler misin kardeşim, peki biz bu rüyayı görüyoruz da diğerleri hangi rüyayı görüyor? Karanlığın yakıtı, sevme kapasitemizden büyük mü?
“Hayır değil Nihan, BİZ daha çok seviyoruz” deme bana! Hiç kandırma beni, içindeki karanlıkları temizlememişsin hala. Benimkiler de hala orada, kalıntılar var, oradan biliyorum.
Kardeşini kıskanmaya devam ederken, onun mutluluğunu, başarısını kendi mutluluğun addedememişken, malını mülkünü herkesten sakınıp, eşyaya tapınırken, kin denilen, intikam denilen o kopkoyu karanlık duyguları içinde besleyip haince planlar yaparken rüyama ortak olamazsın. Kaynakları hunharca sadece kendi keyfin için harcayıp tüketirken, komşun yanında aç yatarken sen BİZ’den olamazsın. Herkesten ve her şeyden önce sadece kendi sorunlarını önemseyip onları ön plana koymaya ve sanki hayatta hiç güzel başka bir şey yokmuşçasına şükürsüz yaşamaya devam ederken, yapabileceğin çok şey varken ataleti seçmişsen sen BİZ’den olamazsın.
Kalbinde BARIŞ yok, ruhunda BARIŞ yok!
İçindeki SAVAŞ’ı bitirmeden sen BİZ’den olamazsın.
Seni suçluyorum sanıyorsun kardeşim değil mi?
HAYIR! Samimi bir alandan cevap arıyorum merak ettiklerime. Çünkü kardeş, kardeşe sorar, akıl verir, iyiliğini ister. Derdini, tasasını paylaşıp çözüm arar.
Senin huzurunda kendimle birlikte hepimize soruyorum yeniden:
Kalbim BARIŞTA mı benim?
Sevebiliyor muyum her şeyi ve herkesi?
Bunca şükredecek şey varken, hala şikâyet mi ediyorum?
Beklentilerin, karşılaştırmaların ruhumu zehirlemesine neden izin veriyorum?
Nefsimin ihtiyaçlarını dengeli bir şekilde sağlamak konusunda neden bu kadar beceriksizim de, gün sonunda onun beni yönetmesine izin veriyorum?
En büyük hediyem, kişisel iradem nerede?
Kimlerle "SAVAŞ"tayım hala?
Kendimi sevmek neden bu kadar zor?
Hoşgörü, anlayış, kabul ve teslimiyet ruhumda neden çiçek açmıyor?
Kime, neye kızıyorum bu kadar?
Bu öfkenin kaynağı ne?
Gel buraları tekrar çalışalım. Çünkü evren gösteriyor BİZ’e, öğrenelim istiyor. Altın Çağ tüm karanlıkları temizleyelim diye kehanetlerdeki dersleriyle sırasıyla gözümüzün önünde zuhur ediyor. Bu eski dünyadan YENİ DÜNYA’ya mezuniyet ancak derin bir arınmayla olacak. Bunun için de her birimizin ruhunun en derinliklerine kadar ışık götürmesi gerekiyor. Affedememiş ruhların, teslim olamamışların sınavı bu! Nefsini yenen, en büyük düşmanı yener ve kalbinin sonsuz bir huzurda BARIŞ’ta olmasını sağlar.
Demedi deme kardeşim! Defalarca dedim, tekrarladım ve tekrarlıyorum:
SEVGİ bu evrenin yaratıldığı ÖZ.
Senin yapıtaşın. İçinde açığa çıkarman gereken gizli hazinen.
Nefsin yani egon, dış dünyaya kendini tanımladığın varlığını korumak için sayısız hileyle, aldatmacayla seni sürekli olarak kandırıyor. Ama sen sadece egon değilsin. Bir ruhun var; ÖZ’ün o senin!
Ne kadar çok ÖZ’ünden gelen yanıtları duyuyorsun o kadar çok akışla ve ilahi olanla uyumlusun. SEVGİ üretip, SEVGİ yayıyorsun.
Ne zamanki ÖZ’ünden ayrı düşüyorsun o zaman IŞIK azalıyor, etraf kapkaranlık oluyor.
Dünyada tezahür eden her şeyde kişisel bir payın var. Bu yüzden içindeki savaşı bitir artık! Kendini sevmeye ve benim seni sevmeme izin ver. Ancak o zaman BİZ oluyoruz.
Sevgili kardeşim, gel seninle bir anlaşma yapalım.
Kendi karanlıklarımın sorumluluğunu alıyor, temizlemeye ve her bir parçasına IŞIK götürmeye niyet ediyorum ben. Senin de aynısını yapmanı diliyor, bu YOL’da elinden her zaman tuttuğumu bilmeni istiyorum. Ne zamanki gücün azalacak, nefsin karanlığı seçecek, elinde meşaleyle bekleyen bu kardeşin gibi birçok kardeşin olduğunu bil ve onlara sarıl istiyorum. Bu evrende çok sevgi var. Bazen kalbimiz donuyor, hissedemiyoruz. İşte o zaman başka bir kardeşin seni ısıtmasına, destek olmasına izin ver. Aynı şekilde ben düştüğümde de sen tut elimden olur mu? Çünkü ben de sadece bir insanım…
Seni koşulsuzca seven
Kardeşin Nihan
YORUMLAR