Mutlu bayramlar

Canım kardeşim selam olsun sana,

Mutlu, neşe içinde geçireceğin harika bir bayram diliyorum.

Bunu yapabilmeni kalpten istiyorum.


Malum kaç zamandır NEŞE’yi yücelten yazılar yazıyorum. Senin de araştırıp, yaradılışının özünde olan bu tozu bulmanı çok istiyorum. Eğer hala kalbine neşe dolduramayıp, yüzünü bir nebze de olsa güldüremediysem çok üzülürüm.


Geçen seneki bayramda “saygı sevgiden gelir” demişim ve bir sürü tespit koymuşum ortaya. (Bayram şekeri tadında, saygı sevgiden gelir) Mümkünse o yazımı da oku ve aldığın yolu bir gözden geçir lütfen. Ben hep öyle yapıyorum. Geriye düşmüşse bilinç seviyem, eylemlerimde tutarsızlık oluşmuşsa, bir durup kendime çeki düzen veriyor yola öyle devam ediyorum. Bu yüzden de çok şükür uzunca bir süredir pek memnunum kendimden. Razıyım hayattan.


Birçoğumuz değil, biliyorum. Belki sen de onlardan birisin kardeşim. Seçimlerine tabiki saygı duyuyorum ama eğer hala acılara gömülmekte ısrarcıysan bir süreliğine yollarımız ayrılacak seninle. Zira şu sıralar benim kafam bir dünya…


İçimden coşku taşıyor. Kalbim şükürle çarpıyor ve ben gerçekten yaşamayı, insanları, dünyayı pek seviyorum. Biliyorum sana şu an biraz fazla Polyannacılık yapıyorum gibi geliyor ama vallahi da billahi de ben ağaçların şarkısını duyup, kuşlarla gökyüzünde özgürce dans eder gibi boşluklarda süzülüyorum.


Gerçi ben her bahar böyle oluyorum ama olsun şu an fark ederek, doyasıya ve AN’da çok mutluyum. Bunu seninle paylaşmak için, bu ruh halimi sana bayram hediyesi olarak bulaştırabilmem için neler mümkün çok merak ediyorum.


Bu yazıyı biraz da bunun için yazıyorum. İçimden bu bayramı coşkuyla kutlamak gelirken, senin hala bir yerlerde takılı kalan zihnin yüzünden baharı kaçırmanı istemiyorum kardeşim. Mutlu olabilmek için doğaya bakmak yeterli, inan bana! Kendini ona teslim etmek ve onun zamanıyla akmak…


Biliyorum son iki senedir biz baharı bile doğru düzgün yaşayamadık ama bak bu sene sanki bir şeyler umutlu umutlu gülümsüyor bize. Evet dışarıda hala kötü şeyler oluyor. Olacak da…Bu yüzyıla denk gelen insanlık olarak bunlara çoktan alıştık ama eğer biz içsel huzurumuzu bulamaz, esnek dayanıklılık denilen kaslarımızı geliştiremezsek her zaman düşük bir frekansta ve enerjide oluruz. Bu yüzden çevreni yüksek enerjili insanlarla doldurmanı istiyorum sevgili kardeşim.


Bu dediğimi sakın “negatif insanlardan uzak durun” söylemleriyle karıştırma! (Bu noktada koskoca bir ayrımcılık ve inanılmaz büyük bir gelişim fırsatını kaçırma durumu var ki ben bu yüzden o tarz söylemlere çok karşıyım. Neyse onu başka bir yazıda anlatacağım) Ben senin artık bilinçli seçimler yapmanı ve hayata iz bırakacak şekilde yaşamanı diliyorum.


Bu nasıl olacak?

Önce iki yıldır kutlayamadığın şekilde bayramını kutlayacaksın. İster aile büyüklerinle güzel vakit geçirmeyi planla, istersen kendine ve çekirdek ailene bir tatil hediye et. İmkânın hangisine yetiyor, canın neyi istiyorsa… Ama muhakkak şartların dahilinde sana neyin iyi geldiğini bilerek bir seçim yap. Sonra varsa küskünlüklerin, alınma, darılma gibi çocukça huyların onları fark edip, affetmelere başla! Ne büyük özgürlük olduğunu anlayacaksın. Hatta içinden gelirse affettiklerinle bir araya da gel. Oldukları gibi kabul et kardeşlerini…Sen de insansın, senin de nice hatan var. Benim de var…Ve iyi ki varlar ki gelişme imkanı bulabiliyoruz. Yeter ki hatalardan öğrenelim, hatada ısrarcı olmayalım. Hatırla kardeşim; kardeş kardeşe düşman olmaz!


Ha “dünya başka türlüsünü gösteriyor bize, her yerde savaş yıkım, ekonomik çöküntü var” diyeceksin ama ben de sana o zaman, “sen içindeki kavgayı bitirmediğin için” diyeceğim, ağır gelecek. Meşhur baş ucu kitaplarımdan Tanrılar Okulu’nun da dediği gibi;

Dışarda senin içindekinden başka bir şey yok. Dünya seni, sana yansıtmak için tasarlanmış bir oyun alanı. Dışarıda her ne görüyorsan sen öyle olduğun için.


İnsanlık yukarıda yazılanları anlayıp, bilinçli eylemlere geçse ne değişir?

Hayat gerçekten o zaman bayram olur BİZ’e canım kardeşim. Çünkü BİZ yeryüzünde cennet gibi bir yaşamı düşlüyoruz seninle. Fena mı olur sevgi toplumu olabilsek? Herkes herkesin varlık hakkına saygı duysa…Herkes doğuştan getirdiği eşsiz yaratımını hayata katkı olarak sunabilse…Doğa ve insan birbirinden ayrı varlıklar olmadığını anlasa ve doğayla uyumlu bir yaşam şeklini içselleştirebilsek…Verdiğimiz zararı tamir edip, daha güzel bir dünyayı birlikte yaratsak…Topraktan yeniden tazecik, doğal, sebze meyveler fışkırsa…Dalından kopardığımız kayısının kokusunu içimize çekebilsek…Birlikte üretip, gerektiğince tüketsek…Çöpümüzü dönüştürüp, sade ve zararsız yaşamlar seçebilsek…Sanatı baş tacı edip Yaradan’ın en yüksek tezahür şekilleriyle buluşabilsek…


Burası cennet olmaz mı? Adına yeryüzü cenneti demez miyiz?


O zaman bana daha fazla Polyanna deme artık canım kardeşim. Ortak rüyayı besleyecek eylemlere hayatında yer aç. Yer aç ki her günümüz bayram olsun. Mutlu yarınlara birlikte kucak açalım. Biz göremesek bile, bizden sonra gelecek jenerasyonlar için birlikte çalışmanın, yolu açmanın gururuyla ölelim bari.


Kimse arkamızdan yas tutmasın, bizi neşe ve onurla ansın!


Onlar öncülerdi desinler, bu yeter.


Ramazan bayramın kutlu olsun sevgili kardeşim

Şeker tadında güzel zamanlara,

Kardeşin Nihan



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.