Sosyal fayda ve sosyal girişimcilik

Selam sana, dünyanın neresinde olduğunu bilmediğim ama kalpten derin bağlarla, sıcacık kalbini hissettiğim canım kardeşim;

Biz bu alanda uzun süredir beraber yol alıyoruz. Güzellikler paylaşıp, güzellikler yaratıyoruz. Benim yolculuğumda, kendi yolculuğunu aynalıyor, benle birlikte öğreniyorsun. Ben düşüyorum, sen kaldırıyorsun, sen düşüyorsun ben hatırlatıyorum. Sözümle, nefesimle, okuyup anladıklarımla…


Deneyimlere giriyorum sık sık. Her garip insan evladı gibi…Elimden geldiğince, belli hedeflerle bezenmiş, farkındalıkla aydınlatılmış bir yolum var en baştan beri. Sen biliyorsun kardeşim. Kolektif yaratım alanını önemsiyor, toplumsal bilinci değiştirip yükseltebilme konusunda çalışıyorum ben.


İkinci kariyer dediğim, kendimi tanımladığım “yazar ve sosyal girişimci” etiketlerim var. İnan bazen kimselere anlatamıyorum tam olarak nelerle meşgul olduğumu. “Ne iş yapıyorsun sen?” diye sorduklarında, kendimi tanıttığım bu etiketler gerçekten yeterli olmuyor. Çünkü toplumumuzda henüz çok yeni olan kavramlar var.


Tıpkı sosyal fayda ve sosyal girişimcilik gibi…


Bugün bu köşeyi biraz teknik bilgi vererek, anlayışımızı gelişime açmak ve aslında hepimizin içinde olan cömertlik, paylaşım ve yardımlaşma gibi değerleri toplumumuza tekrar hatırlatmak için kullanmak istiyorum.


Sosyal fayda nedir?

Topluma ve/veya çevreye sağlanan yarardır. Sosyal fayda kavramı; sağlıklı toplum ve bilinçli vatandaşlık için hayata geçirilecek eylemlerin bütününü kapsar. Dezavantajlı olan diğerlerini düşünmeyi, onları desteklemeyi içerir. Çünkü ancak herkes iyi olduğunda biz de iyi oluruz.


Kapitalist düzenin maalesef her birimiz üzerinde bıraktığı yıkıcı etkilerden biri de bireysellik kisvesine bürünmüş korkunç bir bencillik anlayışı. Diğerini düşünmeden, sadece tüketime odaklandırılmış topluluklarda yaşıyoruz günümüzde. Çünkü kar odaklı işler yüceltiliyor. Para kazanamazsan bir “hiç” oluyorsun. Ben bunu gittiğim, gördüğüm her yerde gözlemliyorum kardeşim. Ve inan, inanılmaz üzülüyor, hayal kırıklıklarına uğruyorum. Ama bir anlığına…


Sonra içimdeki aktivist ve sosyal girişimci tekrar ayağa kalkıyor, bana “köklerini hatırla, değerlerine tutun. Anla ve anlat! Unuttular, unutturuldular” diyor. Ben de o yüzden bugün sana değerlerimizi tekrar hatırlatacağım.


Neye ihtiyacımız var?

Türk kültürü, genlerinde imece, misafirperverlik ve dayanışmayı barındıran, topluluğun hayrını üstün tutan harika bir gelenekler ve öğretiler bütünü. Hepimiz bunun içine doğduk ama kimimiz yaşam yolculuğumuzda kültürümüzle bağlarımızı belli ölçülerde koparttık. Modern toplum denilen şeyi yanlış anladığımız zamanlar oldu. Ama şimdi özümüze dönmek zamanı canım kardeşim. Teknolojiyi ve modernizmi gerçek anlamlarıyla, odağına insanı koyarak yaşamak zamanı. İnsan dediysem bir bireyden değil, bir bilinç halinden bahsediyorum. Anlıyorsun artık. Hedefimiz insan-ı kâmil!


Kâmil olan insan olgundur, doygundur ve büyük oranda suskun ve de masumdur. Toplumun faydasına hareket eder, yardıma ihtiyacı olanı gözetir. Başkaları mutlu olduğunda o da mutlu olur. Ve buralara ulaşmak yazıldığı, çizildiği kadar zor da değildir. Kalp açmayı, sevgiyle dolmayı gerektirir ayrı…Çoğumuz o kadar çok kendimize odaklıyız ki başkalarını göremediğimiz için, kalbimiz de mühürlü maalesef.


Sosyal fayda üretmeyi hayatımızın içine nasıl koyabiliriz?

Gündelik hayatımıza gelince de, bu gezegende kendimizden başkaları olduğunu ve tüm canlılar birlikte yaşadığımızı fark ettiğimizde aydınlanma başlıyor sevgili kardeşim. Çünkü tüm canlılar bir ekosistem içerisinde birbirimize bağlı şekilde yaşıyoruz. Özellikle toplumu oluşturan bireyler derin ekonomik ayrımlar içerisinde yaşadığında, fakirlik arttığında hiçbirimizin mutlu olması mümkün değil gibi geliyor bana. Birden kulaklarımda aşağıdaki hadis çınlıyor, kalbim sızlıyor.


"Komşusu açken tok yatan bizden değildir."


Eğer senin de kalbin sızladıysa kardeşim, birlik kavramına odaklan ve her şeyin bütünün parçaları olduğunu idrak et lütfen. Her şeyden ve her yerden Yaradan yansırken, nasıl görmezden gelirsin birliği ve hizmetini esirgersin?


Birlik bilincini üç boyut dünyasında en güzel tezahür ettirecek erdemli aksiyonlar, sosyal fayda üretmeye odaklanmış olanlar gibi geliyor bana. O halde yaptığımız her işte olamasa bile, içimizde bir yerlerde topluma yararlı olabilmeyi güdülesek kendimize. Her şey nasıl da değişirdi! Hem bu o kadar da büyük aksiyon gerektirmez.


Küçülen kıyafetlerini ihtiyacı olanlar için ayırsan, evinin atığını ayrıştırsan, kalan yemeklerinin uygun olanlarını hayvan kardeşlerinle paylaşsan. Dışarı çöp atmasan, kötü alışkanlıklarının yerine yenilerini koysan kardeşim…Üç gün sigara içmeyip, biriken parayla ya kendine ya da ihtiyacı olan bir öğrenciye kitap alsan mesela! Ya da çocuklarının okul kitaplarını, doğudaki kardeşlerine yollasan…Maddi durumun iyiyse bir öğrenciye burs versen! Sivil toplumda o kadar çok dernek var ki…Belki ayda birkaç saat gönlüne uyan biri için gönüllü de çalışabilirsin. İş gücüne ihtiyaç her zaman var.


Bunlar her birimizin yapabileceği şeyler değil mi? Hatta çoğumuz da yapıyoruzdur belki de! Ama yine de bu kadar büyük nüfusu olan bir toplum için yeterli değil. Çünkü bilinç seviyesinde kritik eşiğe ulaşmadığımız sürece kalıcı iyileşmeleri asla yaşayamayacağız. Bu nedenden ötürü seni daha fazla aksiyona ve bilinç dönüşümüne katkıya davet ediyorum sevgili kardeşim.


Hadi gel sana biraz da sosyal girişimciliği de anlatayım. Eminim harika fikirlerin vardır kardeşim. Belki nereden başlayacağını bilmiyorsundur ya da kimlerle bir araya gelmen gerektiğini ya da sürdürülebilir modelleri nasıl kuracağını…


Sosyal girişimcilik nedir?

Sosyal girişimcilik, kâr amacı gütmeyen ve elde ettiği kazancı sosyal sorumluluklar için harcayan girişimler olarak tanımlanır. Sosyal girişimciliğin temelinde kapitalist sistemin bütün iyiliklerini toplumun yararına kullanmak vardır. Sosyal girişimcilik, kâr ile toplumsal faydayı aynı potada eriten ve sosyal sorumluluk ile yönetim becerilerini aynı çatı altında toplayan bir anlayıştır. Sosyal girişimler başarılarını elde ettikleri kâra göre değil; topluma sağladıkları fayda üzerinden ölçerler.[1] Bunun için de sosyal etkinin ölçülmesi gerekir.


Ülkemizde bu tam olarak ölçülebiliyor mu emin değilim ama kendi adımıza biz Köprü Project’te [2] sosyal etki kavramını “Köprü Etki Puanı” ile ölçmeyi hedefliyoruz. Amanın Nihan neler anlatıyorsun yine kafam iyice karıştı diyorsan seni aşağıdaki linke tıklamaya ve biraz benim dünyamla haşır neşir olmaya çağırıyorum kardeşim. Lütfen hemen sıkılma, anlamaya çalış. Niyetin net ise de benimle iletişime geç olur mu?


https://www.kopruproject.org/


Sosyal girişimci nasıl olunur?

Eğer toplumu ilgilendiren sosyal bir soruna (Örn: iklim krizi, açlık, fırsat eşitsizliği, kadın istihdamı, göçmen sorunu, dezavantajlı gruplar vs.) çözüm bulmak istiyor, bunun için de bir girişim kurmaya hevesleniyorsan sen bir sosyal girişimcisin kardeşim. Maddi fayda ve kâr ön planda olmaksızın kurulan bu tarz girişimlerin ortak özellikleri aşağıdaki gibidir:


  • Sosyal/çevresel etki yaratmanın öncelikli hedef olması

  • Ticari faaliyet yoluyla gelir elde edilmesi

  • Gelir fazlasının ana misyon için kullanılması

Sosyal girişimciler genellikle sorumluluk duygusu yüksek olan, kendinin lideri olabilen, proaktif insanlardan oluşuyor. Maalesef toplumumuzda herkes bu özelliklere sahip değil ama bu özelliklere sahip olduğu halde cesaret eksikliği yaşayan insan sayısı da bir hayli fazla. Bu yüzden kardeşim ilk önce her zamanki gibi bu alana ilgi duyuyorsan bilgilenmeni rica edeceğim. Çünkü konu çok derin, yer dar.


Her şeyi burada yazamayabilirim ama yaptıklarımla örnek olabilirim. KÖPRÜ PROJECT ve benim yapmaya çalıştıklarım bu konuya güzel bir örnek oluşturuyor. Lütfen BİZ’i gözlemle ve anlamaya çalış canım kardeşim olur mu? Çünkü anlatmaya çalışması şimdilik biraz zor. Her şey tam anlamıyla ortaya çıktığında tüm sistemi birlikte inşa etmiş olacağız.


O zamana kadar sevgiyle ve inançla kal!


Kardeşin Nihan


[1] https://btm.istanbul/blog/sosyal-girisimcilik-nedir?gclid=Cj0KCQiA7bucBhCeARIsAIOwr-_jcoNyV7FKpmbhLukwNOaQZ2_1PGG-pVEq6VNhk3YMD4Y3GKi2BS8aAqwbEALw_wcB

[2] Köprü Project, Nihan Uycan Özen’in kurucu ortaklarından olduğu sosyal dijital bir platformdur. Yapısı gereği sosyal bir girişimdir. Tüzel kişiliği yakında dernek ve derneğe bağlı ticari işletme şeklinde kurulacaktır.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.