ÖzDisiplin
Canım kardeşim,
Hasretle öperim güzel kalbinden. Bir tatlı yaz dönemi arasından sonra, sıcacık kalbim ve tüm samimiyetimle yine huzurunda buradayım. Seni çok önemsiyor, çok özlüyorum. Birlikte yarattığımız bu alan beni o kadar güçlü hissettiriyor ki; eksikliğini disiplinle çalışmaya en çok ihtiyaç duyduğum anlarda hissediyor ve yine buraya, sana koşuyorum. Ve hatta bugünün ilhamının bu öz disiplin konusu olmasının bütüne hayrı olmasını dileyerek bazı şeyleri senin yardımınla anlamak ve bizim için yazmak istiyorum.
Gel birlikte bakalım, disiplin ne demek ne zaman ihtiyaç duyuyoruz? Öz disiplinimizi nasıl geliştirebilir ve üretimimize katkı sunabiliriz?
Dinlenmeye ihtiyaç duyduğumuz bir yaz döneminden birlikte geçtik. Kimimiz tatil yapabilecek kadar şanslı da olamadı üstelik, farkındayım. Yine de insanın yapmayı çok istediği şeyler için öz disipline ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyorum. Zaman zaman bizi esir alan atalet, genelde konfor alanımızdan (alışkanlıkların oluşturduğu bildik ama gelişime kapalı alan) her çıkamayışımızda ve yararsız bağımlılıklar oluşturduğumuzda ortaya çıkıyor. Bize keyif verdiğini zannettiğimiz, zaman alan ama üretmek yerine tüketmeye odaklı alışkanlıklar bu bağımlılıkları sürekli bir şekilde besliyor. Ve biz sevgili kardeşim, zinciri her kıramadığımızda bu karanlık kuyulara daha çok batıyoruz. Bu anlattıklarımı somutlaştırmak gerekirse yine kendi üzerimden örnek verebilirim.
Son zamanlarda çalışmayla ilgili tekrar bir disiplin kurabilmenin zorluklarıyla baş etmeye ve bunu yaparken de yıllardır alışık olduğum sabah rutinimi tekrar oluşturmaya çalışıyorum. Okulların açılmış olduğu bu ilk hafta itibarıyla henüz düzene giremedim. Çünkü bir dönem irade yorgunluğu yaşayıp kendimi keyfe biraz fazla kaptırdığım oldu. Yakından tanıyanların çoğu “Aman Nihan, bu senin çalışmayan halin mi?” diyordur bundan eminim. Bu noktada çok dikkatli olmak gerekiyor sevgili kardeşim. Çünkü dışarıya nasıl yansırsak yansıyalım, hedeflerimiz için neler yapmamız gerektiğini aslında en iyi biz biliriz ve ne zaman dinlenme ne zaman tembellik yaptığımızın ayırdındayızdır. O yüzden kendimizi kandırmamak en doğru seçim, canım kardeşim. Lütfen bu noktada dur ve sen de kendine sor:
“Hedeflerime ulaşma yolunda hangi bağımlılıklarım yüzünden tembelce davranıyorum?”
“Nasıl bir disiplin geliştirebilirsem yol almış olurum?”
“Başlamak için neye ihtiyacım var? Ve ne zaman başlayacağım? (Ne olursa olsun bu tarihi sakın esnetme sevgili kardeşim!)Ben çalışma disiplinimi, film seyretme alışkanlığımın ve sosyal medyada geçirdiğim sürenin artmasına bağlı olarak kaybettim. Bu durum beni içsel olarak çok sıkıyor ve sürekli bahaneler bularak, üretkenliğime ket vuran davranışları haklı çıkartmaya çalışıyorum, farkındayım. Sanatçı kimliğimin buna ihtiyaç duyduğundan, yeni kitabım için malzeme toplamam gerekliliğine kadar beni bana haklı çıkaran onlarca elle tutulur bahanem var. Ve belki de bir bakıma oldukça haklıyım. Bu süreye ihtiyacım vardı. Ama artık süresini doldurdu. Bunu içsel olarak biliyorum ama hala içinde kalmak istiyorum. Bu şekilde sen de benim gibi kendini kandırıyor musun kardeşim? Buraları fark edelim ki öz disiplinimizi devreye sokabilelim.
O halde ne yapacağız?
İşte varlığına şükür dolu olduğum, belki de ailemin bana kazandırdığı en önemli özelliklerden biri olan ya da belki yaradılıştan getirdiğim iradeli davranma kabiliyeti burada önem kazanıyor sevgili kardeşim. Net bir karar alma ve bu kararı uygulayabilmek için irade ile pratik yapabilme alanı açmak. Bunlar öz disiplinin, üretkenliğin ve hedeflere yaklaşmanın anahtarları bana göre.
Sakın bana “ben iradesiz bir insanım deme!” İrade geliştirilebilir sadece bunu istemek ve emek vermek gerekiyor. Sen de biliyorsun bunu canım kardeşim. Şimdi bana yardımcı ol ve ben hazır tekrar motivasyon bulmuşken sen de benimle birlikte ak olur mu?
Ben, yeni dönemde daha önce taslağını yazdığım ikinci romanımla uğraşmak ve Köprü Project’in iki büyük adımını gerçekleştirmek için net kararlar aldım. (Detaylarını daha sonraki yazılarda zamanı geldikçe paylaşırım) Şimdi artık çalışmak zamanı! Eğer şu an hala atalet ve keyif hali içinde kalmayı seçersem, ilerleyemeyeceğiz bunu biliyorum. Bu arada bir “haddinden fazla çalışan” olduğum yıllara inat, dinlenmeyi de biliyorum artık. Benim için endişelenme, kendimi tüketeceğimi sanma sakın! Şimdilerde çok moda olan hayat-iş dengesi yavaş yavaş benim içimde oturmaya başladı artık. Biliyorsun kardeşim, serbest zamanlı çalışanların en büyük sorunu bu. Yaratıcı işler için lineer zaman çok anlamlı olmamakla birlikte, öz disiplin ve irade gücü, sonucu değiştiren şeyler oluyor. Çok çalışmak değil, akıllı çalışmak diye bir yöntem var, öğrendim.
O yüzden gel birlikte bir söz verelim! Bu yılki üç büyük hedefimizi düşünelim, net kararlar alalım ve aksiyona geçmek için bir zaman belirleyip o tarihten bir sonraki yaz arasına kadar baskıcı olmayan bir içsel disiplinle çalışalım. Bakalım dokuz, on ay gibi bir zaman diliminde kendimizle ilgili neleri değiştirebileceğiz?Bu konu bayağı geniş kardeşim, ara ara tekrar bizi yoklar, cesaret ve motivasyon eksildiğinde buradan yazarım sana ama şimdilik benden sana birkaç tüyo:
- Sabah kalkar kalmaz telefonu eline alma, kendini dinle, gününün güzel ve verimli geçmesine karar ver.
- Yapabiliyorsan güne bir küçük sabah meditasyonu, ibadet ya da sabah yazısı ile başla!
- Eğer tam zamanlı bir çalışan isen iş sonrası ya da öğle tatili gibi zamanlarını ya da serviste geçirdiğin süreyi nasıl değerlendirebileceğini düşün.
- Kendi zamanını yönetiyorsan haftaya başlamadan günlerini genel olarak planla, akış gerekli düzenlemeleri yapar.
- İlerlemeni kaydetmek için günlük tut ve her küçük başarı için kendini kutla. Sen olmasan hiçbiri yapılamazdı, fark et!Ben çok heyecanlıyım. Sanırım bir yerlere akıtmam gereken enerjinin yakıtı çoktan içimde birikti. Umuyorum ki sen de hayatın hakkında netleşebilir ve kendin ve bütün için en hayırlı adımları atabilirsin sevgili kardeşim.
Bizi çok seviyorum.
Kardeşin Nihan
YORUMLAR