Gösteriş kültürü

Merhaba Sevgili Kardeşim,

Nasıl gidiyor hayat? En son verdiğim cesaret işe yaradı mı? Senin gibi canlar olduğunu anlayıp, güç bulabildin mi mücadelende? Mücadele dediysem, tekâmül ile dolu bir güzel yaşam macerası bizimkisi. Ben vallahi de billahi de hayata böyle bakıyorum ve her gün ne büyük mucizelerle kuşatıldığımızı görüyorum. Kendi evrenimde pek huzurluyum vesselam ama durum sadece bununla sınırlı değil hepimiz biliyoruz. Değil mi canım kardeşim?


Tekâmül edebilmek için önemli olanın, hayatın içinde, ilişkiler yumağında, olaylar karşısında verilen tepkiler olduğunu bilebilecek kadar çözdük senle hayatı. Durum böyle olunca da ister istemez kalkanlarımızı indiriyor ve hayata karışıyoruz. Büyük oranda kendi seçimlerimizle yaşarken, seçimimiz olmayan ilişki, durum ve olaylara da muhatap oluyoruz. Ben de oldum ve çok şaşırdım. Bugün bu şaşkınlığımı paylaşacağım seninle.


Son günlerde hepimizin ana akım medyada ve özellikle sosyal medyada bolca muhatap olduğu bir yolsuzluk olayı var. Adını zikrederek, bu olayın popülerliğine katkı sunmak istemiyorum ama görmezden de gelemiyorum. Hakkında türlü türlü toplum analizleri yapılabilecek bir vaka bu. Güzellik sektörünün handikaplarıyla, dünyadaki kara para akışının ilişkisini sorgulatan inanılmaz bir olay. Bu durumu sorgulayan uzmanlar var. Analizlerini araştırmak ve anlamak isteyenlerin huzuruna da sunuyorlar. Eğer ilgileniyorsan kardeşim, günümüzün hastalığı, abartılı görselliğin başımıza açtığı dert; “gösteriş kültürü” nün arızalarını, tüm yanlarıyla analiz etmiş kişilerin programlarını seyredebilir, kendi sentezini çıkarabilirsin.


Ve ister bu olaydan öğrenmeyi seçersin kardeşim istersen de şu an kurban gibi gözüken ama bir zamanlar toplumun hatırı sayılır, sayısal üstünlüğe sahip kısmına cellatlık yapmış bu magazin figürlerine yargı dağıtabilirsin. Ama unutma ki kınadığın her şey, içindeki özü ve dersi anlamadığın sürece ölmeden önce başka bir şekilde senin de başına gelecektir. Evrenin yazılı olmayan kanunlarından biri de bu işte! Gel biz bu yüzden seninle kişilerden çıkıp, benim ta başından beri anlayamadığım bir konuya kavramsal olarak bakalım.


Biliyorsun ki sosyal medya iki binli yılların başlarında hayatımıza girdi. Facebook ,Instagram, Twitter, Youtube ve şimdi yeni nesil olan onlarcası… Ben eski bir BT (Bilişim Teknolojisi) emekçisi olarak işin teknik kısmıyla her zaman ilgilendim ve fonksiyonel olarak bu mecraların yapabildikleri konusunda hep çok meraklı oldum. Haliyle de hemen hepsinin kullanıcısıyım ama hiçbirinde de aşırı aktif olacak ve günümüz başarı kriterleri arasında sayılacak; takipçi, beğeni, izlenme sayısı parametreleriyle zerre ilgilenmeyen bir yerden kullanıcı deneyimi yaşadım, yaşıyorum. Yani anlayacağın bu sistemlere kendi istediğim kadar dahil oluyor, kendi istediğim kadar görünüyor ve kendi istediğim kadar içerik üreticisi oluyorum. Bu nedenle de içlerindeki hâkim kültürü sanıyorum ki kimliğime pek giyememişim. Bunu sana pragmatik örneklerle anlatayım:


  • Ben insanlar bir etkinlik vs. duyurmadığı takdirde neden yer bildiriminde bulunuyorlar hala anlayamıyorum. Kimin nerede eğlendiği, nerede yemek yediği veya nerede tatil yaptığı beni gerçekten ilgilendirmiyor. (Bu işi meslekleri haline getirmiş kişiler haricindeki normal kullanıcılar yaptığında şaşırıyorum gerçekten)

  • Normal kullanıcılar neden kendi bedenlerini ve dahası çocuklarınınkini durup dururken teşhir ediyorlar hiç anlayamıyorum.

  • Alkol ve sigaraya özendiren görüntülerde etiketlenmekten de hiç hoşlanmıyorum.

  • Kendimin dahil olduğu bir eğlencenin görüntüleri, bana sorulmadan arkadaşlarımın hesaplarında dahi paylaşılsa rahatsız oluyorum.

  • Çocuklarıma sormadan fotoğraflarını paylaşmamaya çalışıyorum. (Kendimce mesajı olmayan hiçbir şey paylaşmamaya çalışıyorum.)

Kısacası mahremim olarak addettiğim, değer yargılarımla bağlantılı şeyleri pek de görünür kılmak istemiyorum. Ve de özellikle ekonomik durum gibi kişiler arasında büyük farkları ortaya koyabilecek varlıkları paylaşmayı ise hiç doğru bulmuyorum. Bunlar benim kendi düşüncelerim sevgili kardeşim. Yapanları kınamadım ama anlayamadım da! İstemsiz dahil olduğum birçok paylaşım da olmuştur. O yüzden büyük laflar etmemekle birlikte bana tuhaf gelen şeyleri yazma gereği duydum. Birileri kalkar da belki bana da mantıklı açıklamalar yapar umudumla.


Benim sosyal medyayı kullanma amacım sıklıkla bilgi paylaşımı ve kendi üretim alanlarımla alakalı bildirim yapabilme isteğiydi çünkü. Sonra sonra akranım, hatta benden büyük insanların bile bambaşka bir yarışta olduğunu fark ettim, utandım. Gerçekten uzun süre insanlar adına utandım. Tatillerini, yemeklerini, eğlencelerini paylaşmalarından utandım. Sonra dedim ki kendi kendime “Nihan dar kafalı olma çağ görünürlük çağı!” Anlamaya çalışıp, belli ölçüde kendimi de daha görünür yapmayı seçtim ama hala da çok değişemiyorum çünkü bu olayda bir yanlışlık var gibi hissediyorum. Sanırım samimiyetin olmadığı, otantik özümüzden uzaklaştığımız her şey beni ziyadesiyle itiyor. Sevemiyorum. İşte bu yüzden zaman zaman sosyal medya detoksu yapıp kaçıyorum. Herkes gibi kendimi kaptırmamak ve özümü duyabilmek için. Ama sosyal medya durmuyor!


Ne kadar görünürsen o kadar varsın!

Hepimiz balık hafızalı olduk. Hepimiz değer bilmeziz ve hepimiz sadece gördüğümüzü önemsiyor ve onunla bir yarış haline giriyor öyle olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu nasıl bir şey anlayamıyor her yeni gün şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyorum canım kardeşim. Sen ne hissediyorsun? Bir sosyal medya akımı çıktığında neden kimsenin sorgulamadan hemen yaptığını anlayamıyorum mesela. Algoritmanın bizim hakkımızda olabildiğince fazla veri toplamaya çalıştığını anlayamayacak kadar derinliksiz mi bakıyoruz konulara, soruyorum.


Belki de bunlar dijital dünyayı, teknik olabilirlikleri fazlasıyla iyi tanımamdan ve riskleri bilmemden kaynaklanıyordur, bilemiyorum. Yine de bunların hiçbiri insanların içindeki gösteriş yapma isteğini bana anlatamıyor.


Konu, “ben bunu yapabiliyorum, siz de görün ey ahali” konusu mu? Çocuklukta alınamayan takdir, beğeni, onay ihtiyacı ve buna olan bağımlılık mı tam çözemedim kardeşim ama malum olaydan gördüğüm, bu şekilde olan insan sayısı o kadar fazla ki bu olaylar resmen dizi izlenir gibi izlenmiş, o kişilerle özdeşleşmeler yaşanmış ve toplum tek tipleşmeye ve standart güzellik algısı etrafında toplanarak köleleştirilmeye başlanmış. Bunun farkında olmayan kardeşlerimiz beyinlerini, iradelerini ve daha da önemlisi özgür seçim haklarını kiraya mı vermişler sormak istiyorum.


Sakın buralardan teknolojinin kötü bir şey olduğu anlaşılmasın. Teknoloji doğru ellerde olduğu zaman insanlığın faydasına kullanılabilecek muhteşem bir araç. Ama görüyorum ki her yerde olduğu gibi şeytani akıl çok daha hızlı gitmiş ve birçoklarımızın beynini ele geçirmiş.


Lütfen kardeşim, sen onlardan olma! Teknoloji seni kullanmasın, sen teknolojiyi kullan. Biz Köprü Project’te bu yaklaşımın bir örneğini sergiliyoruz aslında. Bunu da yazarken fark ettim ve seninle paylaşmak istedim. İlla da bir şeyleri göstermek istiyorsak, neden örnek alınıp, herkesin yararına olabilecek bir şeyleri göstermeyelim ki? Ya da neden iyilikte yarışmayalım mesela?


Zaten Köprü Project’i de bu yüzden kurmadık mı? Sivil toplumun LinkedIn’i olsun dedik. Boş boş takipleşip zaman öldürmektense sosyal fayda odağında dijitalliği kullansın insanlar dedik. Sosyal fayda içerikli projeler etrafında toplanalım ve birlikte sinerji üretelim istedik. Umuyorum ki benim gibi düşünen kardeşler de vardır bu dünyada. Ve belki Altın Çağ’da dijital platformlar konusunda da birlikte devrim yapar, boş içerikleri takip etmeyi bırakır, zamanımızın nasıl üretken hale gelebileceğini merak ederiz.


İlgilenebilecekler için hem eski yazılarımın linkini bırakıyorum hem de Köprü Project Web Sayfası linkini:

(İyilik Köprüleri – Köprü Project adlı yazıma buradan ulaşabilirsin

Köprüler kuruluyor adlı yazıma buradan ulaşabilirsin

Köprü Web Sayfası:kopruproject.org/

Köprü Instagram: https://www.instagram.com/kopruproject/


Tüm sevgimle,

Kardeşin Nihan



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.