Su elementi
Bu dünyaya gelirken, ana rahminde, suyun içinde beslenir, büyür ve fiziksel gelişimimizi tamamlarız.
Su kadim bir varlıktır.
Besleyici özelliği ile dişi bir RUH taşır.
Toprak da doğurma özelliği ile dişidir, fakat su olmadan bu doğum gerçekleşemez.
Su, doğumun gerçekleşmesini sağlayan ana besin kaynağıdır.
Tohumun filiz vermesi de büyük ölçüde ona bağlıdır.
Su, bizi yalnızca dışarıdan değil içten de besler.
Bu ruh içimizde de yaşar.
O kandır, hücrelerdir, bedendeki tüm sıvılardır.
Bedenin nerdeyse tamamı suyla kaplı, bunu biliriz.
Peki, hisseder misin içinde yaşayan bu canlıyı?
Ne kadar tanırsın onu?
Yaşamda her şeyin bir ruhu, kendine ait bir bilinci vardır.
Akan, iletken olan her şey suyun ruhu taşır, yansıtır.
Su, akışkanlığıyla yeniler ve yenilenmeyi öğretir.
Akarak hem kendini hem temas ettiği her şeyi arındırır.
Yenilenmenin tutunmayı bırakmak olduğunu hatırlatır.
Ve bu yolun arınmaktan geçtiğini söyler.
Bize bu konuda yardım etmek üzere yaratılmıştır bu kadim varlık.
Durağanlık olan yere hareket,
Katı olan yere yumuşama getirir.
Kuraklığı giderir toprağı besler.
Su, saydam ve yumuşacık görünümünün altında aslında muazzam bir güce sahip.
Gerekirse de evi istila eder, yıkar, dağıtır ve ortama denge getirir.
Katılaşmış, eskimiş, toz kir kaplamış her şeyi yıkar, çözer ve senin yapamadığın temizliği o yapar.
Özünde şefkatli bir varlıktır. Sertliği ve sivriliği yumuşatır.
Tıpkı dağlara, taşlara yaptığı gibi.
En sert kayayı bile kum haline getirir.
Yumuşaklığın özündeki gücü gösterir bize.
Büyük bir öğretidir bu.
İnsanın en zorlandığı ve en ihtiyaç duyduğu vasıftır bu.
Su Ay’dır.
Ay’ın döngüsü ve çekimidir.
Su, bedende cildin ve gözlerin ay ışıltısı gibi parlaklığında gösterir kendini.
Yaşam nektarıdır O.
Ateş bile besinini sudan alır.
Nektarı, beynin tam ortasında, bütün vücut fonksiyonlarının dengesinden sorumlu olan epifiz bezi üretir. Buraya RUHUN TAHTI da denir.
Saf bilincin bedene indiği merkezdir burası. Bağışıklık sisteminin gücü, saf bilincin nektar olarak ürettiği bu besine bağlıdır. Besin buradan tüm bedene yayılır, dağılır.
Kalbin atışını, sindirimin gücünü, böbreklerin işleyişini, hormonların dengesini, dolaşımın gücünü, sinirlerin iletkenliğini, lenflerin berraklığını bu yaşam nektarı sağlar.
Manevi kalbi besleyen de odur.
Bazen de durağanlaşır, bulanır. O zaman ağırlaşır ve hafiflikle akamaz.
O zaman ateşin ve havanın ruhunu yardıma çağırırız.
Onlar suyun içindeki toksini arındırır ve onu tekrar harekete geçirir.
Doğada da bedende de sistem aynı çalışır.
Hareketsiz kalan bedende su toksik hale gelir, ağırlaşır ve birikir.
Korku buradan doğar.
Bütün ağır duygular bu şekilde oluşur.
Ve bağımlılıklar baş gösterir.
Su dengede olduğu zaman, şefkat hissi yükselir.
Ve yaşam tadından yenmez olur.
Yaşam Bilimi Ayurveda ve Çin Tıbbı bu konuyu binlerce yıldır, detaylı bir şekilde işleyip aktarmaktadırlar.
Ateşi ve havası fazla olan beden ise kurur ve hissizleşir.
Evet… su his demektir, hissetmeyi sağlar.
Hisler, sezgilerdir.
Sezgiden kopan insan yorgun düşer ve hatta yolunu şaşırır.
Çünkü an gelir akıl yetmez yolu bulmaya.
Ruhun kalbe, bedene yansıması olan sezgiyi de duymak gerekir.
Aklın çerçevesi dar, vizyonu katı ve belirsizdir.
Su, birikmiş, öfke, hırs, açgözlülük ve ihtirasa sebep olan yüksek ateşi serinletir ve fizyolojiyi dengeler.
Su, Batı yönüdür.
Güç hayvanı, deri değiştiren yılandır. Mevsimi, yaprak döken Sonbahardır.
Tüm yaşamı ve tabii bedeni de yöneten, besleyen ve varlığını sürdüren ruhtur, yüksek bilinçtir evet.
Ağırlaştıysan, bulanıklaşıp tıkanmış hissediyorsan.…
Hafiflikle, berrak ve engel olarak gördüklerine takılmadan yaşamayı öğrenmek istiyorsan,
Suyu dinle.
İzle onu.
Daha çok su iç.
Arın biraz.
Duygunu ifade et.
Hislerden kaçma.
Hareket et ve biraz ter at.
Yaratıcılığını akıtacak bir kanal bul.
Yaşamın canlı olan bilincini tanıdığında kendine şifa verebilmeyi öğreneceksin.
Korkudan ve endişeden sıyrılacaksın.
Kendini tanıyacaksın.
Denge ve güce kavuşacaksın.
Yaşamın insandan istediği de bu.
Sevgi ve Saygıyla
ÖZ.
YORUMLAR