Battal boy sevgi
Soğuk kış günlerinde Gezi Parkı'nın önünü mesken tutan tombulca, güleç yüzlü, evsiz bir beyefendi her sabah selamını eksik etmeden orada duruyordu. Tam bir beyefedi kendisi... Neredeyse her gün selamlaşıp nasılsınlar ve ufak gülücüklerle güne başlıyordum.
Türkiye'ye döneli 6 gün oluyor. Etrafım gülümseyen insanlarla doldukça günlük hayatımın parçası olan hemen herkesi ayrı ayrı gözlemlemeye başladım.
Metrodan çıkıp işe gelmek için köşeyi döndüm ve yırtılmış gömleği, ceylan desenli paspasıyla bu sevgili insan oradaydı. Belki beni hatırlamaz diye geçirdim içimden. Uzaktan beni gördüğü gibi ayaklandı. Gülerek elini uzattı.
-Uzun süredir görmedim ablam seni. Nerelerdesin? Kötü bir şey yok inşallah...
Yokuluğum sırasında hemen her fırsatta, çeşitli mecralardan özlemlerini dile getirenlerden daha samimi geldi bu soru. "Kötü bir şey yok inşallah..."
Seçim kaygısıyla sinir küpü olmuş yurdum insanı basit soruları, birbirini dinlemeyi, özlemeyi çok mu unutmuş? Özlese bile söyleyemeyecek kadar kibirlenmiş.
Oturup sabah kahvaltısı yerine muz, kuruyemiş yedik. Ben ne yiyorsam o da onu yiyor sabahları. Para vermek istediğimde çok kızıyor.
-Abla beni zor duruma sokuyorsun. Allahını seversen yapma!
Derdi para pul değil bizimkinin. Kendinden olmayanı rezil rüsva eden insanlardan apayrı bakıyor gözleri. Ne parlak takım elbisesi var, ne cilalı ayakkabıları...
Öteden beriden konuşmak yerine sordum artık dayanamayıp
- Neden çalışmıyorsun?
-Abla çalışıyorum ya! Mendil satıyorum işte. dedi.
Doğru. Mendil satıyor. Anlattı sonra. İşe girse temiz kıyafeti olmadığı için laf ederlermiş. Ben yıkarım kıyafetini desem de ikna olmadı. Vardır bir bildiği...
“Başımı sokacak çatım yok” dediği yerde diyemedim bir şey. Bir parça muz, temiz kıyafet getirmek hiç bir şeye yaramıyor. Belki gülümser diye “yaz geliyor” dedim. “kış da geliyor ablam” dedi.
Gülümsüyor olduğu için seviyorum o adamı. Karl Marx'a benziyor. Karl Marx'a benziyorsun desem anlamaz belki ama sistem karşısındaki duruşunu gülümsemesinden daha çok seviyorum.
YORUMLAR