En yakın arkadaşının nişanlısı ile evlenen kız

Korkmayın, başlıktaki gibi bir durum yok, ama olmasına ramak kaldığına tanıklık ettim. Biraz ilgi çeksin, merak edin diye “ünlü oyuncunun şok eden görüntüleri” diye adamın pide yerken görüntülerini haber yapan tık arsızı haber siteleri gibi başlık atmak istedim bugün.


Konuya dönüyorum, benim –çok şükür- başıma gelmedi ama dünyada erkek/kadın kıtlığı varmış gibi tanıdığı birinin o anki zevcesine, ayrıldığı, boşandığı ex’ine salça olan bir çok kişi mevcut. Geçen gün izdivaç programlarından birinde de bu hadise tartışılıyordu (evet itiraf ediyorum, bu tür beyin eriten şeyleri bir süre izlemeyi çok seviyorum, izledikten sonra ne harika bir insan olduğumu, ne süper bir hayatımın olduğunu fark edip kendimi omzumdan öpüyorum, canım kendim diyerekten.)


Programdaki hanımlar “arkadaşımın sevgilisinin gözüne bile bakmam, kafam öne eğik otururum” kafasındayken, erkekler biraz daha genişti. Yani hep bir göz dışarda olma durumu erkeklerde zaten mevcut da, kadınlar “aşık olduk, birbirimize karşı koyamadık” diye meşrulaştırmaya çalışıyorlar durumu.


Önce çok saçma bulsam da, kızmamak lazım aslında. Bir haber okudum geçen gün; tam hatırlamıyorum ama kabaca “birbiriyle çıkan ünlüler” gibi bi sirkülasyon var ve toplasan bi elin parmaklarını geçmeyecek insanlar dönüp dolaşıp birbirleriyle takılıyorlar. Cansu Dere, Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Deniz Akkaya, Okan Bayülgen ekbinin yarattığı ilişki kombinasyonlarını hatırlamaya çalışırsanız beyninizde bi kaç nöron yanmaya başlıyor bile.


Şimdi gidip bunlara “başka insan mı kalmadı moruk” da diyebiliriz, hak da verebiliriz. Şahsen ben ünlü olsam aynen böyle takılırdım. Usta aşçıya, bahçevan postacıya, sonra hepsi evin hanımına…


Hadi bunlar ünlü, camiada bi avuç insan birbirleriyle yetiniyorlar diyoruz ama biz sıradanların hayatı da hiç farklı değil. Nerden baksan memleket 75 milyon, hadi bunun turisti, erasmuslusu, tatile gelip yoldan çıkanı 80 milyon olalım, yine herkes birbiriyle, yine herkes tanıdık!


İlişkiyi falan geçtim, ağız tadıyla birinin arkasından bile konuşamıyorsun artık. Belki bir olayı abartacağım, belki bir şeyler uydurup çarpıtacağım, belki üzerimdeki elbisenin fiyatını bi’ tık daha fazla söyleyeceğim.. Mümkünatı yok artık. Herkes aynı yerlere gidiyor, herkes aynı şeyleri giyiyor, herkes aynı insanlarla yatıyor...


Üzerimdeki bi kaç sezon önceki Zara elbiseyi belki “Paris’de vintage butikten aldım şekerim yaa” demek istiyorum, ordan iblisin teki çıkıp “Aaa Zara di mi, ben de çok severek giyiyordum, verdim ama başkasına” demez mi? Mecburen sürekli doğruları söyleyen, her yaşadığını olduğu gibi aktarmak zorunda kalan düzgün bir insana dönüştüm bu dönmedolap sosyal çevre yüzünden.


İş gönül meseleleri kısmına gelince ise daha çirkinleşiyor. Tamam kimsenin ilk aşkı olacak yaşta değiliz artık, onu kabulleniyorum da, adamın eskisi üst komşunun kankası çıkabiliyor, bu da bana koyabiliyor…


Kahve içmeye çıktığında bile 8 yıldır görüşmediğinin birinin boşanma detaylarını duymak mümkün artık. Sen geçmişinden, tanıdıklarından kaçsan da yaşadığımız düzen buna izin vermiyor.


Her gün yeni kafeler, restorantlar, mağazalar açılsa da, sürekli seyehat edip yeni insanlar tanısak da, çevremiz her geçen gün genişlese de aslında git gide daralan bir kapanın içindeyiz. Yaşadıkça, nefes aldıkça, zaman aktıkça birbirini hiç tanımayan insanlar bi şekilde birbirlerine daha da yakınlaşıyorlar aslında...


İşte böyle anlarda; etrafında konuşulan dilin tek kelimesini bile anlamadığın bir yerlere aniden gelen basıp gitme isteğini durdurabilmek mümkün olmuyor…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir süperrrrrrrrrr
    CEVAPLA
  • Misafir son cümle beni benden aldı
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.