Bu ne gaddarlık?

Geçtiğimiz akşam ünlü şarkıcı Demi Lovato'nun yüksek dozda uyuşturucudan hastaneye kaldırıldığı haberini paylaştım.





Şarkılarını bilmem, kırmızı halıda yaptığı kötü kıyafet seçimleri sebebiyle çokça eleştirmişliğim vardır. Ama yine de üzüldüm. Henüz 25 yaşında genç bir kadının sorunlarıyla başa çıkamayıp çözümü madde kullanımında araması, hayatından vazgeçecek kadar dibe batması üzdü beni.


Paylaştığım haberin altında yazılan yorumlara şöyle bir göz gezdirince inanamadım. “Oh iyi olmuş”lar, "Kendine bunu yapıyorsa hiç üzülemem"ciler...


Arkadaşlar bu nasıl bir gaddarlık? Başına böyle bir şey gelmeyeceğinden o kadar emin, o kadar güveniyor ki kendisine insanlar, yorumlardaki zalimliğe inanamadım.


Demi Lovato senelerdir depresyon, anksiyete, yeme bozukluğu gibi psikolojik ve fiziksel sorunlarla başeden bir kız. Belki dalga geçmek, belki eğlenmek için ben bile blogda kendisini defalarca eleştirdim. "Amaaan elin Türk blogunda yazılan şeyi görüp mü üzülecek" diye yüzeysel bir düşüncem bile vardı.


Belki yazdığımı görmeyecek ama benim yazdıklarım, başkalarının da başkaları için bunları yazmasına çanak tutup güç veriyor. Evet hala yazıyorum, hala dalga geçiyorum herkesle, kendime bazen kızdığım da oluyor ama belki bu hayatı ve herkesi ti'ye alış benim kendi savunma mekanizmam, onu da bilemiyorum. Tek bildiğim, artık kimseyi kırmadan eğlenceli bi şeyler yazmak.


Yani, evet, görmeyecek, tabii ki okumayacak ama böyle böyle bütün dünyanın üzerinize geldiğini düşünsenize. Herkesin dış görünüşün, yaşam tarzın, giyimin, saçın hakkında bir yorumu var, baskısı var.


"Oh ünlü işte, parasını kazanıyor, daha ne istiyor ki?" diye düşünenler olabilir ama kim bilir, kafasının içinden neler geçiyor... Bizler bile günlük hayatın stresi, baskısı, sorunlarımızla mücadele ederken zorlanırken, bütün dünyanın bunu yaptığını düşünün.


Alkol, uyuşturucu, kendine zarar vermek, fazla yemek ya da hiç yememek.. İnsanların dertleriyle, problemleriyle başa çıkma yöntemleri çok farklı olabilir. İntihar eden ünlüleri gördükçe "Kimbilir ne derdi vardı?" diyip dışarıdan her şeyin ne kadar da toz pembe göründüğünü düşünüp sürekli hayatı sorguluyorum.


Empati yoksunluğu bu hafta kendisini Atina yangınında da gösterdi. Feci şekilde can veren, evlerini, arabalarını, yuvalarını kaybeden insanlar için "Oh iyi olmuş" diyen, "Benzin dökelim üstlerine" diyen yorumları gördükçe kanım dondu.


Nerede yetiştiniz, sizi kim sevmedi, nasıl bu kadar cani oldunuz? Bu insanlarla yan yana yürüyoruz, belki yan yana oturuyoruz toplu taşımada, belki alt katımızda oturuyorlar, haberimiz yok.


Bu çocuğa göz diken, köpeğe tekme atan, yanana benzin dökelim diyen, intihar etmişe “Oh iyi olmuş!” diyen korkunç insanlarla aynı havayı solumak istemiyorum, solumamak için ne yapacağımı da bilmiyorum.


Tek dileğim, Allah bunları ıslah etsin.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Helal Pelo..????
    CEVAPLA
  • Misafir İnadına aşk..Yaşasın aşk..Her yerde aşk!!
    CEVAPLA
  • Misafir Ya sen mükemmel bir kadınsın böyle seans falan ver fasulye zihinlerde biseyler filizlensin artık kadın olmanın eksiklik olduğunu düşünen bir adım arkada duran kadınlardan bıktık
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.