Her gün aynı şey yenir mi?
Köşemi buldum ve son yazdığım yazının tarihine baktım. Ben sadece bir aydır yazı yazmadığımı düşünürken, en son yazı tarihimin 25 Ocak olması ile şaşkına döndüm. Zamanın bu denli hızlı geçmesine mi, bu kadar zamandır köşemi öksüz bırakmış olmama mı, sevgili HTHayat ekibinin hala beni bağırlarına basmalarına mı daha çok şaşırdım, bilemeyeceğim.
1 Mart’ta kitabımın çıkması ile çok fazla bir yoğunluğa girdim. Yazı yazabilmek isteyip, cep telefonunda notlarım kısmında ‘’yazı konuları’’ altına bol bol başlık ekleyip, vakit bulamadıkça bugüne kadar geldim ve işte şimdi burdayım. Bu esnada yazılarımı özleyen, arada mesaj atıp soran sevgili takipçilerime de çok teşekkürler. Döndüm...
Dediğim gibi anlatacak konu başlıkları çok birikti. Bugün besin çeşitlendirmesini anlatmak istiyorum.
Beslenme hem komplike hem de çok basit bir şey. Sağlıklı beslenmek için benim olmazsa olmazlarım aşağıdaki gibidir. Bunların dışında kalan ‘’sağlıklı’’ diye geçen her şey benim için ekstradır veya kaçamaktır.
Aşağıdaki ‘’olmazsa olmaz’’ listem en çoktan tükettiğim besin grubundan en aza doğru günlük beslenmemi gösteriyor.
- Rengarenk, çeşit çeşit sebze ve günde 1 meyve
- Yumurta, kurubaklagiller veya mevsim balığı (yiyenler için et)
- Tohumlar (ayçekirdeği, kabakçekirdeği, keten tohumu, chia tohumu gibi), kuruyemişler, yağlar
- Çok az, tam ve glutensiz tahıllar (her günde yok)
- Süt ürünleri (gün içinde bir parça peynir veya haftada 1-2 kez yoğurt)
Şimdi geliyoruz asıl bu hafta anlatmak istediğime. Öncelikle aldığım bazı soruları sıralamak istiyorum.
- Her gün 2 yumurta yenir mi?
- Her gün ceviz yenmeli mi?
- Her gün yeşillik olmalı mı? Gibi gibi...uzayan bir liste var. Çok sık aldığım sorulardan biri.
Her ne besin olursa olsun, beslenmede hiçbir şey her gün, devamlı ve yıllarca yenmemelidir. Mesela yumurta... Evet, çok güzel ve sağlıklı bir protein ama 10 sene boyunca her sabah 2 yumurta yersek, vücudumuz buna karşı tepki verebilir. Alerji ve intoleranslar genelde böyle oluşuyor.
Peki, ne yapacağız? Bir sabah yumurtalı kahvaltı, bir sabah sadece rengarenk bir salatayla peynirli kahvaltı, bir sabah yulaflı kahvaltı gibi değiştire değiştire gitmemiz en güzeli.
Zaten doğanın ve mevsimlerin akışına göre beslensek bile her gün aynı şeyi yememiş oluruz.
Geçenlerde annemle sohbet ederken bana bir şey söyledi ve ben hayretler içinde kaldım. 15 senedir her sabah domates yiyormuş. İstisnasız, her sabah... İnanamadım, tekrar tekrar sordum. ‘’Kışın nereden buldun?’’ dedim, "Küçük cherry'lerden aldım" dedi. Şu anda bazı mide sorunları yaşıyor ve rutinleri üstünde konuşuyorduk. Bir süre bırakıp denemelisin dediğimde ‘’Domatessiz kahvaltı edemem’’ dedi. Belki yaşadığı mide sorununun altında bu yatıyordur, deneyip göreceğiz ve bu dünyada her şeysiz yaşanabilir. Bir besine bu derece bağımlı olmanın altında başka sebepler yatar ve o konuya ayrı bakılması gerekebilir. Hatta onu da bir ara anlatayım...
Bu örnekler böyle çoğaltılabilir. Vücut her gün, devamlı yapılan şeylere tepki verebilir. Değiştirmek ve bir besin yelpazesi sağlamak lazım.
Her akşam et yemek mesela... Protein kaynaklarını her gün değiştirmek, bazen bitkisel (kurubaklagiller), bazen hayvansal proteinler yapmak, süt ürünlerini keçi, inek olarak çeşitlendirmek, sebzeleri renk renk, mevsime göre çeşitlendirmek, tedarikçileri, markaları hatta kullandığımız suları bile zaman zaman değiştirmek vücuda iyi gelecektir.
Hem bu çeşitlendirmeyi yapmak beslenmeyi de eğlenceli ve daha çok seçenekli hale getirir. Her gün aynı şeyleri yemekten sıkılmayız. Benim çoğu öğünüm ve tabağım bu şekilde ortaya çıkıyor. Bu düşünce yapısı mutfakta yaratıcılığı da arttırıyor.
En iyi yelpaze, kişinin kendi bedenine göre, vitaminleri, mineralleri farklı kaynaklardan çeşitlendirerek aldığı beslenme olur.
Herkese bol seçenekli, yelpazesi geniş, sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim..
YORUMLAR