Sebze ve baklagiller suçlu mu?

Size bugün kavanoz salatayı anlatacaktım ama öncesinde çok soru aldığım başka bir konuyu anlatmak istedim. Kavanoz salata teknikleri de haftaya gelecek. Bu hafta benim en sık duyduğum hazım konusundan bahsedeceğim. "Yer elması, kereviz, lahana, karnabahar, nohut, mercimek ve daha bir çok sebze/meyve bana gaz yapıyor" diyenlerdenseniz, bu yazı size göre olabilir...

Bildiğiniz gibi ben çok fazla sebze tüketiyorum ve çoğunu da çiğe yakın tüketmeye çalışıyorum. Neden? Çünkü sebzeler çok pişirildiğinde besin değerlerinde kayıplar oluyor. Ne kadar çiğe yakın, o kadar tam besin oluyor. Postlarımı, menülerimi gören herkes genelde bana "Ben bu kadar sebze yesem gazdan uçarım, karın ağrısından patlarım" gibi yorumlarda bulunuyor. Eskiden ben de öyleydim. "Kabak yesem patlıyorum" derdim ve sonra doğruyu buldum.

Benim bundan 5-6 sene önce ufak ufak bir hazım sorunum başladı. Ne yesem davul gibi şişiyordum. Bunu çözebilmek için akşamları ağır yemiyordum. Sadece kabak-maydanoz smoothie yapıyordum (daha o zamandan sebze suyuna meraklıymışım). Yine de akşamları midem göğüslerime yapışıyordu, o derece bir şişkinlik oluyordu... "Kabak içtiğimde bile patlıyorum, ben ne yapacağım?" diye de hayıflanıp duruyordum.

Tam o dönemlerde 1-2 kilo verebilmek için düşük karbonhidratlı beslenmeye geçtim. Planım, 2-3 hafta bunu yapıp normal beslenmeme dönmekti. 3 hafta sonunda benim tüm sindirim ve gaz sorunlarım yok olmuştu. "Ben neyi değiştirdim?" diye düşününce, düşük karbonhidratlı beslenmek için hayatımdan geçici olarak tüm tahılları çıkarttığımı farkettim. Her gün yediğim tam buğday ekmek, bulgur pilavı o 3 haftada hayatımda yoktu.

Kilolarca sebze yesem de rahatsız olmamaya başladım. Böylece çok uzun süre düşük karbonhidratlı beslendim ve sonrasında da glutensiz beslenmeye devam ettim.

Bu esnada da acne rosacea rahatsızlığım yeni başlamıştı ve bağırsak floramı düzeltmeye çalışıyordum. Aynı anda hayatıma doğal probiyotikleri de soktum. Bunlar ev sirkesi, kefir, fermente sebzeler oldu.

O beni yıkan, balon gibi şiş hissettiren gaz sorunundan eser kalmamıştı. Ondan sonra aldığım eğitimlerde de öğrendiğim şu oldu:

Şayet bağırsağımız güçlü ve sağlıklı değil ise yediğimiz herşey bize gaz yapabilir. Gaz, kabızlık, şişkinlik gibi sorunlar aslında bağırsağın açık denizde yalnız kalıp, yardım için tişörtünü çıkartıp sallaması gibi. "Bana yardım et, düzgün çalışamıyorum, beni gör" diyor. Biz onun isteklerini anlamayıp şekerli gıdaları, ihtiyacımızdan çok daha fazla tahılı, glutenli ürünleri, koruyucu maddeli paketli gıdaları, hamur işlerini yemeye devam ediyoruz. İmdat çığlığı yükseldikçe yükseliyor ve sonra bir karnabahar yiyip hazmedeğimizde "Karnabahar bana gaz yapıyor" diyoruz. Halbuki orada bağırsağı o kadar çok diğer zararlı şeylerle yormuş oluyoruz ki, bağırsak artık o sebzeyi, o kurubaklagili sindiremez hale gelmiş oluyor.

Aynı karnabahar, bağırsak sağlığı düzgün kişilerde o gazı yapmıyor. Bağırsak organ olarak görevini rahatça yerine getirebiliyor çünkü onu işini yapmaktan alıkoyan diğer besinleri sindirmekle uğraşmıyor. Gelen çiğ sebze de olsa, kurubaklagil de olsa, bağırsak asli görevini rahatlıkla yapıyor ve güzelce sindiriyor.

Dolayısı ile bu noktada suçlu olan sebzeler, kurubaklagiller değil. Suçlu olan bizim vücudumuza soktuğumuz, bağırsak florasını bozan ve doğru çalışmayı engelleyen yanlış gıdalar. Şayet bazı sebzeler ve kurubaklagilleri hazmedemiyorsak, öncelikle beslenmemizdeki diğer gıdaları incelememizde ve bağırsak sağlığımza göz atmakta fayda var..

Herkese sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim.