Çocuklara ölümü nasıl anlatmalıyız?

Yaşadığımız köyün girişinden, evimize ulaşıncaya dek yapmış olduğumuz kısa yolculuk süresince birçok hayvanla karşılaşma ihtimalimizin olduğunu bilmek; beni çok heyecanlandırıyor. Küçük, basit ve sıradan yaşamımız bu vesileyle maceralara kapı aralıyor. Kimi zaman bir yaban tavşanı dikiliyor karşımıza, kimi zaman bir tilki yavrusuyla uzun uzun bakışıyoruz. Koyunlar ve inekler yolumuzu kestiğinde; hüzünle karışık bir mutluluk gözlerimi dolduruyor her defasında. Ve kuşların gökyüzünde süzülüşünü izlemek, ilk kez görmüşçesine birbirimize göstermek; her biri hayattan asla daha fazlasını isteyemeyeceğimiz anlar.


Geçtiğimiz günlerde yine köy yolunda oğlumla birlikte, arabayla ağır ağır ilerlerken; iki anne atın, yavrularını emzirişlerini fark ettiğimizde; durup, izlemek istedik. Tabii ki her zaman böyle keyifli rastlaşmalar yaşamıyoruz. Yeniden yola koyulduktan çok kısa bir süre sonra yolun ortasında; araçlar tarafından ezilmiş bir güvercine rastladık. Mutluluğumuz yerini sessizliğin ağır bastığı bir hüzne bıraktı, aniden. Arabayı durdurabileceğim bir yer yoktu. Yine de durabilirdim ama duramadım ve kafamda onlarca soruyla, sürmeye devam ettim. O an; tek bir kelime dahi edebilecek gücü de, cesareti de bulamadım kendimde.


Sanırım geri dönüp, onu alacağımızı düşünüyordu hala.

‘‘Ölmüş müdür?’’ dedi.

‘‘Evet’’ dedim.

Henüz birkaç gün önce, uykuya dalmadan az evvel gözlerinden yaşlar süzülürken; bana yine ölümü sormuştu. Uzun uzun konuşmuştuk.


Sessizlik, merak uyandıracak bir kıvam aldığında, arkama dönebildim ancak. Gözlerine bakmaya cesaret ettiğim ilk an da: ’’Gidip, onu alalım mı?’’ dedim. Çok üzüldüğünü, hemen durup, onu almadığımız için bana da fazlasıyla içerlediğini biliyordum. Gözleri parladı bir anda, sanki o güvercin yeniden hayat bulmuştu. Geri döndüm. Arabadan indim. Güvercinin cansız bedeni neredeyse asfaltla bir olmuştu. Böcekler ve sinekler çoktan iş başındaydı. Ve ben güvercini, oradan almayı başaramadım. Bunu daha önce bir serçe için yapabilmiştik oysa. Yine asfalt yolda bulduğumuz cansız bedenini bahçeye gömmüş, ertesi gün ilk iş olarak yanına koşmuştuk. Fakat toprağın kazıldığını ve serçenin yerinde olmadığını gördüğümüzde; başka bir hayvanın onu yediğini anlamıştık. O gün sadece ölümü de konuşmamıştık üstelik. Sonya’nın Tavukları kitabını defalarca okuduğumuz için kitapta yer alan; "Sana adil görünmeyen, bir başka canlı için çok normal bir şey olabilir. Hayatını devam ettirmek için yaptığı sıradan bir şey" satırları üzerinden konu uzayıp, gitmişti.


Yetişkinlerin henüz tam olarak kavrayamadığı ölümü, çocuklara anlatabilmek oldukça zor. Kitaplar böyle durumlarda kurtarıcı olabiliyor çoğunlukla. Ancak oğlumda son zamanlarda gözlemlediğim şey; fazlasıyla ilgi duyduğu bir konu olmasına ve kitap okumayı sevmesine rağmen ölüm temalı kitapları okumak istememesi. Hayatın doğal akışı içerisinde deneyimlediklerimiz ve onun üzerine gelişen kitapsız sohbetlerimiz ona daha iyi geliyor diye düşünüyorum. Ancak ölüm temalı; Ördek, Ölüm ve Lale kitabı belki size bu konuda yardımcı olabilir. Çocuklara bildiklerimiz ve inandıklarımız doğrultusunda dürüst yanıtlar sunabilmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Ve oğlumu daima kendi doğrularını bulması yönünde teşvik etmeye çalışıyorum.


Sevgili Damla Çeliktaban’a sormuştum bir söyleşimizde ‘‘Çocuklara, ölümü nasıl anlatmalıyız?’’ diye.

‘‘Bunu herkes kendi içinde bulabilmeli. Önce kendi içimizde netleşirsek; verdiğimiz cevap her türlü doğru olacak. Çünkü zaten bilmiyoruz’’ demişti.


Elisabeth Kübler-Ross ise Ölüm adlı kitabında şu satırlara yer veriyordu: ‘‘Her zaman çocukları ölümden ve ölmelerinden koruruz; zarardan uzak tuttuğumuzu sanırız. Ancak, tecrübeden yoksun bırakarak, zarar verdiğimiz kesindir. Ölümü ve ölmeyi tabulaştırarak, ölümcül hastalardan ve ölülerden uzak tutarak çocuklarda gereksiz bir korku yaratırız.’’



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Ne kadar harika bir yazı olmuş yine, teşekkür ederim sana sevgili Sinem ????... Benzer hikayeler bizde de var.... Dilimiz döndüğünce... Saklamadan gizlemeden Korkutmasın... Çok sevdim bu alintini, bilahare bakmak isterim tavsiye ettiğin kitaplara.."Sana adil görünmeyen, bir başka canlı için çok normal bir şey olabilir. Hayatını devam ettirmek için yaptığı sıradan bir şey".... Xoxo eylem
    CEVAPLA
  • Misafir Sevgili Eylem, her bir yorumun öyle kıymetli ki❤️Çok teşekkür ederim..
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.