Birbirimizi duymak

"Bana bağırılmasından hoşlanmıyorum. Bana boncuk boncuk bakmanı seviyorum anne, kızgın kızgın değil. Bugün bana çok söylendin."


"Evet biliyorum. Ben de bunu düşünüyordum. Beni bağırmaya iten düşüncelerim nelerdi, o an neler hissettim, ne oldu onu anlamaya çalışıyordum. Düşünüyordum da ben galiba birlikte nasıl çalışılır bilmiyorum."


"Anneannem bana böyle yapınca kızmıyordu anne yoksa sen unuttun mu?"


"Demek anneannen biliyor ve bunu yapabiliyor. Ben bilmiyorum. Yaptığım şeyin sonucu benim için çok fazla önemli oluyor. Sonuç hep benim istediğim gibi olsun istiyorum."


"Ama olmayabilir anne."


"Evet, biliyorum. Yaptığım işe odaklanınca bunu hatırlamakta çok zorlanıyorum. Bunu arazide babanlarla çalışırken ve seninle birlikte mutfakta çalışırken öğreniyorum. Bütün dikkatimi yaptığım şeye verdiğimde yanımdakini duymak ve isteklerine yer açmak benim için kolay olmuyor. Seni duymadığımda bunu bana hatırlatmak ister misin?"


"Birinin diğerini dinlememesi haksızlık!"


"Bunun kötü hissettirdiğini biliyorum."


"Beni neden dinlemedin ve bana kızgın kızgın konuştun?"


"Çünkü o sırada sadece kafamın içindeki düşünceleri duyuyordum. Öte yandan ben de senin beni duymadığını düşündüm."


"Ben de yaptığım şeye odaklanmıştım seni anlayamadım. Elimdekiyle karıştırmayı çok istiyordum."


"Sanırım birbirimizi duymak için bir çözüm bulmamız gerekecek birlikte yemek yaparken."


"Evet. Merak etme buluruz biz anne."


"Evet tatlım. Biliyorum. Buluruz."


Birlikte çalışmak benim için zordu eskiden beri. Bir iş için bir başkasının bakış açısına ve çıkaracağı işe güvenmek, işi ikna savaşından kolektif çalışmaya çevirmek hayli zaman aldı. Kontrolcülüğüm üzerine çalışmam gerekti. Sonuç odaklılığımı sürece doğru çekmek, deneyimin kendisini sevebilmekti mesele. Çok yol kat ettim kendimce.


Yine de eğer bir işi heyecan ve merakla, kendim için yapmaya niyet ettiysem aynı merak ve heyecanla yanıma gelen kızıma yer açmak, onunla birlikte çalışmak benim için hiç de kolay olmuyor. Benim için bir işin, deneyimin içine çekilmek; odaklanmam ve ona kendimi tamamen vermem, dış dünya ile ilişkimi büyük oranda kesmem demek. Aynı anda hem bu çekilmeyi yaşayıp hem de yanımdakini duymak benim için oldukça yeni ve oldukça zor.


Bazen bir işi gerçekten yalnız yapmaya çok ihtiyaç duyuyorum çünkü o deneyime bütün dikkatimi verdiğimde şifalanıyorum, temizleniyor zihnim ve işi bitirdiğimde yenilenmiş oluyorum. O vakitler bunu o kadar çok istiyorum ki eteğime yapışan her kimse onu bir an önce göndermek istiyorum. Bazen de kızımın gözlerindeki ışığa ve heyecana yenik düşüyorum ve tamam diyorum, hadi gel birlikte yapalım.


Zihnim tamamen odaklanmak, kızım duyulmak, potansiyel tehlikeler savuşturulmak ve sonuç aklımdakine yakın olmak isterken benim bunların hepsini aynı anda yapabilmem mizacıma bir türlü uymuyor. Aklım tamamen işte, gözüm ise ucuyla kızımda iken hızlanıyor, gereksiz panikliyor ve kendimi sürekli olarak ona "dur, hayır" derken, emirler verirken buluyorum. Durmadığında sinirleniyor, elinden almaya yelteniyorum.


Bölündüğünde karışan, odaklanmaya, işin içinde kaybolmaya programlı aklım türlü düşünce uydurarak duygularımı sürekli tetikliyor ve bu düşüncelerin çoğunun gerçekten elle tutulur bir yanı, gerçek bir dayanağı bile olmuyor:

"Hayır onun içine konulunca olmaz, dur o sırayla değildi ki, öyle değil böyle karıştırılması gerekiyordu, hayır şimdi parmaklanmaz o!"


Gerçekte zihnim bu saçma şeyleri sadece dur demek için uyduruyor:

"Dur, çünkü yapamıyorum. Dur, çünkü ben bu durumu aynı anda yönetemiyor, ne olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Dur, çünkü benim 31 yıldır çalışma biçimim bu değildi. Ben ne yaparsam yapayım onun içine çekiliyor ve orada kaybolarak yapıyordum, yanımda hem güvende hem de "kendi" olması gereken bir çocukla bunu ilk defa yapıyorum. Panikliyor, korkuyorum. Çok güçlü bir arzuyla sonucunun istediğim gibi olmasını istiyorum."


Önceleri bunun bir sorun olduğunu düşünüyordum. Kendimi yargılıyor ve bunu değiştirmeye çalışıyordum. Her yaşadığımız kötü deneyim için kendimi suçluyor, böyle olmamam gerektiğini düşünüyordum. Bu yanımı kucaklamadıkça da vicdan azabıyla işleri daha da zorlaştırıyordum. Şimdi bunun benim mizacım ve ihtiyacım olduğunu çok iyi biliyorum. Bu ihtiyacımı kabul ediyorum.


Öte yandan kızımla birlikte çalışırken keyif almayı ve güzel anlar biriktirmeyi gerçekten çok istiyorum. Gözündeki ışığın daimi olmasını ve kendini işe yarar hissetmesini...


Bu yüzden; ikimizin de ilişkimizde kendini ortaya koyacak bir yere sahip olabilmesi için bazı önlemler alıyorum:


*Odaklanmaya ve aklımdaki şeyi yaparak iyileşmeye, kafamı boşaltmaya ihtiyaç duyduğumda dürüst oluyor ve yalnız çalışmaya ihtiyacım olduğunu söylüyorum.

*Eşimin ve dostlarımın desteği ile kendime dalıp gideceğim, zihnimi toparlayabileceğim zamanlar yaratıyorum.

*Kızımla birlikte çalışmaya başladığımızda kendime birkaç kere durumu hatırlatıyorum; "mizacını biliyorsun, yavaş olmalı, onu duymalı ve ona yer açmalısın" diyorum. "Keyif almaya bak."

*Kızımla bu durumu dürüstçe ve yargılamadan konuşuyorum. Yaşadığımız gerginliğin onun "beceriksizliği, yetersizliği ve her şeyi yanlış yapması" yüzünden olmadığını bilmesini önemsiyorum. Duygularımın ve davranışlarımın sorumluluğunu alıyorum.

*Yavaşlamaya ve onu izlemeye daha çok dikkat ediyorum. Yavaşlamak ve onun deneyimine eşlik etmek, ona gerçekten dur demem gerektiğinde bunu şefkatle söylememe yardımcı oluyor. Şefkat; panik ve gerginlikten daha kolay duyuluyor.

*Zorlandığım anlarda ne yapıyor olursam olayım durmayı hatırlatıyorum kendime.

*İşe ve sonuca değil, ilişkiye ve birlikteliğe odaklanıyorum.


Zorlandığımız konularda açık ve dürüst olmak her zaman işleri daha kolaylaştırıyor bizim evde. Herkes bu konuda ne hissettiğini anlatıyor ve hepimizin sesi duyulmuş oluyor.


Birbirimizi duymadığımız durumlar için bir uzlaşma zemini doğuyor hepimizin hemfikir olduğu bir mottodan:


"Biri dur, yapma deyince onu dinlemek için mutlaka dur!"


Yalnızca mutfakta değil, fiziksel-bedensel oyun ve aktivitelerde; en az iki kişinin yer aldığı her şeyde kullanıyoruz bunu. Karşımızdakine bunda uzlaşmış olduğumuzu hatırlatıyoruz ve ne olursa olsun birbirimizi dinliyoruz. Öğreniyoruz...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir "Şefkat panik ve gerginlikten daha kolay duyuluyor" Kesinlikle!
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.