Seçim
Köyde internet yok ve seçim sonuçlarını henüz bilmiyorum. Aslına bakarsanız günümü etkileyecek kadar bel de bağlamıyorum. Etrafımdakiler soruyorlar nasıl bu kadar sakinsin? Senin için önemli değil mi? Önemli. Önemli elbette. Ancak ben yaşamımızdaki değişimin merkezi olarak "seçimi" görmüyorum. Yeni'yi inşa gücümün farkındayım ve aktif olarak buna sahip çıkıyorum. Hayal ettiğim Dünya'nın doğduğumdan beri mecliste temsil edildiğini, seçim propagandalarında vaad edildiğini -ha diyelim ki bazı noktaları edildi- işlerin genel işleyiş biçimini değiştirdiğini hiç görmedim. Hayal ettiğim Dünya, İnsan ve Doğa ile Bir'lik, Barış, Şefkat ve Huzur dolu çünkü. Yakınlarda uğrasaydı, bunu hepimiz bilirdik. Bundan birkaç yıl öncesiydi hatırlıyorum; dünyanın Sanayi Devrimi ile başlayan dönüşümünün merkezinde, rafinerici olarak çalışmış bir kimya mühendisi olarak ayaklarımın altındaki bütün zemin kaymıştı. Öğrendiğim, üzerine bir etik ve yaşam tarzı inşa ettiğim mesleki bilimin tarihsel olarak ve de şimdi dünyada ekolojik veya sosyal olarak neler olduğu ile ilgisini tam olarak idrak ettiğimde yıkıldım. Daha yıkıcı olanı o zamana kadar katkı koyduğum bu dünyanın kızım için istediğim bir dünya olmaması idi. Üstelik bunu durdurmak için yeterli gücüm de yoktu. En azından o zamanlar olmadığına inanıyordum. Gıda güvenirliği sorunları, küresel ısınma, ekolojik talan, adil olmayan ekonomik düzenler, tüketim, ihtiyaçlarına erişemeyen insanlar, rekabet, kendinden uzaklaşma, hız, şiddet, sosyal kutuplaşma her yerdeydi. İçimdeydi... Korktum, boğuldum ve hatta dünyanın sonuna bile hazırlanmaya başladım. (Ciddiyim!) Sonra bu eylemsizlik, umutsuzluk, mutsuzluk ve sorumluluğu başkasına (büyük kuruluşlara, para babalarına, sisteme, hükümete, devletlere, öteki insanlara) yıkma ya da yurt dışına veya dağın başına kaçma halinin hayatımda, dünyada istediğim değişimi gerçekleştirmeyeceğini kavradım. Bu; duygularım ya da hayatımda olan biten için karşımdaki insanları suçlamayı ve hayatımın değişmesi için başkalarının susması, kontrol edilmesi ya da değişmesi gerektiğine inanmayı bırakmamla aynı döneme tekabül eder... Hem duygularımın, hem hayatımda istediğim Değişim'in hem de Hayal Ettiğim dünyanın sorumluluğunu aldım. İnşa'ya başladım. Kendimi ve hayalimi... Tüketim tercihlerimin gücünü fark ettim. Ekolojik olarak hayal ettiğim dünyaya katkı koyan üreticileri destekledim. Kendi katkımın ne olabileceğini düşündüm ve bu katkı küçücük bile olsa onu önemsedim. Yaşamımı değiştirmenin gücüne sahip çıktım ve beni, hayalimi besleyen, büyüten ne varsa hayatımın dümenini o yöne kırdım. Kendimi uyuşturduğum için "iyi" gelene karşı uyanık oldum ve duygularımı hissetme cesaretini gösterdim. Kendimi, ruhumu şifalandırmak için elimden geleni yaptım. Ne istemediğime ve şikayetlenmeye değil, ne istediğime odaklandım. Yeni'yi inşaya girişmek aktif ve büyük oranda sürekli bir Umut ve Anlam katıyor insanın hayatına. Hayal ettiğini yapmaya başlıyorsun. Barış'ı önce kendini veya herhangi birini yargılayan kalbine getiriyorsun. Sonra bir bakmışsın kime oy verirse versin bir sürü insanla birlikte hayalinin bir köşesini inşa ediyorsun. Köprüler kuruyorsun çoğunlukla bilmeden. Kendiliğinden. Kutuplaşmaları kırıyorsun. Bir oluyorsun. İhtiyaçlarımız ortak; hem farklı hem de aynı olduğumuza uyanıyorsun. Önceleri yalnız olduğunu sanıyorsun ama sonra yürüdükçe senden önce benzer yollara çıkmış olanlarla karşılaşmaya başlıyorsun. Hayal inşacılarının kitapları, Yeni'nin kavramları ve toplulukları giriyor hayatına. O zaman görüyorsun ki bilincin değiştiği büyük bir güruh da var. Ve daha önce görmediğin işaretleri okumaya başlıyorsun; gıda güvenirliği ile ilgili yükselen farkındalığı, insanların şifa arayışını, çocuğa bakış açısının değişimini, onarıcı tarım uygulamalarındaki artışı, Armağan Ekonomisi'nin ve daha önce konuşulmayan ne çok şeyin artık konuşulmaya başlandığını... Yüzümü umuda döndüğüm günden bu yana başkalarına veya hükümetlere daha az bel bağladığım doğru. Seçimlerin, meclislerin ve büyük kitle hareketlerinin önemini ve gücünü küçümsemiyorum asla. Ancak bilinç değişiminin öyle hemen ve aniden değil, yavaş yavaş olacağını biliyorum. Küçük küçük, tek tek... Adım adım... Sonra çok çok ve büyük büyük. Ve kendi yaşamımda giriştiğim inşanın gücünü de küçümsemiyorum çünkü birçok yaşama, aileye, kadına ve çocuğa dokunduğunu görüyorum. İnsanların bizden aldıkları tek kavanoz balın, gıda ve ekoloji ile ilgili bir dönüşüme öncü oluşunu izliyorum. Zincir uzuyor, dallanıyor. Sevgi ve Barış büyüyor. Partiler ve hükümetler üstü Yeni bir paradigma, bilinç yayılıyor (belki de yeniden hatırlanıyor.) İçimde, aktif Barış'ın zamanla bana kazandırdığı, mevcut sistemi, insanlık tarihini, seçimdeki tüm adayları, oy veren herkesi kucaklayan bir şefkat var (sürecin başında sadece öfke ve reddediş vardı). Bu dünyada var olan herkesin ve her şeyin değerli olduğunu bilen ve kabul eden... Ve kalbimde herkes için Barış, Huzur, Eşit Değerlilik, Güvenlik, Sağlık, Neşe, Aşk dileyen bir taraf var. Şu an mevcut olanı reddetmeden, ondan kaçmadan, aynı anda var olarak Yeni'yi inşa eden, bütün süreci kabul eden/seven taraf işte orası. Yaşamımda her bir parçamın hissettiği aktif bir Umut, aktif bir Barış, aktif bir Hayal var. Gerektiğinde yas tutan ve sonra yeniden sorumluluk alan. Ben bir Hayal İnşacısı'yım. Yeni'yi hayal ediyor, yaşıyor ve yaşamım sayesinde onu büyütüyorum. Neden sadece tek bir seçime, bilmem kaç yılda bir verdiğim oya bel bağlayayım? Oy hakkımı kullanıyor ve beklemek istemiyorum. Keyif, Neşe, Aşk ve Sebat içinde kısacık yaşamımı Hayal Ettiğim Dünya'yı yaşamaya adıyorum.
YORUMLAR