Keşke okullarda serbest kıyafet olmayıp da anneler rahat etse…

Okullarda Serbest Kıyafet uygulamasının yönetmeliğe alınmasıyla birlikte Anne-Babalardan iki ayrı ses yükseldi.


Kıyafet serbestliği olsun diyenler ve Serbest kıyafet uygulamasına kesinlikle geçilmesin diyenler. Herkes kendi argümanının arkasında bir şekilde durdu.


Bunun yanında diğer görüştekilerin de neden yanlış olduğunu anlatmaya çalıştı. Basından ve sosyal medyadan elimden geldiğince takip ettim. İşin ideolojik ve politik yönünü bir kenarda tuttum. Meslektaşlarımın ve annelerin görüşlerine dikkat kesildim. Gözüme çarpan Ebeveyn düşüncelerinin bazıları o kadar da kıyafetle alakalı değildi aslında…


Kendi okul yıllarında keşke serbest kıyafet olsaydı diyen şimdinin küçük çocuklu anne-babaların 20-25 yıl önceki hallerini düşündüm. Hepsi de formadan nefret ediyorlardı o dönem. Kaygıdan kaynaklanan söylemlerinizi bundan 10 yıl sonra kızınız, oğlunuz duymasın demek geldi içimden.


Çünkü değişiklik olmasa onlar da genç kız- delikanlı yaşlarında aynı sizin de o yaşlarda hissettiğiniz gibi forma içinde çirkin bulacaklar, hiç çekici olmadıklarını düşünecekler. Her ergen gibi serbest kıyafetli okullara gıptayla bakacak, serbest kıyafet günlerinde ayrı bir heyecanlanacaklar aksi taktirde.


Ciddi bir sayıda anne, çocuğunun okula serbest kıyafetle gitmek istememesine sebep olarak sabahları evde yaşanacak olası arbedeyi göstermiş.


Seneye serbest kıyafet yönetmeliği devreye girince her sabah evinde kıyafetini seçerken çocuğunun vakit kaybedeceğini düşünen, bu sebeple geç kalma stresine dayalı evde gerginlik olacağını öngören anne, başka her alanda hiçbir gerginlik yaşamadan evdeki kural ve sınırları oturtuyor mu merak ederim biraz.


Eğer aile genel olarak bu konularda başarılılarsa korkamamalı bu tip bir değişiklikten aslında. Diğer türlüsüyse durum o zaman kural, sınır, yaptırım gibi konularda, ebeveyn tutumunun başarısına forma ne bir şey ekler ne bir şey azaltır diyebiliriz.


Ebeveyn görüşlerinden formanın ayıbı örttüğüne, sınıflar arasında uçurumu önlediğine dair olanlar da çoktu.


Bu konuda da bu görüşte aileler çocuklarına nerelerden alışveriş yapıyorlar diye düşündüm. Okul ihtiyacında formanın dışında pek çok alışveriş kalemi var çocukların. Montu, paltosu, ayakkabısı, çantası, kalem kutusu, kalemi ve hatta defteri derken birçok marka giriyor işin içine. Kırtasiyede bile o kadar sınıf farkı var ki, büyük popüler alışveriş merkezlerinde bulunan bir kırtasiye zincirinden alınmış ürünler daha bir popüler oluyor Tahtakale ürünlerine göre. Basit bir kalemtraş bile dizaynı ile bir çok anlam taşırken formaya laf kalmıyor sınıf göstergesi olarak.


Bu devlet okulunda da özel okulda da böyle. Serbest kıyafet ile fakirin ezileceğinden endişelenen sizler çocuğunuzun istediği popüler ayakkabıyı, çantayı almıyor musunuz. Ya da durumunuz müsait olunca almayı arzulamıyor musunuz.



Bir gerçek var ki, çocuğu istediği sürece her ekonomik seviyeden ebeveyn koşulunu zorluyor ve o isteği yerine getirmeye çalışıyor. Forma olması ancak bu isteklerin sadece bir bölümünün biraz azalmasına neden oluyor. Ayıp falan örtmüyor.


Bu arada armalı kıyafetleri değerinin 5 katına satan tekstilciler zengin oluyor.


Ve de üzülerek hatırlatıyorum, okulların açıldığı eylül ayında forma da dahil okula göndermenin temel masraflarını karşılayamadığı için devlet okuluna dahi çocuğunu göndermeyen, kanuna şartları nedeniyle uymayan ailelerin de olduğu bir ülkede yaşamamız da ayrı ve çok daha önemli bir tartışma konusudur.


Son olarak da çocuğun konsantrasyonu hakkında bazı kaygılara değineyim.


Nasıl bizler işe giderken ne giyeceğimiz hakkında planlı olmaya zamanla başladıysak, nasıl üniversitede hoşlandığımız kişi için neyi giyeceğimizi ayrı tuttuysak, onlar da benzer ayrımları yapacaklar.


Hem de otomatik bir şekilde. Konsantrasyonlarının fazladan 15-20 dakika bu konuya kaymasına biraz az erken kalkarak ya da akşamdan hazırlayarak tıpkı bizlerinde bulduğu gibi onlar da çözüm bulacaklar. Öğrenme sürecine bir yenisini eklenecek, ağaç yaşken eğilecek. Hem yine belki bu sayede iş hayatında hem en uygun giyinen olup asla işe geç kalmayacaklar.


Fakiri de zengini de kendine bir şeyler yakıştıracak. Tabii ki birçok şeyi defalarca giyecek. Üstelik bazen seçeneksiz olduğu için değil, sırf kendini onun içinde daha güzel hissettiği için, arkadaşları bir defasında o kıyafete iltifat ettiği için, uğurlu geldiğine inandığı için, eskiyene dek aynı şeyi giyecek.


Gerçek şu ki ergenliğin kâbusu formadan kurtulmaları onları her daim mutlu edecek.


O yüzden kontrol kaygısı ve düzenin bozulma, zor sağlanma korkusunu, dediğini yaptıramama, zaman ve bütçeyi ayarlayamama tasalarını “forma” konusuna indirgemeyin sevgili Anne-Babalar.


Bu duygularınıza genel ebeveynlik tutum ve duygularınız bakış açısından bakıp biraz empati katarak değerlendirseniz keşke derim ben…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

Yazarın önceki yazıları

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.