Ruhun bağışıklık sistemi

Ülkemizde yaşam şartları giderek zorlaştıkça, psikoloji alanında çok incelenmiş kişilik özellerinden biri olan dayanıklılık (resilience) daha çok gündeme geliyor. Maddi-manevi yaşam şartlarımız ortalamanın üzerinde bile olsa çevremizde gördüklerimizden, medya aracılığıyla duyduklarımızdan etkileniyoruz ve sanki ayağımızı bastığımız zeminde çatlaklar oluşmaya başlıyor gibi hissediyoruz.


İşte tam bu aşamada “yine de...” diye başlayan cümleler kurabiliyorsak, içimizde bizi tekrar tekrar yaşama bağlayacak bir meşalenin ateşiyle ısınabiliyoruz demektir. Çünkü “yine de” diye başlayan cümleler, her türlü olumsuzluğa rağmen küçücük de olsa bulabildiğimiz olumlu unsurları ifade etmek için kurulur. Bunları görebiliyorsak, dayanmak için tutunacak dal arıyoruz demektir. Bu arayış ise akıntıya kapılıp gitmeye ve yaşamımızın kontrolünü kaybetmeye hiç niyetimiz olmadığını gösterir. İşte bu dayanıklılıktır, ruhumuzun bağışıklık sistemidir.


Ruhun bağışıklık sistemini oluşturan “beceriler”in kaynağı, aslında her insanda doğuştan vardır ve kullandıkça gelişir. Ruhen dayanıklı olmamızı sağlayan en önemli kaynak, hayatta kalma içgüdümüzdür, ki bu sadece insan canlısına has bir sermaye değildir. Tüm canlılarda bulunan bu özellik, verimli kullanıldığında birçok farklı becerinin ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlar. Hayatta kalma içgüdümüzün gelişmiş versiyonu, özgür, güvenli ve konforlu bir yaşam ortamı arayışımızdır. Yani sırf bedensel olarak yaşıyoruz diye kendimizi iyi hissetmediğimiz ortamlarda yaşamla aramızdaki bağ güçlenmez. Tam tersine, fiziksel koşullar ne kadar iyi olursa olsun, ruhsal olarak bizi tatmin eden (özümüze hitap eden) bir ortamda değilsek, günden güne mutsuzluğumuz artar, yaşam anlamsızlaşır ve hayatta kalma içgüdümüz zayıflar.


Olduğumuz gibi var olabileceğimiz, güvenli ve konforlu bir yaşama ulaşabilme ve bunu sürekli kılma isteği, bize zorluklar karşısında bir “acil durum beceri paketi” kazandırır. İyi şartlarda yaşama isteğimiz ne kadar güçlüyse, beceri paketimiz de o kadar çeşitli olur. Ne vardır bu paketin içinde? Öncelikle parazitsiz (gerçeklerle uyumlu) bir algılama becerisi vardır. Burada parazitten kasıt, algımızı bulandırabilecek duygulardır; korku, kaygı, öfke, değersizlik duygusu gibi... Olayları yorumdan/yargıdan arındırılmış, en sadece biçimiyle algılar ve poziyonumuzu bu verilere göre belirlemeye çalışırız. Sağlıklı algı süzgecimizden geçen bilgiler, kendi iç dünyamızda değerlendirilir ve tüm özelliklerimizle bu durumla nasıl başa çıkacağımızı kurgularız. Burada bağışıklık sisteminin en önemli ikinci unsuru devreye girer; özgüven... Bizi biz yapan özelliklerimizin bu durum karşısında bize ne gibi avantajlar veya dezavantajlar yaratacağını iyi bilmek ve güçlü yönlerimize güvenmek, ruhsal bağışıklık sisteminin jeneratörü gibidir.


Son olarak, bu sistemin tükenmez enerji kaynağı gibi görülebilecek bir duygusal beceriyi de eklemeliyiz; umut etmek... İçinde bulunulan olumsuz şartlara rağmen “yine de” ile başlayan cümleler kurulabiliyorsa, ruhsal bağışıklık sistemimizde umut edebilme becerisi tıkır tıkır çalışıyor demektir. Beton duvar çatlaklarının arasından fışkıran yeşillikler gibi, durumda bir olumlu taraf görebiliriz ve bunu da gelecekte olabileceklere dair pozitif bir veri olarak kullanmaya niyet ederiz. Umut, sistemi kendiliğinden şarj eden doğal bir kaynak gibidir. Ancak her doğal kaynakta olduğu gibi, pervasızca (gerçeklikten uzak) kullanılmaması gerekir. Umut edebilme becerisi, sağlıklı algılama becerisinin fazlasıyla önüne geçerse özgür, güvenli ve konforlu hayatta kalma ihtimalimiz tehlikeye girebilir.


Yılın son yazısını bitirirken herkese ruhsal bağışıklık sisteminin güçlü olduğu, her şeye rağmen kendine, çevresine ve yaşamına şefkatle yaklaştığı sağlıklı ve mutlu bir yıl dilerim...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.