Sevdiğimi başka biri yüzünden kaybettim...
"Merhaba Yeşim Abla. Eylül ayından çıkıp Ekim ayına girerken, ağaçlardan sonbahar esintisi yapraklar bile düşmeden gene hüsranla geldim bu sona. Düşünmekten, ekip biçip tartmaktan, yanlış mı doğru mu diye kendimi yemekten aramalı mıyım aramamalı mıyım diye düşünmekten artık kendimden düştüm Yeşim abla. 23 yaşında bir genç kızım. Dört senelik bir ilişkim vardı. Bu dört senelik ilişkimde 6 aylık bir ayrılık yaşadım. Bu süre esnasında kimseye sevgili gözüyle bakmadım ki bakamam. Erkek arkadaşımı samimiyetine inandığım normal bir erkek arkadaşıma anlattım. Erkek arkadaşım dönüp barışmak istediğinde ben direkt o arkadaşıma seninle konuşmam doğru olmaz dediğimde bana sıkıntı olmaz konuşabiliriz sevgine saygım var dedi. Ben bu sırada onun samimiyetine inandım sadece. Ben o kişiyi ayrılığın acısı anlatırken kötü günümde çok yanımda oldu bende vicdan yapıp hadi erkek arkadaşım geldi sana güle güle dememek için arada konuştum görüştüm. O kişi içten içe bana büyük bir sevgi besledi. Görüşmeyelim etmeyelim dedikçe kendine zarar vermeye başladı (içki, sigara gibi...)
Erkek arkadaşım başka şehirde okuyor. Günlük olarak bir iki ayda oraya gidip gelmeye başladım. Ki barışalı daha 4 ay falan olmuştu yeni yeni aramız tekrardan güçlenmeye başladı.
Normal arkadaşım ise baktı mutlu olmaya başladım bu sefer beni tehdit etmeye başladı. Seni erkek arkadaşına söyleyeceğim benimle gezerken onunla sevgiliydin dedi. Ama her fırsatta ona erkek arkadaşımı anlatırdım. En son tehdit ettiğinde aradım konuşmak için o sırada erkek arkadaşım beni aradı telefonu kapattığımda kiminle konuştuğumu sordu bende uygun zaman olmadığı için yalan söyledim. Aradan iki dakika geçti daha sonra kimle konuşuyordun dedi doğruyu söyledim. Ama bir kere yalan söyledim işte, benden ayrıldı ve çok canım yanıyor. Çekineceğim birşey yok ama erkek arkadaşıma neyi nasıl söyleyeceğimi bilemediğimden dardayım. Erkek arkadaşım beni dinlemiyor çünkü. Ailem annem babam herkes biliyor olayı ama ben bir lüzumsuz insan yüzünden kaybetmek istemiyorum. Ne yapmalıyım Yeşim Abla?"
Rumuz: Çaresiz
Yeşim Tijen'in cevabı:
Sevdiğiniz birini kaybetmeyi göze alıyorsanız, yıllarca sürecek bir pişmanlığın bedbahtlığını da göze alıyorsunuz demektir.
Tutunmak nedir hiç düşündünüz mü sevgili okurlar? Herhangi bir şeyden destek almak değil midir? Yaşamda karşılaşılan zorluklarda kişiler bir şeye tutunma ihtiyacı duyarlar, işte bu zor zamanlarda herkesin yaşamında kendine özgü ayakta kalma formülleri vardır. Kimi insan içkiye tutunur, içtiği her kadehle var olmaya çalışır, acılarının çözümü kadehlerdedir. Çözüm sarhoş olarak unutmaktır. Onlar da hiç olmazsa akşamları içerek unuturlar, bir kadeh içki her şeye iyi gelir zanlarınca. Bir başkası sigaraya sarılır, endişesini, elemi, kederi sigaranın dumanıyla atar yada attıklarına inandırırlar kendilerini. Bu da onların tutunma şeklidir, bunaldığında gözünün aradığı, ulaşmak istediği bir tek odur, ardı ardına tüttürdüğü sigaralardır dayanağı, o konuşmasa da içindekilerini, söylediklerini, söylemediklerini bile anlayan.
Kimileri bir insana, dosta, arkadaşa anlatıp durarak deşarj olurken bir başkası da karşı cinse tutunur. Onun ruhunda, ilgisinde teselliyi arayarak hayatına sarılır, başka birileriyse güçlüdür, kendine tutunur, zorlukları tek başına alt etmeye çalışır. İşte bu kişiler güçlü bir ruha sahiptirler, kendi kendilerine çözümlerler sorunlarını, hiçbir şeyden destek almadan. İlaçlara tutunanlar da var tabii, azımsanamayacak kadar fazla... Bu böyle uzar gider. Bütün bu tutunmalar ölüme kadar sürer gider. En sonunda yaş ilerleyince de sanıyorum hatıralara tutunup ölüme meydan okur insan sevgili okurlar. Korkacak bir şeyi kalmayınca hatıralarının eşliğinde yaşamını nihayete erdiriyor insan. Herkes kendi yüreğinin yettiğince ayakta durmaya çabalıyor gördüğünüz gibi. Buna insanın yaşamındaki ayakta kalma çabalarının savunması dersek yetiştirilmesiyle yakından bağlantılıdır. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da sorunlar çocukluktadır. O dönemde yaşadıklarının getirisi götürüsü burda da kendini gösterir. Kısacası ruhen ne kadar eksik ya da ne kadar yeterli olduğuyla doğru orantılıdır bu tutunma ihtiyaçları.
Bu sizde sevgili okurum, yaşadığınız kısa süreli ayrılıkta karşı cinse tutunma olarak kendini göstermiş. O gence ne kadar arkadaş gözüyle bakmış olsanız da gencin ilgisini göre göre aslında bu ilgiye tutunmuşsunuz. Kadın da erkek de kendine karşı duyulan ilgiyi mutlaka hisseder, gizlense de bir davranışla bir sözle kendini ele verir kişiler. Kadınların sezgileri kuvvetli olduğundan normal arkadaş mı yoksa fazla hisli bir arkadaş mı gayet net bir şekilde de anlarlar. Anlamamazlığa gelirler, aptalı oynamayı tercih ederler. Sizin de geçiş döneminizde ruhunuza dayanak olmuş bu genci bir parça kullanmışsınız. Aynı hislerle dolu olmamış olsanız da 4 senelik bir arkadaşlık oldukça uzun bir zaman. Erkek arkadaşınızın bu geri dönüşü yapacağını tahmin edebilmeliydiniz, ayrılıklarda kişiler birbirlerine zaman tanınmalıdırlar. Çok çözümsüz bir nedenle ayrılmadıysalar bir süre beklemek gerekir, bir vefadır, aslına bakarsanız o kişiye, sevgiye duyulan bir nevi saygıdır bu davranış. Olması gereken buysa da hayatı herkes kendi algısına, kendi duygularına değerlerine göre yaşar. Siz bu dönemde kolayı seçmişsiniz oysa sevgilinizi anlattığınızı söylediğiniz bu genç yerine bir kız arkadaşınızla da rahatlıkla konuşabilirdiniz. Bu size daha yakışır bir davranış olurdu, çünkü az değil 4 yılın acısı bu davranışla aşılabilirdi.
Ben aslında sizin de diğer gençle arkadaşlık yaparken bu arkadaşlığın içinize sinmediğinden eminim o günlerde yanlış da olsa bir teselli aradınız. Şimdi kendi kendinizle hesaplaşıyorsunuz, bir yerde kendinize bile yalan söylüyorsunuz gerçeğin bu olduğunu bile bile. O gencin ilgisini farkettiğiniz anda uzaklaşmalıydınız. Erkek ve kadın arasında dostluk çok zordur, nadiren yaşanır. Böyle bir dostluk yakalanmışsa özenle korunur, kız kıza dostluktan daha yapıcı olabilir kişiler için. Siz de bundan sonraki arkadaşlıklarınızda bu konuya hassasiyet göstereceksinizdir. Yaşadıklarınızdan sonra yapacak tek bir şey kalmış size, kendinizi ifade edebilmek. Bunun için de sevgilinizin yanına gidin. Hiç tereddüt etmeyin telefon açıp haber verin, o size gelme diyebilir kızgınlığıyla, siz yine de gidin, konuşmalısınız mutlaka. Gelme dese bile onunda içinde kalan söylemek istediği şeyler vardır. Bu yüzden çıkın karşısına, dinlemek istemiyorsa tutun kolundan ya da önüne geçin dinleyeceksin diyerek fırsatınızı kendiniz yaratın. Bugün bunları yapmazsanız yarın niye gitmedim ki, konuşabilseydim düşününce beni belki de anlardı diyebilirsiniz.
Öncelikle davranışınızın hatalı olduğunu kabul edin, her şeyi olduğu gibi açıkça anlatın. Umutsuz olduğunuzu onu bir arkadaştan öte görmediğinizi içtenlikl paylaşın, samimiyetinize inanırsa tekrar düşünecektir. Bu konuşmadan sonra ona zaman verin davranışınız yanlış bile olsa siz onun için değerliyseniz hayatınızda yine var olmak isteyecektir. Bunun haricinde yapacağınız bir şey yok sevgili okurum. Kendinizi üzmeyin, sizi kaybetmek istemeyecek kadar çok seviyorsa affedecektir.
Şu an size olan öfkesiyle kalbi sertleşmiştir, bu sertliği yanına giderek yumuşatabilirsiniz ve bazen çok sevdiğinde, sevdiğine beni bırakamazsın, seni çok seviyorum diyebilmeli insan, yine de giderse yapacak bir şey yok demektir.
Her şeyin istediğiniz gibi olması dileğiyle, sevgiler ...
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR