Sevmek buymuş dedim, kandırıldım

“Merhaba Yeşim Hanım. 35 yaşındayım, eşimden 3 sene önce şiddetli geçimsizlikle boşandım. 1 kızım var. Çalışıyorum, üniversite mezunuyum. 1 sene kadar önce biriyle tanıştım, sevdim onu. Beraberce gezdik, eğlendik, sevmek buymuş dedim kendime, fazlaca ilgisiyle uçuyordum. Hep aradığım buydu ama birkaç ay sonra garip davranmaya başladı. Sıkıntılıydı. Sordum, bana maddi sıkıntıları olduğunu söyledi ve akabinde benden sıkıştığı için para istemeye başladı. Ben de ayrı eve çıkmak için para biriktirmiştim ilk o elimdekileri verdim. Yine bir süre sonra kredi alamıyorum, ben sen benim için çeker misin dedi. Seviyordum, bir sakınca görmedim, evlenmeyi düşünüyorduk, onu da çektim, verdim. Sonra sonra uzaklaşmaya başladı, aramalarıma eskisi gibi yanıt vermemeye, eskisi gibi buluşmamaya başladık. Bir ay kadar önce de ben evlenemem, benim durumum yok, ayrılalım dedi ve çıktı hayatımdan. Aklım almıyor, krediyi de ödemiyor. O da benim üstüme kaldı. Aramalarıma cevap vermiyor. Görüşemiyorum, anlayacağınız kandırıldım, kendime kızmakla, ağlamakla geçiyor günlerim. Perişanım, kimseye anlatamıyorum. Sinir ilaçları alıyorum, ruh gibiyim. Başkaları yaşamasın diye yazdım size, okuyanlara ibret olsun Yeşim Hanım…”


Yeşim Tijen’in cevabı:

Ne kolaydır sevinçleri paylaşmak! Siz söylemeseniz gülümseyen yüzünüz, gözleriniz mutluluğunuzu sizden önce söylerler. Saklayamazsınız böylece, ama acılar… Onları paylaşmak öyle kolay değildir. Bazı acılarda sizin ya da sevdiklerinizin hataları vardır. Kimseler duymasın, bilmesin istersiniz, susar söylemezsiniz kimselere, ama yine siz sussanız yüzünüz susmaz, gözleriniz susmaz, yaşadığınız acıyı söylemese de diliniz bir şeyler olduğunu kendiliğinden söyler o mutsuz yüzünüz, hüzünlü bakan gözleriniz. Kısacası siz ağlamasanız da ağlar yüzünüz. İnsan kendi içine hapseder kendini, acılarıyla birlikte bir hesaplaşma başlar kendiyle. En ağır sözleri kendi kendine eder de huzur bulamaz. Ta ki kendini affedene kadar. Bu affetme de ha deyince olmaz. Zaman ister, yüreğin soğumasını ister, ister, ister… Öyle gözüküyor ki sevgili okurum, sizin kendinizi affetmeniz de zaman alacak. Yüreğiniz soğuyacak, dersimi aldım diyeceksiniz kendi kendinize ama aldığınız dersi bir daha hiç unutmayacaksınız.


Sevgili okurum, insan hayatta her türlü insanla karşılaşabiliyor ne yazık ki. En zayıf zamanınızda o beyefendinin güzel sözlerinin, tatlı dilinin tuzağına düştünüz. Evlenmiş ayrılmış bir kadının psikolojisinden faydalanmak isteyen bir adamla karşılaşmışsınız. Yiyici kadınları biliyorduk ama erkeklerin de olduğunu duymak insanı şaşırtıyor. Bayağı da çok duyuyoruz bu son senelerde. Erkek kimliğine yakışmıyor değil mi? Siz de bu yüzden düşünemediniz sanıyorum, aklınıza gelmedi. Hemen bu kadar kapılmak yerine biraz acabalar tutsaydınız yüreğinizde. O acabalar yeni tanınan kişilerde hep olmalı, olmak zorunda bu zamanda. Duyulan sevgiler acabaları siliyor, insanın aklından kalbin sesi aklın sesini bastırıyor sonunda, bir keşke kalıyor geriye, bir de yüreği dağlayan acı. İnsanın sevgiye olan zaafı, ihtiyacı şaşırtıyor, aklını devre dışı bırakılıyor. Oysa yeni tanınan kişilerde en çok o akla ihtiyaç varken, söz düşürülmüyor akla. Sevilmek, gerçek bir sevginin izleri, insanın verdiği sözleri tutmasında, söylediği şeyleri yapmasında saklıdır. Sevgiyi aradınız mı buralarda bulabilirsiniz. Abartılı hareketlerin göz boyamak, kalp kazanmak için yapılmadığından emin olmak istiyorsanız bunlara dikkat etmeniz gerekir. Sanırım evliliğinizde yaşamadığınız bir sevgiydi yaşadığınız, bunun için uçtuğunuzu hissettiniz ama siz düşerken o aşağıda kollarını açmış beklemiyordu sizi. Gerçek sevgilerin içinde güven olur bilirsiniz, düşersem o beni tutar diyerek korkmadan bırakabilirsiniz de kendinizi. Bu güvenin oluşmadığı bir sevgiye çok büyük bir bedel ödemişsiniz. Bunları yazarak sizi üzmek değil maksadım, sadece güvenin kazanılmasının gerekliliğini vurgulamak niyetim.


Sevgili okurum insan yaşadığı sıkıntıların getirdiği acılardan çok kendine ağlar; akılsızlığına, saflığına. Hepimiz bunu yaparız. Yaşıyorsak acılarla da yüzgöz olacağız, kendimizle de yüzgöz olacağız. İster istemez bu da yaşamın cilvesi bizlere ama hayat yere düşüp düşüp üstümüzü silkelemeyi de öğretiyor. Orası burası sızlasa da yaşamına çaktırmadan devam ediyor. Bu yaşadıklarımızdan daha güçlü olmamızdan, bu gücümüzle de yüz göz olduğumuz kendimize saygıyı yeni baştan duyup sevebiliyoruz kendimizi. Siz sevgili okurum, yaşadıklarınızdan güçsüz müsünüz? Yıkacak mı bu yaşadıklarınız sizi? Derin de olsa yaralarınız, kendi yaralarınızı kendiniz saracaksınız, sarmalısınız. Nasıl mı? Kendinizden ümit kesmeyerek, yaşamın bu art niyetli insanlardan oluşmadığını düşünerek, yani yaranızın merhemi siz olacaksınız. Sizin kendinize güveniniz, inancınız olacak. Bugün hayatınızda sert esen fırtınayla savrulmuş olsanız da ruhen hayatınızda güzel olan bir şey var. O da küçük kızınız. Ona tutunun ve kalkın bir an önce toparlanıp ayağa. Onun sizi üzgün, bezgin görmesine izin vermeyin. Onun için toparlanın, psikolojinizin bozukluğundan etkilenmemesi için toparlanın, hem babadan ayrı hem anne sorunlu bunu yaşatmamak için toparlanın, “Bak eşinden ayrıldı, dağıttı” denmemesi için toparlanın. 35 yaşında bir kadının hayalleri olmalı, onlar için toparlanın. İnsanın kalbinin ses vermesi güzel bir şeydir sevgili okurum ama aklınızı hiçbir zaman es geçmeyin. Gönlünüz sevsin aklınız da sorgulasın. Yenik düşürmeyin kalbinize. Doğruları daha kolay bulursunuz o zaman. Bir hataydı geldi, acı verdi ve gitti. Bitirmek sizin elinizde, hadi kalkın ayağa sevgili okurum. Sevgiler...


***



Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...



İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com



Twitter: @yesimtijen


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.