Babam öldükten sonra annem çok değişti
“Merhaba, ben ailemin tek çocuğuyum. Babamı geçen sene trafik kazasında kaybettik. Onun ölümünden sonra anneme bir şeyler oldu. Yanımda olmadığı zaman da telefonla ulaşıp rahat vermiyor. Ne işimde, ne evimde, ne dışarda rahatım kaldı. Annem yalnız kalıyor, henüz genç ama ilerdeki günlerden korkar oldum. Beni bir endişe sardı anlatamam. Hayatımı yaşayamıyorum. Bu sefer sinirleniyorum. Bazen onu kırdığımı da hissediyorum. Kaç parçaya bölüneyim bilemiyorum. Eşimin annesi de var, onlara da gitmem gerekiyor. Sitem ediyorlar. Anneme üç, onlara bir kere gittiğim halde, anneme kayınvalideme gidişim çok geliyor. ‘’Bak yine kayınvalidene gittin, seni o mu doğurdu?’’ diyor. ‘’Anne seni bir doktora götüreyim’’ dedim. ‘’Aaaa ben hasta mıyım sen kayınvalideni götür’’ diyor. Resmen beni yakında kocamdan da kıskanacak diye korkuyorum. Annem hiç böyle biri değildi. Bu kadar nasıl değişti inanamıyorum. Sanırım babamın ölümü annemi bu hale getirdi. Ben nasıl davranacağımı bilemiyorum…”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Hatırlar mısınız bilmem: Siz ‘’anne neredesin geliyorum, evde kimse yok, yemek de yapmamışsın’’ deyince annenizin sanki eksik kalan şeyleri örtmek istercesine verdiği ‘’anneannenlerdeydim’’ cevabına, ‘’aaa yeter ama biraz da anneannemle teyzemler ilgilensin hep sen mi gideceksin?’’ dediğinizi… Bu sitemleri ettiğiniz zamanlarda aradığınız neydi, anneniz mi yoksa size gösterdiği ilginin azalması yüzünden duyduğunuz öfke miydi? Karşınızdaki insanların sizden daha fazlasını hak etmediğini düşünmeniz miydi? Sordunuz mu bu soruyu kendinize?
Yaşamlarımızın bir dönemin de pek çoğumuz böyle söylendik annemize. Onun sevgisini, sorumluluk duygusunu görmezden gelerek. Onu bu sorumluluklarından uzaklaştırmak istedik. Çok akıllıca bir düşünceydi o zamanki yaşlarda. Ne İyi ki bizlere fazla kulak asmamışlar. Sonrası içlerinde kalan ukteler olmaz mıydı? Aradan yılllar, yıllar, yıllar geçer, devran döner sevgili okurum, siz aynı şeyleri yaşarsınız. Bu sefer sizin yaşamınız ve yaşamınızdakiler karşınıza dikilirler yeter diyerek. Kadınların hayatlarında belli zaman dilimleri vardır. Sorumluluklarının arttığı ve üzerlerindeki yüklerinin ağırlaştığı. Kendi kendisiyle daha çok konuştuğu ve dışarıya sustuğu, gülümsediği. Bu koşturmacalardan yorulduğunu, bazen bıktığını, şöyle evinde rahat bir şekilde ayaklarını uzatıp keyif sürmek istemesini, kendisine bile söylemekten utanıp sakladığı zamanlarla geçen yıllardır bu yıllar.
Unuttuğumuz şey, bunların yaşanması gereken bir görev olduğu. Yaşananlara uzaktan bakınca takdire şayan bulduğumuz aile bağları nasıl bu kadar sıkı düğümlenir? Tabii ki sevginin verdiği sabırla. Unuttuğumuz nedir şimdi? Yaptığımız fedakarlıkların daha fazlasını büyütürken, annemizin bizim için yaptığı... Buna bir bayrak teslimi de diyebiliriz, anneden kızlarına geçen... Siz de şimdi bir bayrağı teslim almışsınız, o bayrağı yaşadığınız ve anneniz yaşadığı müddetçe taşıyacaksınız. Ama oflayarak ama poflayarak. Unutmayın ki bir zaman anneniz de bu bayrağı taşıdı. Yanında siz olduğunuz halde koştura koştura annesine gitti. Kendi evini, eşini, çocuklarını bazen bir kenara itti. O da öyle görmüştü annesinden. Şimdi siz o günlere ulaşmışsınız. Hayatta bir şeyler illa ki eksik kalacak. Eksik eksik tükenecek herkes için yaşamlar. Çalışan biri için oldukça sıkıntılı bir durum olsa da yapacak bir şey yok. Annenize gitmek, gelmek, ilgilenmek zorundasınız. Bazen çoook zor gelse de içinizden ‘’yeteeeer yoruldum kaç parçaya bölüneyim!’’ deseniz de gideceksiniz, geleceksiniz, arayacak soracaksınız. Farklı bir davranışı yüreğiniz taşıyamaz. Yorgunluklar geçer ama pişmanlıklar geçmez, bunu göz ardı etmeyin.
Babanızın ölümü size daha fazla yüklenmesine sebep olmuş, bunun apaçık siz de farkındasınız. Kayınvalidenizi kıskanması, bütün bunlar sizi paylaşamamaktan kaynaklı davranışlar. Elinde bir siz varsınız. Onun bu tutumlarının sizi daha çok yorduğunu anlatın. Onu çok sevdiğinizi ama yaşamanız gereken bir de hayatınız ve diğer sorumluluklarınız olduğunu hatırlatın. Konuşmazsanız sadece beklerseniz, bir şeyleri değiştiremezsiniz. Genç olduğu için onu yönlendirin, yapabileceği şeyler hakkında teşvik edin. O da yaşaması gereken hayatı kendisi için yaşasın. Böyle olursa daha mutlu anne-kız olacağınızı anlatın kendisine. Ölümlerin ardından yaşanan geçiş süreçleri sancılı olur çoğu kez, bu da öyle bir durum. Anneniz bu durumu sizin gayretinizle aşacaktır. Aksi bir tutum, yüreğinizde taşıyacağınız pişmanlık ve keşkeler olur sizin için. Unutmayın sevgili okurum, bu günler geçecek ama davranışlardan geriye kalan annelerdir. Siz de böylece taşıdığınız bayrağı yüreğinizin ve yüzünüzün akıyla çocuklarınıza vermiş olacaksınız. Bu bayrak ağır da gelse, of pof da dense, içimizden diyelim çünkü bayraklar (anne, baba) hep taşınmalı. Biz böyle gördük değil mi? Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR