Yaptığım en büyük hataydı
“Merhabalar Yeşim Hanım,
22 yaşındayım. Şimdiye kadar hiç ilişkim olmadı ve aşka da inanmazdım. Ta ki o insanı tanıyana kadar… İlk gördüğüm günden beri ona çok aşığım. Bir gün bütün cesaretimi toplayıp ona yazdım. Yazdıklarımı okuduğu halde bana cevap vermedi. Neyse 1 ay geçti ben 2. kez ona yazmaya karar verdim ve yazdım. Gene günlerce bekledim ama yazan olmadı. Arada bazı mekanlarda defalarca göz göze geldiğimiz oluyordu. Hissediyordum onun da bana karşı duyguları vardı. Ama yazmamıştı. Bir gün yılbaşı akşamı aynı mekandaydık benimle konuşmak istedi. Çok heyecanlandım, kalbim yerinde duramıyordu. Bana bu işin olmayacağını söyledi ve tanıştığı birisinin olduğunu yakında nişanlanacağını söyledi. Hayallerim yıkılmıştı, ayakta duramıyordum, kendimi ağlamamak için çok zor tutuyordum. Sonra güldüm, geçtim, tamam dedim ve gittim. Sevinmeli miydim yoksa üzülmeli miydim bilmiyordum. Sonuçta bana değer verip üzülmemi istemeyip gelip her şeyi yüzüme karşı anlatmıştı. Bu olaydan 6 ay sonra nişanlandı kapalı bir bayanla. Arkadaşlarından duyuyordum kapalı birisini istediğini. 1 buçuk senedir aşığım ona. Her gün kendime soruyorum acaba kapalı değilim diye mi istemedi beni. Bu süreçte çok çok üzüldüm. Hala izi var ama iyiyim. Ailem yanımda, arkadaşlarım yanımda, her şeyim var. En önemlisi de sağlıklıyım. Ve de kendimi sevmeyi öğrendim. Ne kadar iyiyim desem de hala içimde bir burukluk var. Yaptığım hiçbir şeyden zevk alamıyorum. Ama şimdiki aklım olsa asla ve asla böyle bir şey yapmazdım. 22 senelik ömrümde yaptığım en büyük hataydı. Bu yüzden de şimdi bir daha birine aşık olamamaktan çok korkuyorum Yeşim Hanım. Fikirlerinize ihtiyaç duyuyorum. Şimdiden teşekkürler.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
“Anımsamak bir tür buluşmadır.
Unutmak ise bir tür özgürlük.”
Özgür olmanın vakti gelmiş sevgili okurum. Zihnen özgür olmak istiyor musunuz? Biliyorum artık istiyorsunuz. Ne işiniz var size ait olmayan birini düşünüp duracaksınız, akıl işi değil zaten. O zaman daha çok sizi mutlu edecek şeylerle ilgilenin. Daha çok arkadaşlarınızla vakit geçirin. Onun takıldığı yerlerden uzak durun. Sonrasında artık görmediğiniz, haber almadığınız, uzak durduğunuz birini düşünmek de sizi terk edip gider. Gitsin zaten! Gelsin özgürlük…
Hepimizin acıyla, tatlıyla içini tıka basa doldurup üstüne bastırarak kapattığımız bir çöp kutumuz var. Yok yok, evlerimizdeki çöp kutusundan değil, bilinçaltımızdan söz ediyorum. Orası bir çöplük alanı. Bende, sizde ve diğerlerinde, herkeste olan bilinçaltı. İçi, içine attıklarımızla kimi zaman öyle bir doluyor ki bazen bilinçaltı bile baş edemiyor. Siz daha hayatın başındasınız, acılarla yüz göz olmadınız. Acemilik var serde. Biraz daha sabrederseniz yakında bu yaşadığınız aşk da, çektiğiniz acı da hop çöp kutusuna… Yani bilinçaltına gidecek. Yaşayamadığınız bu ilişkinin hayal kırıklığını geçmişin en derinlerine atacaksınız. Üzerini başka yaşanmışlıklar kendiliğinden örtecek ve siz bile bir zaman sonra ancak farkına varacaksınız. Aa! Ben onu unutmuşum. Unutursunuz tabi. Siz unutamam sansanız da unutmak, unutabilmek bir mucize gibi insanın imdadına yetişiyor. Allah kullarına yardım ediyor. Unutulmaz olur mu? Daha çok gençsiniz. Neler yaşayıp, neler neleri unutacaksınız ve hayat yine tüm yaratıcılığıyla yaşamınıza yeni yeni aksiyonlar katacak. Siz bu aksiyonlarla haşır neşir olurken unutmak gerçekleşecek. Şimdi bu unutma eyleminin içindesiniz ve ne diyorsunuz: Keşke öyle davranmasaydım. Sizin tarzınız olmayan davranışları aşk uğruna kaybetmemek uğruna o gence karşı sergilediniz ve şimdi keşke demeye başladınız bile. Bir zaman sonra da ne diyeceksiniz biliyor musunuz? Ya hiç de bana uygun değilmiş. Hay Allah! Bu adam için mi o kadar üzüldüm. O zaman aşk gözünüzü karartmıştı, şimdi yavaş yavaş gözünüzde görüntü flulaşıyor. Yakında daha da berraklaşacak ve bir keşke daha eklenecek. Ne gereksiz bir acı çekmişim diyeceksiniz ama yaşamın acemisi olmak böyle bir şey. Nerden bilecektiniz? Sizin için hayat onun size hayır demesiyle bitmişti ama artık hayatın hiç kimsenin ardından, siz güçlü durabilirseniz, bitmeyeceğini gördünüz. İçinizdeki yaşam kıpırtılarıyla aheste aheste olsa da canlanmaya başladınız. Kendinize ne dediniz? Çok şükür sağlıklıyım. Ailem, arkadaşlarım var. Şükredilecek şeyler bir zaman unutulsa da sonra ne güzel hatırlanıyor. Aileniz ve arkadaşlarınız iyi ki varlar. İyi ki siz çok güçlü bir kızsınız. Hepimiz bunlar için şükretmeliyiz.
“Umutsuz olmayın, kaybettiklerinizden fazlası var yarınlarda.”
İnsan gençken bunu bilemiyor tabii. Yaşadığı acıların etkisiyle umutsuzlaşıyor, karamsarlaşıyor artık yaşam anlamsızlaşıyor. Oysa yarınlarda gençken hep ümit var. Bir anlasanız… Onun içindir ki yaşını almış insanlar şimdiki aklım olsaydı neler yapmazdım diyor. Gençken akıl edemedikleri her şeyi artık bildiklerinden ama gelecekle ilgili yapılacak fazla bir şey kalmadığından. Bu yüzden size diyorum ki yarınlarda kaybettiğinizi sandığınızdan daha fazlası olacak, bana inanın ve sakın umutsuz olmayın. O başka bir kızı seçmiş olabilir. Gönül bu, ferman onun olunca yapılacak bir şey de kalmıyor. Bu sizin özel ve güzel olmadığınızdan değil. O kız daha önce karşısına çıkmış. Belki gerçekten kapalı bir kızdı tercihi. Bunlara yapılacak bir şey yok. Size bu yaşadıklarınızdan kalan bir duyguyla tanışmak ve tatmış olmak. Aşka inanmıyordunuz, var olduğunu gördünüz. Şimdi size aşık olmasanız da aşktan da güzel bir duygu var diyeceğim, adı da sevmek. Öylesine güzel ki… Dilerim bu güzel duyguyu ve sizi hak edecek biri için olsun sevginiz. Sevmekten ümidinizi kesmeyin sevgili okurum.
Yazdıklarınızdan okuduğum aşık ama güçlü bir kızdı. O güçlü kızı iyice ortaya çıkarın, yarım yamalak olmaz. Karşılıksız bir aşka takılı kalacak kız değilsiniz. Kendine güveni olan, akıllı ve güçlüsünüz. İçinizdeki o güçlü kızı yeniden görmek istiyorum. Nerede o? Hayat; yaşamanız, yeniden aşık olmanız, kendinizi keşfedip, başarılı işler yapmanız için sizi bekliyor. O kendiliğinden akıp gidiyor. Ya siz ne yapıyorsunuz? Yaşar gibi mi yapıyorsunuz? Yaşar gibi yapmakla yaşamamak arasında nefes almaktan başka bir fark yok. Gerçekten yaşayın, dokunarak, hissederek, tat alarak, zevk alarak, umut ederek ve atın kafanızdaki, kalbinizdeki karşılıksız aşk acısını bilinçaltınızdaki çöplük alanına, kapağını da kapayın. Sonra? Sonrası ohhhh! Yaşamak çok güzel diyeceksiniz kendi kendinize. Güçlü olmak budur işte. Güçlü insan düşer ama hemen toparlanıp ayağa kalkar, kimselere çaktırmaz. Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR