Eşim sorumsuz ve yalancı...
“Eşimle 6 ay önce evlendik, şu an 4,5 aylık hamileyim. Eşimin bana karşı sorumsuz birçok huyu oldu. Gerdek gecesi gelinlikçinin evime gelip para istemesi, eşimin temel ihtiyaçlarımın hiçbirini karşılamaması gibi birçok sorun. Eşimin ailesi namusuma yönelik, karnımdaki bebeğe yönelik o kadar hakaret ettiler ki, eşim susun o benim karım bile demedi. Eşim düğünden üç gün sonra borç bahanesi ile elimdeki ve kolumdaki bütün altınları aldı. Dedim ki "borçtur artık beraberiz, zor günümüzse kullan," sonradan öğrendim ki hiçbir şey borca gitmemiş ve nereye gittiği de belli değil. Eşim bana her fırsatta yalan söylüyor. Çalışıyorum diye evden çıktığı her gün arkadaşları ile geziyormuş.
2,5-3 aylık hamileydim, bir sabah evde yiyecek hiçbir şey kalmadığını fark edince eşimi aradım, paran yoksa bile bir ekmek getir bana, ben çok açım dedim. Tamam dedi, saat 6’ya kadar telefonlarım açılmadı. En sonunda telefon yanlışlıkla açıldı. Kahvede oyun oynandığını ve haydi hanımlar afiyet olsun size dediğini duydum. Hemen 5 dakika sonra da anneannesinin evine gitti. Ve anneanne bana yemek yap bir de M.’ye ekmek koy dedi. Direkt kapattım telefonu.
Ailesini aradım yalan söylediler. Yalan söylediklerine mi yanayım, hamile hamile aç kaldığıma mı yanayım, ekmek almak için dahi bir lira para vermemesine mi yanayım bilemedim.
En son olay ise, yılbaşı günü oldu... O gece kutlama yapacağız diye beni heveslendirdi, sana sürprizim var dedi. Ailemizin bulunduğu şehre geldik, bana annemde hazırlanmamı, 5 dakikaya geleceğini söyledi. Çok hevesliydim, flört zamanında olurdu bu hediyeler. Çok mutluydum. Akşamüstü beni babamın evine bıraktı, saatlerce aradım ulaşamadım. Günler geçti, ailesi de açmadı telefonlarımı. Böyle aşağılık bir şekilde terk edilmiştim. Karnımdaki bebeğin kıpırtısı olmasa ne kaldırabilirdim ne de sabredebilirdim. 15 gün geçtikten sonra ailesi aramaya başladı. Şimdi çok pişman olduğunu söylüyor.
Bir sürü şart koydum. İşe başlamasını ve inanmam için bana maaş bodrosunu göstermesi gibi bir sürü şart. Aslında bir erkeğin normalde yapması gerekenleri ben şart olarak koydum. Bebeğim var karnımda benim. Öyle iğrenç insanlar ki, nafaka vermemek için bebeğime zarar verirler diye dışarı çıkamadım, hala çıkamıyorum.
Annem ise barışmamı istemiyor. Bir de benim minicik bir köpeğim var. Gözyaşlarımı yalayarak silen, beni o zor günlerimde teselli eden bir köpek... Annem onu istemiyor. Çok yoruldum ve sürekli düşüyorum. Düşmekten dizlerim parçalandı, kalkmak için el uzatıyorum kimse kaldırmıyor. Canım acıyor, hem de çok fazla... Şimdi size anlatıyorum, sizden bir yol istiyorum. Çıkamıyorum artık…”
Rumuz: M.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Sonunda kadınlar, kadınların köleliğine son verdi sevgili okurum. Artık yürümeyen bir evlilik yaşanıyorsa ve yürümeyeceği baştan belliyse, ömür tüketmeye, çekmeye son veriliyor. Çünkü nokta koyacak cesareti kendilerinde bulabiliyorlar. Bunun nedeni aileler artık kızlarını evden gelin olarak çıkarırken ‘gelinliğinle çıktın, kefeninle geleceksin’ gibi saçma bir söz söylemiyorlar. Burası her zaman senin evin. Bu kapı her zaman sana açık diyorlar. Bu ne kadar büyük bir güven, düşünebiliyor musunuz? Kadınların eli ekmek tutuyor, okuyup çalışıyor, elalemi de bir kenara atmayı başarıp kendi kendilerini azat ediyorlar. Tabii bunun için kadının kendine güvenmesi, doğru yaptığını bilmesi gerekli. Evet, iyi günde kötü günde diye söz veriliyor ama iyi günleri ummakla geçmemeli ömür. Balık baştan kokmaz mı? Sizin balık bozuk kokuyor…
Korkuyorsunuz, evet bu çok doğal. Bebek de gelecek, hayır panik yok. Her başlangıç güzel olmaz, bazı başlangıçlar sancı çeke çeke yaşanır, öyle başlanır. O sancıları göze almadan doğumu yaşayamazsınız. Aileniz size destek olsa da en büyük desteği kendi aklınızla kendinize vereceksiniz. Ya bu sevgiyi yaşaya yaşaya, çeke çeke öldürüp, kalbinizde bitirip zamanınızı ve kendinizi yitireceksiniz ya da aklınızla gerçekleri kabul edip, acı çekmeyi kabul ederek bitireceksiniz. Sorumsuz ve yalancı biriyle evlenmişsiniz, bunu görüyorsunuz. Sadece cesaretli olacaksınız, çünkü evlendiğiniz kişi bundan sonra sorumlu biri olmayacak, hatta daha çok üzüleceksiniz. Evliliğinizde yaşadığınız sıkıntılar başlangıç safhası, dahası da olacaktır. Dahasına katlanabilecek misiniz, kendinize sorun. Bebeğiniz de ilerde babasının daha farklı, sorumlu biri olduğunu görmeyecek çünkü insan neyse odur, sorumluysa sorumlu, sorumsuzsa sorumsuz, yalancıysa yalancı... İçiniz rahat olsun. Onun için kendinize acımayı bırakmalısınız, bir şeyler yapabilmek için aklınızın doğru yönde çalışması bu duygusallıktan uzaklaşmakla gerçekleşebilir. Korkmak, kendinize acımak bunlar size ne getirir? Sadece götürür. Bu duyguları içinizde yaratan sizsiniz. Çünkü duygular düşüncelerle oluşuyor, o zaman güzel düşünün. Hayatınıza güzellik katmak için olumlu düşünün ve bunu alışkanlık haline getirin. Ben bu ayrılığı gerçekleştirip kendime güzel bir yaşam kurabilirim diyeceksiniz. Evet bunu yapabilirsiniz, buna inanın. Bu güç sizde var, içinizde bir yerde onu ortaya çıkartın ailenizin desteği yolunuza ışık olsun ama yürüyecek olan sizsiniz. Yakında anne olacaksınız annelik size aslında ne kadar büyük bir güç verecek, sizi daha kuvvetli hale getirecek, bunu göreceksiniz. Araya girmeye, barıştırmaya çalışanlara aldanmayın onlara hayır deyin, hayır olumsuz gibi gözüken aslında hayırlı bir kelimedir, sizin hayatınıza ışık olacak, önünüzü aydınlatacak kelime...
Sonrasında doğum, bebek dünyaya geldikten bir müddet sonra hayatınızı çizmek için adımlar atabilirsiniz. Anneniz eminim size yardımcı olacaktır bebeğiniz için. Eğitim durumunuzu bilemiyorum. Size şunu söyleyebilirim; kimseye bağımlı olmamak için çalışın. İşe girin, kendinize güveninizi kendinizi kazanırsınız, bunları yapabileceğinize inanın. İnsan inandıklarını yaşıyor. Kalbinizde güzellikler yeşertin çünkü ne düşünüyorsanız ona yöneltiyor yaşam sizi. Köpeğiniz konusunda annenize zaman tanımalısınız. Herkes hayvan sevgisine açık olmuyor. Zamanla alışacaktır. Sizin için önemli olduğunu hissettirirseniz ve biraz duygularına oynarsanız sizlerle yaşamasını kabul edecektirdiye düşünüyorum. Anneler çocuklarına hayır diyemezler, deseler de o hayır evet’e eninde sonunda döner…
İnsan bilince ulaşınca kendi kaderini çizecek gücün kendisinde olduğunu görüyor sevgili okurum. Şimdi siz de bilincin yoluna girdiniz. Algılamaya, fark etmeye başladınız. Evet belki acı da veriyor çünkü ‘’düşüyorum yara bere içindeyim’’ demişsiniz, ayaklarınız yere basmaya başlamış artık hayatla karşı karşıyasınız. Düşebilirsiniz, canınız acır ama herkes düşüyor, bunun için üzülmeyin. Kalkamazsanız işte o zaman üzülün. Şimdi daha bilinçle neden yeniden yazmıyorsunuz kaderinizi? Kendinize güvenerek, kendinize inanarak, yapabileceklerinizi bilerek, umut ederek, hayal kurarak yeni baştan başlayabilirsiniz. Sevgilerimle…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR