Her şeyi unutup evlenmeli miyim?

Merhaba, benim içinden çıkamadığım bir durum var. 5 yıllık süren bir ilişkideyim; çok sevdim, çok bağlandım. Yaklaşık dört ay önce bir tartışma yaşadık ve ben haklı olduğum için hatasını anlayıp özür dileyip dönecek sanıyordum ama dönmedi. Ben döndüm sonra buluştuk ve whatsapp’ında farklı bir telefon numarası vardı. Bir kadındı. “Kim bu?” dedim. Elimden telefonu hızla çekip numarayı sildi sonra günlerce, aylarca bilmiyorum dedi. Çok üzüldüm, çok ağladım ama şimdi söz yüzüklerimizi aldık hatta evlilik planı yapıyoruz. İçindeki heyecana hep bu olayın gölgesi düşüyor. Midemdeki kelebek yerini bulantıya dönüştürüyor ne yapmalıyım bilmiyorum. Bu olay çözülmediği halde unutup evlenmeli miyim yoksa her şeyi silip atmalı mıyım? Lütfen yardımcı olun, ben içinden çıkamıyorum. Karşımdaki insan “Seni çok seviyorum aldatmadım, aldatmayacağım” diyor ama kalbimdeki bu kötü his ne?


Yeşim Tijen’in cevabı:

Merhaba sevgili okurlar; bugün o güzelim kelebeklerden bahsederek yazıma başlayacağım. Kelebekler ne kadar narin canlılar değil mi? Doğada gezinirken onları uçuşurken gördüğümüzde içimizde mutluluk uyanır, gözlerimizle izleriz onları… Dokunmaya kıyamayız, ölürler diye korkarız. Ben kendi adıma bu düşünceyle onları mutlulukla seyrederim. Bize bu duyguları yaşatan kelebekler söylendiği gibi bir gün yaşayıp ölmüyorlarmış. Türlerine göre bir hafta 4 ya da 5 ay bir yıl yaşayanı da varmış. Kelebeklerin üzeri gözle zor görülebilen pullarla kaplıymış. Bu pullar ufacık sarsıntılarla dökülebiliyormuş. Ondan mı bilmem kelebekler narin canlılar. Hani siz demişsiniz ya sevgili kızım sözleniyorum ama midemde kelebekler uçuşmuyor diye düşündüm de kelebekler sarsıntıya uğramamak için size gelmemiş olabilirler. Bir şeylerden emin olsun öyle geleyim demişlerdir. Akıllılar bir de fark ettiniz mi?


Günümüz kadın erkek ilişkilerinde sevgili veya evlilerde güven duygusu oluşturulmamışsa ilişkilerde şüphe kol gezer. Neden böyle? Çünkü bazı kadınlar, erkekler ilişki yaşamak konusunda kendilerini aşmışlar oldukça rahatlar. Bunları gördükçe duydukça iğreti olup size herhangi değişik gelen bir durumla karşılaştığınızda insanın aklına hemen aldatılmak geliyor. Sizin de yaşadığınız durum bu. Kuşkulandınız. Sizi kemirmeye başlayan “Acaba beni aldattı mı?” düşüncesi. Yüksek olasılıkla telefonunda gördüğünüz kişiyle arasında bir şeyler geçti ve bunu size açıklayamıyor, açıklarsa ne olacak? Güveniniz tuzla buz olacak. Belki de ayrılacaksınız o da bunu göze almak istemiyor. Ortada bir soru işareti duruyor cevap almamışken sizin üzerinizde “Seni aldatmadım, aldatmayacağım” sözleri haliyle güven vermiyor. Tesirli olmuyor. Aldatmayacağım sözü kulağa hoş gelse de günümüz birçok erkeklerin karakterine, yaşayış biçimine ters. Erkekler karşılarına fırsat çıkmışsa değerlendirmeyi isterler çok azı eşine sadık olarak yaşar bu kadar az kişi de onlarla ilgili algıyı değiştirmeye maalesef yetemiyor ve maalesef günümüz kadınları da artık erkeklerin ayak izlerini takip ettiğinden her şey çok iğrenç bir şekilde gelişmeye devam ediyor. Günümüz niye diyorum? Çünkü dünkü erkekler ya da kadınlar onlar aldatmamışlar acaba onlar insan değil miydi? Kendilerine nasıl sahip olabiliyorlardı? Düşününce insan takdir ediyor. Günümüzdeyse bu irade bile isteye yaşanmadık bir şey kalmasın düşüncesinin peşinden giderek ortadan kaldırıldı. Erkeklerin yapısı böyle diyerek de bu duruma bir kılıf uyduruldu. O eski erkekler erkek değil miydi? Onların yapısı farklı mıydı? diye burada sormak farz oluyor tabii ki bu bahaneler gevşek davranmak için bir mazeret. Kadının aldatmak için mazeretiyse eksiklikler, onları tamamlamak… Bu düşünce içinde olan insanlarda birbirlerini çeşitli mecralarda kolayca bulabiliyorlar. Yani bunu engellemek mümkün değil. Bu bir zihniyet meselesi. Eğer bir takım değerlerle yetiştirilmişse ne erkek ne kadın zaten aldatmıyor zaten aldatanlar, “aman sende”ciler, değerleri olmayanlar, kendinden başkasını umursamayanlar… Yani gevşek insanlar… Yaşadıkları bu ilişkilerin çoğunlukla bir anlamı yok. Bir anlamı olsaydı sizinle olan ilişkisi sözlenme noktasına gelir miydi? Buradan pay biçin. Tabii bunun bir anlamı olmaması değil yapılmış olması önemli ama gelin bunu kendinden başka bir değeri olmayanlara anlatın. Anlatamazsınız akılları nasıl çalışıyorsa öyle devam edecektir. Fırsat buldular mı o fırsatı değerlendirecektirler. Siz ne yapmalısınız? Bu tamamen size bağlı yavrum, çok seviyorsanız bir gün yine böyle bir şey yapabileceğinin bilinciyle sözleneceksiniz ya da bu konuyu deşerek gerçekleri öğrenmeye çalışacaksınız. O da gerçeği söylerse -bu zamana kadar söylememiş- onun size söylediklerine inanmak zorunda kalacaksınız sonra hala bu beraberliği devam ettirmek istiyorsanız kendi kendinizi onun da doğru davranışlarına şahit oldukça şüpheden arındıracaksınız. Sözlendiniz, baktınız huzursuzluklarınız devam ediyor o zaman bu ilişkiyi evliliğe götürmek zorunda değilsiniz. Kısacası “Aşk aldatılmayı affeder mi?” derseniz… Çok seviyorsa eder yavrum. O seven kalpler neleri affetmiyor? Kendinizi bu kadar üzmeyin.


Sevgiler sevgili okurlarıma…


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.