Dakikaları sayarak bekliyorum ve en sonunda boşaltım sisteminin ne kadar önemli bir şey olduğunu düşünerek tuvalete gitmek üzere ayağa kalkıyorum. O da ne? Koşacağım sanmıştım, ağır ağır hareket ediyorum, hatta çişimi yaparken bile öyle tutuğum ve korkuyorum ki; sanki minik embriyomuz koşarak kaçacakmış gibi geliyor.
Duygu yurt dışında insanların tüp bebek merkezlerinden işlerine döndüklerini anlatıyor. Eve gidip bi hafta hareketsiz yatmak bize özgü bir durummuş. Aslında hiç gerek yokmuş. Bekâra karı boşamak kolay! O kadar endişeliyim ki beni bir yere sabitleseler ancak memnun olurum. Sanki her şey pamuk ipliğine bağlı ve o iplik bir koparsa benim yüzümden olacakmış gibi hissediyorum.
Bundan bir sene önce bunları başkasından duysam, aman ne cehalet deyiverirdim. Ama şimdi işler değişti, eşekten düştüm ve tüm eşekten düşüp kafasına çiğnenmiş ekmek bağlayanların acısını hissediyorum. Ağır hareketlerle kalkıp giyiniyorum, ben giyinirken Emine Hanım transferden geliyor. Hayırlı olsunlar, kısmetler, alın yazıları falan havada uçuşurken durup “Olmazsa üzülme, sen daha gençsin yolun uzun” diyor. Serhat’a bakıyorum, sözleşmiştik. Bu işi uzatmayacağız. Onaylayan bir bakış yakalayıp rahatlıyorum.
Duygu bize arabaya kadar eşlik ediyor. Arabaya binip kayınvalidemin evine yollanıyoruz. Yatacağım. Burası Avrupa değil canım, ben kavun karpuz gibi yatacağım! Gerekirse hiç hareket etmeyip kendime hayatı zindan edeceğim ki bu çocuk oraya sıkı sıkıya tutunsun. Allah akıl fikir versin! Kasislerden geçerken arabayı stop ettirecek kadar yavaşlayan kocam tedirginliğini gizleyebildiğini sanıyor, ben en çok buna gülüyorum.
Taksim Küçükçekmece arasını iki saatte gittikten sonra eve varıyoruz. Tabii ki geleneksel kayınvalidem de aynı şekilde düşünmüş, yata yata beklenecek. Yataklar kurulmuş, başına sehpalar konulmuş. Hareketsiz bir karpuz gibi devrileceğim ve bu 12 günün geçmesini bekleyeceğim. 12 günün sonunda tüp bebek merkezinde kanda gebelik testiyle sonucu öğreneceğiz.
İlaç işleri henüz bitmiş değil, transfer sonrası vajinal fitiller, çeşitli hormon bantları kullanmak gerekiyor. Bu bebeğin tutunmasını kolaylaştırmak için çabalıyoruz. Bu mucizeyi bir kadın hiç farkında olmadan da gerçekleştirebiliyor benim gibi kendini yırtarak da diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Henüz kendime bile itiraf etmediğim kadar zorlu bir süreci aştım, sabrım sınandı ve işin henüz yarısındayım. 12 gün nasıl geçecek diye düşünmeden edemiyorum. Ne yapsam kadın forumlarına girip dört gün sonra kan testi yaptırıp salya sümük ağlayanlar kervanına mı katılsam?
En iyisi internetten “kaynana evi kasveti” ve bu kasvetin nasıl dağıtılacağı üzerine araştırmalar yapmak!
Önceki yazılar
YORUMLAR