Babamla yeni hayat…
Babam beni geçen yıl yamacına çağırdı ve sordu: “Ne olacak benim halim?”
Annemle ayrıldıklarından beri tek başına yaşıyor. 20 yılı aşkındır kendi kendine bakabildi çok şükür, zeytinyağlı barbunyasından tavuk suyuna pilavına kadar her yemeğini kendi pişirdi, alışverişini ve temizliğini kendi yaptı. Son birkaç yıldır arada ev temizliği konusunda yardım alıyordu.
Bir ara biz Çıralı’da yaşarken ona küçük bir ev kiraladık ve orada yaşadı kısa bir süreliğine fakat şehirde konserler senin, musiki cemiyetleriyle korolar benim çok hareketli bir hayatı olduğundan köy hayatı ona sıkıcı geldi ve döndü İstanbul’a…
Babam bana halinin ne olacağını soralı beri düşünüyordum: Babama küçük bir ev yapalım bizim bahçede, artık toprak yapı mı olur saman balyası mı hangisi uygun olursa, taşıyalım evini son kez ve geri kalan ömrünü birlikte geçirelim.
Bu yılımız hastalık-ameliyat-susuzluk üçgeninde geçince ve arkadaşlarımız bu sonbahar toprak yapı/sıva kurslarına katılıp da ev yapmaya heveslenince, yeni yılın baharında babama da bir evcik yapmak üzere konuşmuştuk ki babamın rahatsızlandığı haberini aldık.
Bu yıl Haziran’da geldiğinde bahçe yürüyüşleri konusunda pek isteksizdi. Eylül sonunda geldiğinde ise gördük ki babam artık piti piti yürüyebiliyor, hali pek yok, bahçede yürüyüş yapacak hali kalmamış, hep oturmak istiyor.
Hmmm, bahara kadar bekleyemeyiz! Gidip bir an önce onu misafir evimiz “küçük ev”e taşımalıyım! Havalar da yağmursuzken, evde ve bahçedeki temizlik işlerimizi hallettik, bir tek kuzinenin yerini değiştirmek ve her iki evin de borularını temizlemek kaldı geriye.
Ekim başında bizden döndükten bir kaç gün sonra evinde yemek pişirmeye bile hali kalmayınca kardeşim hemen onu doktora götürmüş, ciğerlerinde su toplanmış olduğunu fark etmişler, buna sebep de kalp kapakçığındaki kireçlenme imiş.
Aileden uzakta olmak, ha deyince koşup gelememek böyle zamanlarda daha bir dokunuyor insana. Sağolsun kardeşim yıllardır ilgilenir babamla, doktora götürür, bakar gözetir. Artık babamla benim ilgilenme zamanım, son durum babamın kardeşimin salonunda yaşamaya başlaması oldu zira.
Ben tam evde son toparlanmalarımı yaparken kardeşim aradı ve babamın iştahının kesilip midesinin bulandığını söyleyince o akşam otobüse atlayıp geldim İstanbul’a. Bir haftadır doktor-hastane-tahlil koşturması sonucunu bugün alacağız. Akciğerlerdeki suyu gidermek için kullanılan ilaç bu kez böbreklerdeki bir değeri yükseltmiş, şimdi o ilacı kestik, bakalım son durum ne olmuş?
Babamın Yakacık’ta kiraladığı ve son üç yıldır oturduğu evinde birkaç gündür eşya topluyoruz. İşe yaramaz durumdakileri atıp işe yarayanları da ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Bir hafta on gün içinde işimizi bitirmiş olacağız, ben kalan sürede eş-dost-akraba görüşmelerimi yapıp babişkomu da alıp köyüme döneceğim. Kim bilir babam için de nasıl heyecanlı olacak bu süreç?
Yeni bir hayat bizi bekler… 2017 için daha bir umutluyum, bilinmezliklerle dolu sürprizli hayatı çok seviyorum. Ali baba hoş geliyor hayatımıza, sağlıkla, huzurla, bereketle, müzikle dolu günlerimiz olsun birlikte…
YORUMLAR