Birleşmiş Sesler Korosu söylüyor…

Ohh şükür! Şarkılarla, ezgilerle kalbinizi, aklınızı çeldim! Facebook’taki Barış Şarkıları, Yeryüzü Ezgileri grubumuz hızla büyüyor, şarkıları dinleyen bi daha dinlemek istiyor, birlikte şarkı söylemeyi şimdiden deneyimlemeye başladık. Şarkıların bir arada olduğu aynı adlı bir Youtube kanalımız bile oldu, Aysu sağolsun aklımızdan geçeni yapıvermiş, yeni şarkı geldikçe eklenecek. Yaşasın!

Başka güzel haberlerim de var sizlere!

Eylül’ün son haftası gibi zamanlarda Antalya Tekirova’da Jonglör Festivali gerçekleşiyor, bu yıl on yedinci yılı. Bu muhteşem, rengârenk etkinlikte pek çok farklı ulustan çılgın becerikli insanların marifetlerini hayranlıkla izleme şansına birçok kez sahip olduk, unutulmaz güzellikte anlar yaşandığına şahitlik ettik. Büyük bir kucaklaşma, aile toplaşması sanki.

Bu festivalde geceleri konserler de olur. İşte, biz bu yıl o festivalde bir gece, iki saat gibi bir süreliğine şarkılar söyleyip aralarda doğaçlama müzik yapacağız, birbirimize eşlik edip bir olmanın, birleşmiş sesler olmanın keyfini yaşayacağız. Organizasyondaki arkadaşlardan mesajıma cevap geldi, şimdi hangi günün uygun olacağı konusunda yazışıyoruz. Yakında tarihimiz belirlenince etkinlik olarak duyuracağım bu ve benzeri ortamlarda, siz de yaygınlaştırmaya yardım ederseniz ne de güzel olur. Bir araya gelebilenler gelecek, gelemeyenler oldukları yerden bizimle söyleyebilecek; canlı yayın yapacağız a dostlar, sonra da kayıtlardan montajla video hazırlayıp sosyal medyada paylaşacağız! Huh! Nefeesss!

Şimdi “Arkada bir ekran olsun, oradan da görseller eşlik etsin gecenin güzelliğine ve bize” diye hayal kurmaya başladım; oturma düzenimiz, şarkı listemiz, şarkıların solo ve koro bölümleri, “Türkçe başka hangi şarkıları söyleyelim ?” soruları, kaç mikrofon lazım, başka ne alet edevat gerekir, kimden, ne yardım alabiliriz, önce ihtiyaç listesi gibi başlıklar havada uçuşuyor. Bir düzene girer yakında, heyecandan ayaklarım yere bassın hele bi.

Sorular geliyor, “Kimler olacak bu koroda?” "Ben de varım" diyen, şarkıları çalışan herkes bu koroda olabilir, sen, ben, o, biz, siz, onlar diye ezberlettikleri hepimizmişiz, meğer “bir”in parçalarıymışız, bekleyip durduklarımız bizmişiz. Birlikte yaratım için ortamımız hazır; ağı, dokunduğumuz kadar, dokunuşumuzun gücünce titreştiririz. Her şeyin hayal etmekle başladığı doğru, adım adım, sisin içinden bir şeyler görünür oluyor; kocaman bir koro Tahtalı’nın eteklerinde şarkı söylüyor, kalplerin müziği yükseliyor. Niyet edin canlar.

Tezahür Kanunları diye güzel adlı bir kitap var, bu tezahür lafını o kitap soktu aklımıza, İskoçya’daki Findhorn adlı dünyanın ilk ekoköylerinden birinde yaşayan David Spangler’ın topluluk olarak hayallerini gerçekleştirmekle ilgili kuruluş günlerindeki deneyimlerinden ve kanallıklarından derlenmiş değerli bir kitap, bulup okumanızı şefkatle tavsiye ederim. Dön dolaş şarkı söylediğimiz gibi okuruz bu kitabı. Bir topluluk olmakla, ortak niyetle ihtiyaçlarına odaklanıp adeta görünmez bir alemden çağırıp görünür kılmayı nasıl başardıklarıyla ilgili, okurken nefesimin kesildiği cümleler var. İşin özü, bir şeyler bizim aracılığımızla görünür olmak istiyorlar ve biz bütünün hayrına bir şeyler için yola çıkmışsak görünür görünmez destekçilerimiz yolda yardımımıza koşuyor. Bize düşen, bilincimizi bir başka boyuta taşımak, o anda önümüzde hangi iş varsa ona odaklanıp çalışmak ve serbest bırakmak. Sezgilerimizi aklımız ve kalbimizle birleştirdiğimizde neler olabileceğinin muhteşem bir örneği Findhorn, insanın doğayla ve evrenle barış içinde yaşayabileceğinin kanıtlarından bir örnek, ortak yaratımın esas alındığı bir yeryüzü bahçesi. Her şey bir hayalle başlamış, azimle devam etmiş.

“Birlikten güç doğar” demişti Nisan Maya üç buçuk yaşındayken, birlikten güç doğsun, bizlikten aşk olsun inşallah.

Umarım evlerimizden, bahçelerimizden, kalplerimizden yükselen sesimiz ve müziğimiz barışa yol olur.

Yol meleklerimize bereket olsun!