Kaçamak...

Hep yaptığım şeylere ara vermek ne güzel oluyor.


Yakın yerlere, arkadaşlarımın yanına kısa geziler yaptım yaz içinde, bol sohbet, yüzme, kağıttan tekboynuzlu at katlama, peri kanadı bükme, örgü ve dinlenme anlarımı genişletip flora’dan bir süreliğine ayrılma şerefine eriştim yaz zamanı!


“Yaz zamanı” burada önemli, flora’daki yaşamı destekleyen Sümeyra ve Kemal’in daimi varlığı yanında Alev’in de Ganesha gibi yetişip yanımızda olması ve arada gelen diğer kolaylaştırıcıların sayesinde annemin yanına, çocukluktan gençliğe geçişimin sahil kasabası Şarköy’e gittim, 11 gün kaldım, kardeşim ve yeğenim de İstanbul’dan geldiler, kız kıza tatil yaptık, ne kadar kızartma varsa yedik, annenin, anneannenin yanında şımardık, öpüşüp sarılıp koklaştık, akşam şezlongların toplanıp masaların sandalyelerin konduğu, denize doğru uzanan minik beton mendireklerden oluşma, kur-kaldır çay bahçesinde çay içip Şarköy’ün meşhur “çat pat karaduman” isimli şaheserinin tadına baka baka kikirdedik komşularla, aaa bu bardaklar da çok minik ayol, gelene kadar soğuyor, en iyisi termoslara çay demleyelim, sıcak su koyalım, katlanır sandalyelerimizi de taşıdık mı tamamdır, ohh, yaşasın ince belli koca bardak, hatta özlediğimiz su bardağında çay, arada şahane oluyor gelip geçenleri izlemek, sadece izlemek. Şarköy hep esintili, neredeyse hep rüzgârlı, ama yormuyor insanı, serseme çevirmiyor, ferahlatan bir tarafı var, gözüne kum da doldurmuyor, betonlanmadan kalabilmiş minik sahili nedeniyle olsa gerek. Güzelliklere bakalım.


Neredeyse otuz yıl olmuş gitmeyeli, hayal kırıklığı yaşarım sanıyordum ama hiç de öyle olmadı, çok hoş buldum. Güzel boşlukların, güzelim ağaç ve çalıların arasında ferah ferah ve güneşi gözeten, başarıyla yerleştirilmiş, insani boyutta, üç katlı, her katta güneşi gören iki dairesi olan kiremit çatılı siteler, üç katlı ikiz evler gibi, gözü yormuyor, zeytin, ıhlamur, dut ve incir ağaçlarının arasında gezilen orta ölçekli, yeni adıyla, “sahil beldesi”, çok güzel elişlerinin satıldığı sanat çarşısı var, kardeşim bana fotoğrafta gördüğünüz, perdeye astığım küpeleri ve bilgisayarın üzerinde duran gözlüğümün iğne oyalı uzatma ipini hediye aldı, içim açıldı gezerken. Pazarlarında şahane sebze ve meyveler satılıyor, kardinal dedikleri bir üzüm var siyah, anlatılmaz kütürlükte, bir etli kırmızı biberleri var nefis, hem de bizim buradan daha ucuz, her şey. Kışın kasım ya da aralık gibi zeytin toplamaya gitmeye niyet ettik kardeşimle, kardinal üzümünün çeliğini de alabilirsek şahane olur, bir de çat pat karaduman çekirdeği istiyorum ekmek için, böyle güzellikler de yayılmak istiyordur belki, sitenin bahçesinde tanımadığım bir çiçek ve mis kokan bir ağaç var mesela, onların da yaşadığını görsem bahçemde ne güzel olur.


Bilgelik yaşlarına ulaşmış kadınların, kafaları suyun üzerinde kümeler halinde sohbetlere daldığı serin suya, azimle her sabah gıkları çıkmadan girmelerine, eşlerinin sahilde bekleyip, onlara terlik ve havlu getirip, sudan çıkanları çocuklar gibi bir güzel kurulamalarına şahit oldum. Ne mutluluk. Umudum çoğaldı.

****


Şükürler olsun ki bizden haberdar olan, sürekli gelişen hikâyemizi takip eden, gelip ziyaret eden ya da kalıp hayatımızı kolaylaştıran kocaman bir gönüllü ağımız var, onlar sayesinde gezebiliyorum. Gezginler farklı sürelerde burada bulunup, yaşamı paylaşıp, giderken de burada her zaman bir evleri olduğunu bilerek yolculuklarına devam ediyorlar, onlarla birbirimizi gittiğimiz yerlere kalbimizde taşıyoruz.


Baharda flora’nın enerjisini kendimce kuş toplaşmasına taşımaya, oralardan da diğer kuşların enerjisini flora’ya getirmeye niyet ederek gitmiştim bir haftalığına. Ve de öyle olmuştu.


Varlığıyla dört mevsimimizi güzelleştiren her bir cana teşekkür etmek istiyorum bir kez daha. Şimdi sonbahar ziyaretleri başladı, bakalım kimler kimlerle toplaşacak, kime kimi nerede tanımak kısmet olacak?


Dört mevsim içinde birer hafta, on gün ya da on beş günlük zamanlarda flora’yı bırakıp gidebileceğim hale geliyor şartlar, içimden bu sabah böyle geldi, her mevsim gezeyim, geleyim, zira her mevsim için de anlatacağım şeyler, göstermek istediğim minik mucizeler var, o anlara şahit olmak için burada olacağım, haydi inşallah bakalım. Dinlemek ve görmek isterseniz beklerim.


İlk yalnız başıma tatilimi kolumu kırdığımda yapmıştım iki yıl önce, doktor yüz demişti, bu kez zorunlu değil isteyerek tatil seçeneğimi kullanmak istiyorum artık. Ona birazcık daha kaldı, hissediyorum, zamanı gelince kendiliğinden olacak, bolca hayal, azim, kararlılık ve desteğin oluşturduğu katkıyla birlikte, dualar eşliğinde.





Böyle bir ofis hayali kurulmuştu ne zamandır, keyfini çıkarmak, bu haliyle şimdi kısmet oldu, cırcırlar yavaş yavaş susuyor, kuşların cıvıltısı, ağaçkakanların sesi duyulur olmaya başladı. Her şey için müteşekkirim hayat! Sabah iznime bir de akşamüstü izni ekledim, kendime izin verdim, 19.30-20.30 civarlarında, o saatlerin mucizelerine tanık olmak isteyenleri beklerim, bahçede, ormanda gezeceğiz geceye geçiş yaparken. Bir de bunun sabahları, gün doğuşları var. Hayallerin gerçeğe durduğu zamanlardayız, kemerlerimizi bağlasak iyi olur.





Sevgili Özlem ile birlikte okul öncesi çocuklu-yetişkinli kamp yapıyoruz bu ay sonuna doğru, 27-30 Eylül arası, ne zamandır hayalini kuruyorduk bu anların, Özlem ve arkadaşları geliyorlar, Özlem yıllardır çocuklarla çalışıyor, ağaç dikiyor, heykeller, resimler yapıyorlar birlikte, kampta da doğa, çocuk ve sanat iç içe geçecek, Sümeyra zehirsiz temizlik ve kişisel bakım üretimlerini anlattığı bir atölye çalışması yapacak, ben de gün içinde çocuklara bahçeyi anlatacağım, heyecanlıyım, kalbi okul öncesi çocuklar için atan bir sürü güzel insanla tanışıyoruz son zamanlarda ve birlikte ne çok şey yapabiliriz hayali kuruyoruz. Beş çocuk ve beş yetişkin için daha yerimiz var şu an. Katılmak isterseniz ses edin, akşamüstü gezilerini de birlikte yaparız artık. Sonbaharın güzelliği üzerimize olsun.





****


Dinlenmek bana çok iyi geldi. Nefes alabilmişim ki gitmişim, nefesime nefes eklendi. İhtiyacı olan herkese kısmet olsun.


Hem bizim hem destekçilerimizin, kocaman ailemizin görünür olma zamanı geldi belki de. Bütünün hayrına artsın bilinirliklerimiz. Işığı çoğaltmak için, ışık aşkına… Işığın çocuğu, ışık çocukları geliyor.


Güzelliklere açılsın yollar.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.