Sevgiyle gelen...

Geçenlerde Kemal dedi ki acaba bir kedi daha mı beslesek, yavru bi kedi alsak? Bir anda eski çok kedili hallerimizi hatırlayıp hemen itiraz gerekçelerimi sunmaya başladım: "Bu isteğini anlıyorum fakat şimdi tezgâha falan çıkar, minderleri pati izi yapar, ben henüz hazır değilim bir kediye daha."


Sürpriz bu, adı üstünde, nereden, nasıl geleceği belli olmayan şey.


Bir ay kadar önce yağmurun ara verdiği bir öğleden sonra, köpeklerin havlama sesine koştuk, hepsi birden üşüşmüş, bizim küçük evin önünde bir kediyi kıstırmışlar, kedi korkudan bostanın tellerine Garfield gibi yapışmış, Selahattin'i gören kedi onun varlığından cesaret alıp hop diye balkona oradan da Mırnoş'un yattığı koliye zıplayıvermiş, ben olay mahalline intikal edene kadar yerine bir güzel yerleşmiş, kırk yıllık evi gibi başını da aşağı sarkıtmış bana bakıp mırlıyordu. Allah Allaah, samimiyetin de bu kadarı! Aşırı evcil, genç bir oğlan, gözleri şehla, yemek verdik tabii hemen, sevdik. Pati atmak, tırmalamak, ısırmaya yeltenmek hiç yok, belli ki birileri bakmış ona, tahminimiz Beycik'te yazın yaşayanlar besliyormuş, onlar gidince yalnız kalmış ve dalmış ormana, geze geze bize kadar ulaşmış.


Bir süre sonra korkusu geçti, etrafı keşfe, sağda solda gezinmeye, korkarak da olsa alanını genişletmeye başladı. Vee mutfağı keşfetti, sürekli aç, ayaklarımıza sürünüp mırlıyor, sevdiriyor kendini, yukarılara çıkıp yemek aranmaya başlayınca ciyakladım haliyle, bizim Mırnoş hanım hiç öyle tezgâhlara çıkmaz, sağda solda pati izi bırakmaz, "İn çabuk oradan aşağı, uslu çocuk ol" gibi laflar etmeye başladım. Serseri çok sevdalı, sanki eskiden beri burada yaşıyormuş gibi takılıyor arkadaş, sevdirdi kendini, azıcık kızdırsa da, yatacak yer hazırladım ona, oraya da alıştı hemen. Bu kediler çok âlem yaratıklar, hepsinin huyu başka diğer dört ayaklı dostlarımız gibi, bu da böyle bi şey çıktı işte.


Tabii bir de Mırnoş'un halleri var, ilk günler balkona gelip eski yerinde yatmadı, pıflıyor, sonunda balkona geri döndü, yemeğini de oraya taşıdık, bol bol da seviyoruz, yeni bir yer beğendi kendine uyumak için, mutfağa da asla gelmedi ilk günler, sonra isyan etti zaar, yemek beklerken mutfağa gelmeye başladı yeniden, bu arada Pamuk adını verdi Sümeyra yeni çocuğa, bol beyazlı az desenli yumuş yumuş bi şey, Pamuk ona dayılanıyor, Mırnoş kaçıyor, arada ciyaklayıp patileşiyorlar, hiç memnun değil Mırnoş bu durumdan, böyle böyle derken kavga da etseler aynı mekânda durmaya alıştılar.


Bir ay kadar sonra kedicik sakinleşti, karnının doyduğuna ikna oldu, sürekli miyavlama, ayaklarımıza dolanma halleri geçti, Selahattin şehlalığı da iyileşti sanki diyor. Geçen gün baktım merdivende sfenks gibi oturuyor, hayvancağızın beden dili bile değişmiş, çocuk bi rahatlamış, kendine gelmiş, bedenindeki kalp izi daha bir görünür olmuş. Selahattin "Paşa oldu bu"diyor, Pamuk Paşa olsun bari oldukça dengeli bir isim.





2020 bize hediyeleriyle gelmeye başladı bile, ilk hedefimize ulaştık şükürler olsun, akülerle birlikte invertörümüzü de alabilecek miktarı topladık desteklerinizle, bugün onları teslim alacağız, Selahattin ve Işık Antalya'ya gittiler, Kemal de İstanbul'dan döndü, onu da alıp gelecekler, geriye sistemin kurulumu kalacak. Destekler gelmeye devam ediyor, onları da çamaşır makinesine yönlendireceğiz artık.


Hem Kemal'in hem hepimizin hayali gerçek oldu, 2020 sizlere de gönlünüzdekini getirsin, bazen sürprizlerle geliyor gelecek olan, kimi kısmet kimi de bizim niyetlerimizle büyüyüp gelişen bişey oluyor, her ne oluyorsa sevgi üzre oluyor şükürler olsun. Hepinize destekleriniz için bir kez daha teşekkür ederim. Mutlu kutlu yıllar.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir ????????❤
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.