Kemanı ağlatan adam Farid Farjad
Tam ‘’Sıra Dışı’’idi
Kemanı ağlatan adam, merdivenleri doldurdu!
Tanrım sadece şu günlerde değil,yıllardır yaşadığımız olaylar her mantıklı ve vizyonu olan insanı çıldırtığı gibi beni de çıldırma noktasına getirdi. Ciddi derecede sakinleşmeye ihtiyacım olduğunu düşünerek ve sabırla beklediğim seçimler öncesi güzel bir müzik ziyafeti dinlemek için kendimi İstanbul kongre merkezine attım.
Lal'im de keman, hatta sanat yolunda yürümeye çalıştığından, dünyaca ünlü virtüöz Farid Farjad'ı dinlemeye beraber gittik.
60 yıldır hüznün nağmelerini çalan ve "kemanı ağlatan adam" olarak tanınan ünlü virtüöz sadece bizi değil, sandalyeler dahil hatta bir çoğu merdivenlerde olmak üzere toplam üç bin üç yüz dinleyiciyi büyüledi!
Bu kadar çok sayıda dinleyicinin olduğu bir konser, eşi benzeri rastlanmayacak bir durum olsa gerek. Çünkü bu tip dinletilerde sayı yedi yüzleri geçmezmiş. Bu durum da, bizlerin müziğe ve sahne sanatlarına düşkün olduğumuzu ve tabir yerinde ise, ‘’aç’’ olduğumuzu gösteriyor.
Bildiğiniz gibi Farjad, Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri 5.yılı kapsamında geldi ve konserin teması da aslında kendisinin sanat hayatında 60. yılını kutlaması.
Kökeninden ötürü çaldığı nağmeler bize çok yakın, çoğu da hüzünlü. Konserde "Ayrılık, Sarı Gelin ve Dom Dom Kurşunu " gibi eserleri de yorumlayarak hepimize unutulmaz hisler yaşattı.
Farid Farjad 8 yaşından beri keman çalıyor. İran asıllı ve 1966 yılında Tahran Müzik Konservatuarı’nda klasik müzik üzerine yüksek lisans yapıyor. Daha sonra Tahran Senfoni Orkestrası’na katılıyor. Fars halk müziğinde çok derin bir birikime sahip olduktan sonra, kemanı ile Klasik Batı Müziği üzerinde de çalışmalar yapıyor.
Dünyada Kemanı ağlatan adam olarak tanınmış çünkü sürekli yaşadığı ve yaşattığı bir hüzün var. Sebebi de kendi ifadesi ile otuz beş yıldır gurbette oluşu ve ülkesinin suyunu, toprağını eski sokaklarını, doğum yerini özlemesi. Ama gelin görün ki, Türkiye'yi ve Türkleri çok seviyor. Röportajlarında belki okumuşsunuzdur, yeni albümünü burada çıkartmayı bırakın, adamcağız son nefesini bile ülkemizde vermek istiyormuş, sadece kemanını değil, kendisine değer veren ve seven insanları burada tanımış.
Doğrudur, biz tanımadan severiz, hayran oluruz. Ben de seviyorum çünkü naçizane yazdığım oyunda bile bazı pasajlar O'nun eserlerinden seçildi. Keman pek çok kişide olduğu gibi her zaman duygulu ve bende de çok özel bir yere sahip. Bakalım bizim kız kemanı ağlatacak mı? lakin ben çalarsam onların ağlayacağı kesin :)
Şaka bir yana, o anlar müthişti, hakikaten sıra dışı ve muhteşemdi. Sağolasın Avea :) Ne olursa olsun böyle organizasyonları pek de kaçırmadığımı söyleyebilirim, ama dileğim sadece imkanı olanların değil herkesin izleme ve dinleme şansına sahip olabilmesi. Çünkü hem şarj hem de deşarj olduğun anlar ...
Güzel ülkemin güzel insanları, kısıtlamalar da gelse yasaklar da gelse, sanatı seviyor, sanatçıyı seviyor ve destekliyor. Desteklemeli de, çünkü içimizde dünyaca ünlü olma yolunda ilerleyen inanılmaz değerli ve yetenekli nice gençlerimiz var. Size örnek olarak sadece bir isim veriyorum:
Beste Tıknaz Modiri
7 yaşından beri keman çalıyor, İstanbul Üniversitesi'nde Doçent. Borusan istanbul Filarmoni Orkestrası viyola Grup şefi ve aynı zamanda New Hempshire'da her sene düzenlenen "Apple Hill Center for Chamber Music" kampının sanıyorum tek Türk keman öğretmeni. Harika bir müzik eğitim kampı ve program adı " Playing for Peace".
Evet kesinlikle sanatı seviyoruz,önünü açmak istiyoruz, biz bu yolu kapatanları sevmiyoruz. Bir de hayatımıza engel olanları, karışanları...
YORUMLAR