Bitmeyen çözüm önerileri…

Hakikaten alkışlamak lazım… Adalet, sağlık, eğitim derken insanların geçtiğimiz günlerde bakanlıklardan çekmediği eziyet kalmadı…


Tam iyi adımlar atılıyor diyoruz, neden bilinmez ama ya sistemde bir çökme yaşanıyor (!) ya da bir sorun çıkıyor. Neticede de günümüzün en değerli kavramlarından biri olan zaman, hızla ve tabii problemlerle akmaya devam ediyor.


Sağlık sektörüne artık diyecek laf bulamıyorum. Doktorların bazıları iyice kral olmuş çoğu hasta ise zavallı… Eğitim deseniz zaten gecen hafta TEOG kargaşası, LYS soruları derken ne yazık ki, çalışan, emek harcayan çocukların okullara girmesi için bir telaş ve hep bir bekleyiş söz konusu. Bu sene bizi de içine aldı bu stres yumağı ama çok şükür ki, kararlılıkla istenilen okula giriş sağlandı feraha kavuştuk. Darısı diğer öğrencilerin başına…


Ne çocukların ne de ailelerin stresi, heyecanlı bekleyişleri hiç bitmiyor. Ne yazık ki çoğunlukla olan da özel okulların ücretlerinden ötürü yanına bile yaklaşamayan ve daha çok mücadele etmesi gereken akıllı mı akıllı, güzel mi güzel çocuklarımıza oluyor.


Öğrencilere sağlanılan şartlar eşit değil, müfredat farklı ama sınav tek ve ortak!


Neyse bu eğitim konusundan çıkalım, zira 12-13 senedir hatasız tek bir sınavın dahi yapılamadığı ülkemizde, sistem neden hala değişmez anlamış ya da bir anlayanını görmüş değilim.


***


Biz sağlığa dönelim yine, çünkü bazen güzel adımlar atılıyor, harika projeler yapılıyor, gerçi bunları yapanlar genelde yetkililer olmuyor. Daha çok sivil toplum kuruluşları, aktivistler ve kurumsal şirketler işbirliği ile bir takım projeleri geliştiriyor.


Aslında her bakanlığın değişik dönemlerde öncelikle iletişim olmak üzere, kişisel dönüşüm ve gelişime benzer şekilde vizyon, hatta algı geliştirici tekniklere yönelik eğitimler alması, bu programları uygulaması gerekiyor ki, bakış açıları önce bir yerine gelsin!


Çünkü bizler mesleklerimiz doğrultusunda bu metotlarla eğitim almamıza rağmen, zaman zaman kendimizi kontrol etmekte zorlanıyoruz. Ben açıkçası epey zorlanıyorum! Koçluk falan hikâye… Ne de olsa emektarların görüşleri ve hayat anlayışları ile yetkililer arasında epey bir uçurum var…


Paranın kapıyı açtığı, ikili ilişkilerin işleri yürüttüğü, torpillerin ve rüşvetin ayan beyan yapıldığı bir ülkede ’’profesyonel eğitim’’ kavramı da galiba bu sebeple bazen gereksiz kabul ediliyor ki bu hemen hemen her sektörde yaşanılan bir durum.


Hâlbuki doğru olan taraf sorunu yaşayan taraftır, yani ’’damdan düşen’’ dir. Ancak doğru olduğu elbette ki her zaman da haklı olacağı anlamına gelmez. Bu yüzden görüşleri almak, değerlendirmek ve konuya yönelik çalıştaylar yapmak çok önemlidir.


Bu zaman zaman yapılır da, ancak görüş alınan taraflar, konu sağlık ise genelde aralarında hasta olmaz. Biz de sivil toplum kuruluşu olarak eğer bizim hakkımızda alınacak bir karar var ise o platformda yer almak istiyoruz. Bazen çağırılıyoruz, bazen çağırılmıyoruz.


Bizim diğer hasta dernekleri ile yaptığımız iş birlikleri ve iletişim bu yüzden çok önemli. Birlikte hareket edebilmek, birlikte ilerleyebilmek bence ilk atılması gereken bir adım. Çünkü hedef çok ve çoğu da ortak.


***


Yine HİZdeyiz… 4. Hasta İletişim Zirvesi.


Hasta dernekleri olarak, dönem dönem; ’’Bir Adım’’, ’’Hasta Dernekleri Zirvesi’’ , ’’Yetim Hastalık Platformu’’ , ’’Hasta İletişim Zirvesi’’ gibi değişik grupların çatılarını veya temellerini oluşturmaya çalışıyoruz.


Amacımız tek, kanallarımız bir, yollarımız farklı. Çözüm üretmek, uygulatmak ve belki de bakanlıklarla anlaşarak kalıcılık adına yasalaştırmak.


Size en son katıldığımız 4. Hasta İletişim Zirvesi’nden bahsedeceğim ki nasıl bir sistem istediğimizi daha kolay ifade edebileyim.

İlaç ve sağlık sektörünün bir yayını olan WORKSHOP Dergi tarafından düzenlenen Hasta ve Hasta İletişimi Zirvesi (HİZ), 2011 yılından bu yana düzenleniyor.


Dünyada ve ülkemizde sağlık sistemlerinde ve tedavi pratiğinde hastanın değişen rolüne ilgili paydaşlar nezdinde dikkat çekmeyi hedefleyen HİZ, her yıl farklı bir ana tema altında gerçekleşiyor. Hasta dernekleri, akademisyenler, ilaç ve sağlık kuruluşları ve ilgili uzmanlar toplantıya her yıl aktif olarak katılıyor ve özellikle hasta iletişimi ile ilgili konularda deneyimlerini ve yenilikleri birbirleriyle paylaştıkları bir platform oluşturuyor.


Konunun uzmanlarının bir araya geldiği etkinlik, bu sene de GSK, Berko İlaç, Innovex, Yedi Konsept, Irmak, Artı Değer ve EA Organizasyon’un destekleriyle düzenlendi.


Bu senenin teması ’’FARKINDALIK’’ olduğu için, ortak bir tartışma platformu dahil on oturumla gün boyu süren zirvede, alanında uzman pek çok konuşmacı ki buna biz de dahiliz, “hasta ve hastalık farkındalığı” üzerine paylaşımlarda bulundu.


İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Seray Öney Doganyiğit başkanlığında gerçekleşen Zirveye, PKU Aile Derneği, İnflamatuvar Barsak Hastalıkları Derneği, Kistik Fibrozis Derneği, Sedef Hastaları Dayanışma derneği, ALS Derneği, Kanserle Dans gibi pek çok dernek katıldı. Bakanlıktan da bir kaç kişi vardı ancak tahmin ettiğiniz gibi gelen kişi yetkili, en azından konuşulan konularda yetkili değildi!


Bu nedenle olsa gerek “Fark Ettiklerimiz, Fark Edemediklerimiz” adlı ortak tartışma platformu ile son bulan zirvede asıl ve öne çıkan en büyük istek, tüm hasta derneklerinin kamuya ulaşamama ve karar vericiler ile ortak bir iş birliğine girme noktasında zorlanması oldu.


Eczacıdan, akademisyenden dramaterapiste kadar hasta iletişiminin önemli paydaşlarının hasta odaklı yaklaşımları dinlendi.


İşin gerçek hayatta üzücü yanı da tam burası işte. Hasta, özel hastaneler dışında pek de odak nokta değil. Merkezde duranlar ya doktor ya da ilaç firmaları.

Oysa çözüm ve sosyal sorumluluk kavramları insani bir gereklilik. İlacın varsa proje yaparsın, yoksa tanımam seni zihniyeti yanlış. Bakanlıkların rolleri ve eşit yaklaşımları bu yüzden önemli.


Çözüme ulaşmak için, bilmeseniz ve yaşamasanız bile dinlemeniz, öğrenmeniz, araştırmanız, anlamaya çalışmanız, kısmen empati yapabilmeniz ve paylaşmanız gerekir.


Her çözüm için büyük paralar gerekmez. Ders kitaplarına MEB desteği ile eklenecek konular, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile düzenlenecek ulusal projeler, kanallar ve RTÜK tarafından desteklenen kampanyalar pek çok sorunu çözebilecek kolay adımlardır. İşin içerisine bir de sorumluluk ve kararlılık girerse, olay bitmiştir.


Ama gelin görün ki, gelen şikâyetler hâlâ dosya kayıpları, randevulu gittiğin halde saatlerce beklemeler, doktorun hastalığını bilmemesi, uygunsuz ortamlar, cahillik, ukalalık daha neler neler…


Düzelecek, elbet düzelecek ama zaman durmadan gidiyor, çocuklar büyüyor ve bazı sorunlar hep aynı kalıyor.


Lakin biz güçlü hasta dernekleri olarak aynı kalmayacağız, çalışmaya, ulusal ve uluslararası projeler yapmaya devam edeceğiz. Önümüzde İki büyük toplantımız var. Biri 10-11 Ekim de Kanser buluşması biri de PKU.


Tabii ki bunları bir sonraki yazıya saklıyorum ve sadece ip ucu olarak RELAY FOR LİFE diyorum!!


Kalın sağlıcakla…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.