İnsanlık ne zaman ölür?

Çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Yanı başımız savaş. Ve artık sadece yanı başımız değil, içimiz de...


Etrafımız adaletin sınıfta kalmışlığının örnekleriyle dolu... Suriye’deki savaştan kopup gelen çocuklar bizim çocuklarımızla aynı parklardalar... Tek farkları, bizimkiler oyun oynuyor, onlar yalınayak dileniyorlar.


Ülkemiz zaten haksızlıklardan geçilmiyor... Adalet sistemi belki de hiç bu kadar can çekişmemişti. En temel haklar olan eğitim ve sağlıkta herkesin parası kadar konuştuğu bir anlayışla yönetiliyoruz. Paran yoksa sen de yoksun. Hatta olmasan daha iyi...


İçinde bulunduğumuz coğrafyayı, bizim memleketin hallerini falan bir kenara bırakıp daha da geniş bir mercekte bakalım: Kötü insanlar var, her yerde, her coğrafyada... Bir çocuğun canını yakmaktan, onun bedenini kullanmaktan zevk alacak kadar kötü insanlar. Bir başkasının malını çalmaktan, evine girip kıymetlilerini almaktan, çocuğun rüyalarına giren bir bisikleti alıp götürmekten çekinmeyecek kadar aşağılık insanlar. Haksızlığı düstur edinmiş insanlar. O insanlar daha medeni ülkelerde bu davranışlarının bedelini adalet sistemi içinde ödüyor, bizim gibi az gelişmiş ülkelerde ise evini terk edecek, şişme botla denizi geçmeyi göze alacak kadar korkanlara hayaller satıyorlar ve yaptıkları yanlarına kar kalıyor.


Bu kötü insanlar hep vardı. Her yerde... Hep de olacaklar. Kötülüğün varlığı iyiliğe gölge mi düşürüyor, yoksa iyiliği daha da ortaya mı çıkarıyor, bilmiyorum. Bildiğim, bir insan olarak, bir anne olarak korktuğum.


Korkuyorum ya, özellikle de bu tür olaylardan sonra umutsuzluğa kapılsam da, hayattan, insandan ümidimi kesmedim. Evet, insanlığın zaman zaman sınıfta kaldığı bir gerçek - #KıyıyaVuranİnsanlık gibi- ancak ‘insanlık bitti, zaten hiç olmamıştı’ türünden yorumlara katılmıyorum. Bu, karşıdan karşıya geçmeye çalışan kaplumbağayı kurtarmak için durup arabasından inecek kadar merhametli insanlara, hayatını kız çocuklarının eğitimine adayan ve bu uğurda birçok şeyi göze alan insanlara haksızlık gibi geliyor. Hayır, insanlık ölmedi. İnsanlık, insanlar olduğundan beri var ve olmaya da devam edecek, çünkü iyilik gibi kötülük de insanların içinde...


Bu ülkede hırsızlık, yolsuzluk ve kendi çıkarı için her şeyi göze alma pahasına önüne geleni devirme anlayışı iyice prim yapmaya başladı son senelerde... Öyle bir toplumsal yozlaşma ki bu, sokaktaki vatandaştan su satan esnafa kadar herkes kendine pay devşirdi bu seviyesizlikten.. Tepemizdeki baskıcı, yoz anlayış iktidardan indikten sonra bile geriye kalan bu kokuşmuşlukla uzun zaman uğraşacağız. Beni en çok korkutan da bu.


Yine de ümidimi kesemiyorum. İşte bu yüzden, özellikle de sosyal medyanın verdiği sahte kahramanlık tavırlarından, hele de karamsar kehanetlerden çok rahatsız oluyorum. ‘Biz bitmişiz, hepimiz ölelim, toptan yok olalım’ gibi yorumlar, ‘Bu ülke hep birlikte cehenneme gitsin’ türünden haddini aşan ahkamlar, geçmişte bu topraklarda yapılan katliamların bedelini ödediğimiz gibi hesaplamalar beni boğuyor. Boğuyor, çünkü evet, karşı koyamayacağım güçte bir kötülük var etrafımda, ama iyilik de var çevremde... Kötülük daha güçlü ya da görünür olabilir ama iyilik yok değil ki?


Bence toplumsal terapiye ihtiyacımız var. O kadar görünür oldu ve sosyal medyanın da etkisiyle o kadar pompalanır oldu ki kötülükler, toplum olarak karamsarlığın tavan yaptığı bir dönemdeyiz. Bunu geride bırakmamız lazım. Böyle yaparak karanlığın bizi yutmasına izin veriyoruz, farkında değiliz.


Bir insan olarak, bir anne olarak başım öne eğik geziyorum bazen. Etrafta olan kötülükleri çocuklarıma anlatmamayı ya da değiştirerek anlatmayı tercih ettiğimde bir insan olarak başım öne eğiliyor. Onları kötülükten koruyamadığımda ise anne olarak yetersiz ve güçsüz hissediyorum. Ama her şeye rağmen çocuklarıma iyiliği, doğruluğu anlatmaktan, onlara iyi bir örnek olmaya çalışmaktan, iyi ve doğru birer insan olmaları için elimden geleni yapmaktan vazgeçmiyorum. Çünkü bence insanlığın ölümü işte o vazgeçiş noktasında gerçekleşiyor.


Sizi bilmem ama yaşayabilmek ve yaşatabilmek için benim umuda ihtiyacım var. Sen, ben o umudu kaybettiğimizde insanlık gerçekten ölecek.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.