Okullar da açıldı, sosyal medya da...
Geçen yaz çocukları gönderdiğimiz bir yaz okulundan almaya gittiğim bir gün öğretmenlerden biri oğlumun ah ne kadar tatlı, ne kadar şeker olduğundan, şaka yollu olarak oğluma evlenme teklif ettiğinden, oğlumun da ona çok komik bir cevap verdiğinden bahsetmişti. Bir başka öğretmenle yaptığım konuşmanın satır aralarından ‘şaka yollu’ evlenme teklif eden öğretmenin bu ‘şaka’yı videoya kaydettiğini öğrenmiş, o videoyu Facebook hesabında zinhar yayınlamamasını ve telefonunda derhal silmesini istemiştim. Ha, bir de çocukları o yaz okulundan almıştım...
Sosyal medya kullanıcısıyım, kendi çocuklarımın fotoğraflarına da kendi belirlediğim kıstaslar dahilinde sosyal medyada yer veriyorum. Ancak bu, yazın vakit geçirsin diye emanet ettiğim çocuklarımın fotoğraflarının ya da videolarının tanımadığım insanların Facebook hesaplarında paylaşılmasına onay vereceğim anlamına gelmiyor. Benim çocuğum kimsenin eğlence aracı değil.
Bu hafta başında devlet okullarının da nihayet açılmasıyla eğitim öğretim yılı resmen başlamış oldu. Elbette ilk senelerin tadı başka, ancak çocuğunuz kaçıncı sınıfa giderse gitsin bir heyecan bu: bir yaş daha büyüyor! Bu heyecanı paylaşmak isteyen veliler çocuklarının okul arkadaşlarıyla çekilen fotoğraflarını sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar. Tamamen iyi niyetle yapılan bu paylaşımlar beni ister istemez düşündürüyor: O fotoğraflardaki çocukların ebeveynlerinin bu konuda rızaları -ve hatta bilgileri- var mı?
Sosyal medya kullanıcısıyım, kendi belirlediğim kıstaslar dahilinde kendi çocuklarımın fotoğraflarına da paylaşımlarımda yer veriyorum. Yaşları ilerledikçe bu konuda tercihleri ve hatta itirazları oluyor. Kimi zaman yaptığı legonun paylaşılmasını istiyor, kimi zaman oyuncak ayısıyla uyurken çekilen fotoğrafının yayınlanmasına itiraz ediyorlar. Haklılar, ben de benden habersiz çekilen bir fotoğrafımın bir sürü insana servis edilmesinden hoşlanmam. Hepimizin yeni yeni öğrendiği ve uyum sağlamaya çalıştığı ince çizgiler var burada...
Ancak söz konusu başkalarının çocukları olunca iş daha da hassaslaşıyor. Bir başkasının çocuğunu ebeveyninden izinsiz olarak yüzü açık açık görünecek şekilde çekmek ve sosyal medyada paylaşmak bana çok doğru gelmiyor.
İşin bir de yasal boyutu var; görünen o ki Milli Eğitim Bakanlığı da okullarda çekilen fotoğraf ve videoların sosyal medyada paylaşılması konusunu incelemeye almış ve ‘Öğrencilerin kişilik gelişimleri ile psikolojik ve sosyal gelişimlerine etki yapacak her türlü ses, görüntü ve video kayıtlarını genel ağ ortamlarına yüklediği ve paylaştığı tespit edilenler hakkında gerekli yasal işlemlerin’ başlatılacağını söylemiş.
Batı ülkelerinde bu uygulamaların çizgileri çok daha kalın çizgilerle çizilmiş durumda; okullar ebeveynlerin rızası olmadan fotoğraf çekilmesine izin vermiyor, küçük yaştaki çocukların yüzlerinin göründükleri fotoğrafların paylaşılmasına fırsat tanımıyorlar. Daha ilerleyen (ortaokul ve lise) yaşlardaki çocuklarda ise uzaktan çekilen, yüz hatlarının çok da belli olmadığı fotoğraflara izin veriliyor.
Çocuk ya da yetişkin, bir insanın haberi ya da rızası olmadan çekilen fotoğrafların sosyal medya denilen platformlarda yayınlanması, biz polaroid makinelerle büyüyen neslin yeni yeni yüzleşmeye başladığı bazı etik duvarlara dayanıyor. Bu duvarların nerede başlayıp nerede bittiği tam olarak anlaşılana kadar, özellikle de başkasının çocuğunun fotoğrafını izinsiz paylaşmaktan imtina etmek en güvenli ve zahmetsiz yol belki de...
YORUMLAR