Bu nasıl tatil

Herkes için farklı bir tatil anlayışı var, şüphesiz. İnsanlarımız genelde ailesinden ne gördüyse onu tatil olarak hayatları boyunca uygulamaya devam ediyor. Bu o kadar çok genel geçer bir hal almış durumda ki ülkemizin büyük kısmı aynı tarz tatil yapıyor.


Yaz tatili denilince Temmuz ve Ağustos ayından başka bir şey bilmeyen insanımızdan bahsediyorum. Çalışan insanlar için en ideal zaman bu gibisinden bir savunması vardır genelde. Eylül’de çoluk çocuğun okulu, Haziran’da daha henüz yaz havasına girilemeyiş hep bu iki kabus aya yönlendiriyor insanlarımızı. Memur ve aile olup da buna mecbur kalanları anlarım ama bile bile başka seçeneği olmasına rağmen bu iki aya zamk gibi yapışan milyonları ne yapacağız?


Mesela, Akyaka bana göre harika bir yer ama ne yazık ki çevre illerden bolca piknikçi ve günübirlikçi akınına uğruyor. Arkasını temizlemeyen bir toplum olduğumuz için her hafta sonu belde çöp çukuruna düşmüş gibi oluyor. Bu başka bir konu, bunu şimdilik geçelim. Benim asıl anlamadığım şey insanların bunu tatil olarak görmesi. Bir kere insanımız evi arabası ne kadar iyi olursa olsun tatile standartı aşrı düşük olarak gelir. Tek kuruş bile harcamamak için küçük suyuna kadar alır. Bu yüzden bir gece konaklamak istediğinde bırak arabada yatmayı, çöpün kenarında çocuğunu yatıran insan görmüşlüğüm var. Akyaka’da böyle şeyler varsa mutlaka burası gibi başka beldelerde de oluyordur bu. Türk insanı evindeki yatakta yatmadığı her ortamı tatil olarak görebiliyor bence, yıllardır gözlemlerim sayesinde bunu iyice anladım. Çadır kampında en zor koşullarda bile tatil yapmak bu tip insanlarımız için çok lüks. Her şeye para verirler ama ailesine koskoca yıl boyunca yaptıracakları 2-3 günlük tatilden kısarlar... Çocuğu doğduğu andan itibaren ne isterse alınır ama şöyle hayatında dolu dolu 1 hafta 10 gün tatil yapamaz. Çünkü buna ayrılacak bütçe yalandır, gereksizdir. Herkesin sahillere hücum ettiği zamanlarda karpuzundan suyuna kadar ne varsa toplayıp denize girme mesafesine 500 metre uzakta tatil herkese yeter bu tip insanlara göre. Bu anlayışın dediğim gibi maddiyatla uzaktan yakından alakası yoktur, insanlar kendi ailelerinden de bunu görmediği için ne kadar önemli olduğundan haberleri yoktur.


Benim ailem memurdu ve çevremizdeki çoğu insanlar gibi evlerimiz, arabalarımız, yazlığımız falan yoktu. Kimsede olmayan bir lüksümüz vardı ama, yazın en az 1 ay tatil yapardık. Annem de babam da çalıştığı için tatillerini en iyi şekilde değerlendirmek isterlerdi ve bunu da bizim istediğimiz şekilde yaparlardı. Hiç sahip olmadığımız arabalar ve yazlıkların gözümüzde asla değer yoktu zaten çünkü biz aylarca tatil yapabiliyorduk. Annemlerin izinleri bitince aile dostlarımızın yanlarına gidiyorduk onların izin sırası başladığı için. Oradan oraya derken şimdiye kadar hiç evde oturduğumuz veya boş geçen bir yaz tatili geçirdiğimi hatırlamıyorum. Bu hayatım boyunca sahip olduğum en harika lükstü ve her seferinde aileme bunun için müteşekkir kalacağım. Şimdi de çoğu arkadaşları emeklilikten sonra çalışmaya devam etmelerine rağmen kendileri her şeyden uzaklaşıp Akyaka’ya yerleştikleri için yazın yine yanlarına kaçıp tatil yapabiliyorum. Ben asla ve asla yazın en civcivli zamanını bekleyip bayramlarda yollarda heba olan tiplerden olamazdım çünkü. 5 yıldızlı otellere binlerce lira verip vasıfsız bir tatil yapanlardan da olamazdım...


Tatil dediğiniz şey diğer insanların yaptığının aynısını yapmak değildir. Bazen hiçbir şey yapmama lüksüdür hatta. Deniz kenarına gitmek, su kaydıraklarından kaymak değildir tatil. Bazen koltukta boş boş yatabilmektir. Ertesi günü planlamamaktır tatil... Hiç ses duymamaktır veya tamamen gürültülere, kalabalıklara karışmaktır. Kafanızdaki tatil imajını silin ve kendinizi dinleyin. Siz ne yaptığınızda kendinizi gerçekten tatilde hissediyorsunuz? Belki de siz gerçekten bayram trafiğinden hoşlanan üst üste denize girilen tatilleri seviyorsunuzdur kim bilir? Önemli olan bunu gerçekten isteyip istemediğinizi bilmektir. Tatil size yapmanızı söylenen değil sizin canınızın istediğinizi yapacağınız bir özgürlük alanıdır. Güney sahillerine koşmak değildir, bazen de çok başka yerlere gitmektir. En güzel karpuzu ne zaman yiyeceğini merak etmektir, şezlong kapmaya çalışmak değildir.


Tatil bir mecburiyettir ama tatil yapmak bir şeye mecbur kalmamaktır.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir çok doğru ve sen çok şekersin ♡
    CEVAPLA
  • Misafir Sacmalik..
    CEVAPLA
  • Misafir Biraz da gorgu meselesi aslinda bu..Bu konuda ogretmenevlerinde tatil yaparken de pek sinek pasak derdi cekmistik Edirnede ve baska da ogretmenevi azdi..Bu haller biraz da cimrilikle alakali..Cogunluk tatil konusunda cimri halbuki cok buyuk keyif ve ihtiyac..Guzel betimlemissin..Didim de boyleydi
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.