Merak ediyorum
Kaç yıl yaşarsak yaşayalım, neler görürsek görelim, bizi ayakta tutan en önemli şeylerden birisi bana göre merak etmek. Bir şeyin altındaki sebebi, havanın neden böyle olduğunu, uzayda neler dönüp bittiğini vs. artık konu ne olursa olsun, merak etmek bizi canlı tutuyor ve hayata bağlıyor gibi geliyor bana. Meraksız, sorgulamayan insan sıkıcılığını düşünün, zaten başımıza ne “gelmezse” bu sebepten ötürü, meraksız bir toplumun ilerlemesi mümkün değil...
İlla ki çok önemli şeyler merak etmemize gerek yok. İnsan düşünürken bile bazen kendini farklı hissedebiliyor.
Sokak köpeği olmak nasıl bir his, merak ediyorum. İtilip kakılan, taş atılan ve gizemli şekilde topluca katledilen, asla “katili olmayan” sokak köpeklerimizden bahsetmiyorum elbette. Sanki her şey çok normalmiş ve sevecenmiş gibi düşünmeyi tercih ediyorum bu merakımda. Düşünsenize, öğlen yolda giderken birden uykunuz geliyor ve hiç yer aramadan, oracığa belki de bir yol ortasına yatıyorsunuz. Dünyanın en özgürce hareketlerinden birisi gibi geliyor bu bana. Üstüm başım kirlendi, yağmur yağdı, pis koktum, tüylerim uzadı gibi dertler yok. Gürültü mü? Oralı bile değilsiniz, İstanbul’un göbeğinde en gürültülü yerde bile prensesler gibi uyuyabilirsiniz. Çünkü sokak köpeği olmak bunu gerektirir. Eğer şanslıysanız mahallenizde de seveniniz boldur ve karnınız hep doyar. Soğuk günler için mutlaka kendinize gizemli bir yer bulursunuz ve genelde bunu kimse öğrenemez. Bazen kasap önünde yatarsınız bazen sabahlara kadar boş yere havlamak için en uygun köşe başını belirlersiniz. Size en fazla sus artık denir ama yine de ertesi gün köfteyi kaparsınız... Özetle insan gibi insanların yaşadığı yerde, sokak köpeği olmak muhteşem bir şey olabilirdi. Sadece sevgi ve karın tokluğu için yaşamak ve her istediğin yerde yatabilmek... Merak ediyorum, nasıl hissettirirdi.
Her mevsimin yaz, hadi en fena bahar olduğu bir yerde yaşamak nasıl olurdu merak ediyorum. Kendimi bildim bileli yaz günlerini bekleyen bir insanım ve en büyük hayallerimden birisi hiç kış görmediğim en az 1 yıl geçirmek. Bunun için çok uzaklara gitmek lazım, biliyorum ama keşke zaten bu kadar seviyorken o uzaklarda doğsaymışım diyorum. Üşengeçlik veya hayalleri için adım atmama değil bu, ya gidersem ve işte hayatım boyunca beklediğim gerçekten bu dersem? Bugüne kadar üşüdüğüm günlere üzülmez miyim? Ya da en önemlisi, yazdan bile bıkar mıyım, merak ediyorum. Havanın soğuması demek, üstüne bir hırka veya sweatshirt almandan ibaret olan bir hayat beni ne kadar mutsuz edebilirdi ki sonuçta. Yazın gelen o gizemli mutluluk, D vitamini, saçların parlaması, gönüllerin coşması beni bile bir süre sonra bıktırır mıydı? Kat kat kıyafetler giymek, yağmur veya kar yağıyor diye taksi bulamamak, renginin ölü balık gibi kaçması, kış geldi diye vücudunun yağlanmak istemesi... Bunları hiç özlemem gibi geliyor işte bana. Yine de çok merak ediyorum hayatı boyunca yazı bekleyen bir insana ömür boyu yaz verirsen, neler olurdu diye...
Ders kitapları ile hayatımıza giren o meşhur kavram olan, “muasır medeniyetler seviyesi”nde yaşamak nasıl olurdu merak ediyorum. Avrupa’yı ziyaret ettiğimizde gördüğümüz ve döndüğümüze koşa koşa herkese anlattığımız, neredeyse dağlara çıkıp haykırmak istediğimiz o insanlık örnekleriyle yaşamak nasıl olurdu mesela... Gurbet, yaban eller gibi kavramlardan uzak, orada doğup büyümek, insan gibi yaşamak, hakkını savunabilmek, karşıdan karşıya geçerken korkmamak, göstermelik dahi olsa devletin seni refah tutmak için orda olduğunu bilmek... Tüm bunlara doğmak nasıl olurdu bilmek isterdim. Bizim gibi derdin asla bitmediği yüzü gülmeyen memleketlere bakıp anlayamamak nasıl olurdu, merak ediyorum. Herkesi çok seviyormuş gibi yapıp aslında kimseyi sevmemek, can güvenliğin yokmuş gibi hissetmek, yarın ne olacak diye endişelenmek, boşa kürek çektiğini düşünmek, ümidi kesmek... Tüm bunları sadece filmlerden ve haberlerden görmek nasıl olurdu merak ediyorum. Tamamen böyle bir ülke olmayabilir ama sonuçta merak etmek serbest değil mi? Belki ben böyle bir ülke olsa ve o ülkede yaşasam nasıl olurdu diye merak etmek istiyorumdur. “Beğenmiyorsan git” demek yerine, kalman için, mutlu olmak için ne yapabiliriz diyen insanların yaşadığı bir ülkede yaşamak nasıl olurdu, çok merak ediyorum...
Sadece yaz mevsiminin olduğu, muasır medeniyetler seviyesinde bir ülkede sokak köpeği olduğumu düşündüm de şu an, canım köfte istedi.
YORUMLAR