Tek yumurta ilişkileri
Hayalinizdeki o kişiyi en sonunda buldunuz... Ya da hayalinizdeki kişiyi bulamayacağınızı anlayıp, artık sizi öyle ya da böyle sevecek o kişiyle bir ilişkiye başladınız. Ne yapmanız gerektiğini ise kimsenin size söylemesine gerek yok, çünkü zaten herkes aynı şeyi yapıyor değil mi?
Kendinize ve ilişkinize şöyle uzaktan bir baktığınızda ne görüyorsunuz bilmiyorum ama sandığınız gibi görünmediğinize eminim. Tüm çiftler ne yaparsa aynısını yapıp ideal olanın bu olduğunu düşünüyor, sonra da sizden farklı olan, ilişkisi size benzemeyenlere şaşırıyorsunuz. İlişkinizdeki klişeler belki de saymakla bitmez ama benim bugün bahsedeceğim en tuhafı olan, yani yapışık ikiz aşkları...
Sevgilinizle veya eşinizle dışarı çıkmak, sosyalleşmek tabii ki de dünyanın en normal şeyi, ama bir düşünün, yalnız başınıza da bir hayatınız var mı? Genelde çevremizde çiftler birbirini bulduktan bir süre sonra kendi çevrelerinden sıyrılıp her dakika her şeylerini birlikte yapmaya bayılıyorlar. Bazen bir taraf kendi çevresinden o kadar uzaklaşıyor ki ilişki bittiğinde sanki önceki hayatında kimse yokmuş gibi yapayalnız kalıyor. Sonuçta kim sizin keyfinizi bekler ki?
Geçtiğimiz günlerde evli bir arkadaşım yanıma tatile geldi. Kendisine ilk sorulan şey eşinin nerede olduğuydu... Eşi çalıştığı ve kendisinin de boşluğu olduğu için tatile yalnız çıktığını söyleyen arkadaşım hep o “inanamayan” bakışlarla karşılaştı. Çünkü siz evliyseniz bu ülkede yalnız başınıza gezmeniz tuhaftır. Erkekseniz çapkınlığa çıkmışsınızdır, kadınsanız zaten ne işiniz vardır... Tabii, evli kadınların annesinin yanına gidip aylarca kalabileceği bir kredisi vardır, o aşamada asla kimse tuhaf tuhaf sorular sormaz. Yine başka bir evli arkadaşımla Paris’e gittiğimizde herkes eşinin neden gelmediğini merak etmişti... Siz kızlarla tatile çıkarsınız ama erkek arkadaşınızı kendi arkadaşlarıyla tatile yollamak istemezsiniz. Veya erkek erkeğe tatile çıkmak kankalarınızla bir gelenektir ama kız kıza tatile çıkanlar size göre kendilerini asla koruyamazlar... Bahaneler hep hazırdır çünkü genelde hep aynıdır. İşin trajik olan kısmı da bu tek yumurta ikizi gibi birlikte dolanmanın insanlara hiç anormal gelmemesidir. Günde 85 defa birbirini aramak yetmezmiş gibi bir de her planı beraber yapan çiftler birbirlerini deli gibi seviyordur çünkü, buna hiç şüphe yoktur. Eşini sadece bir şeyler söylemek için, gereklilikten arayan, kendisine ve eşine/sevgilisine özel zaman tanıyan, karşısındakini tuhaf bahanelerle boğmayan çifter ise ayvayı yemiştir, onların ilişkisi ilişki değildir...
Bir insanın kalbinizin sahibi olması hayatınızın da sahibi olacağı anlamına gelmez. Aşk, hayatınızı trajik bir şekilde kaplayan bir tümör değildir, hayatınıza renk katan bir detaydır, bir destektir. Kendinize ait özel bir hayatınız varken de sevip sevilebilmeniz mümkün... Arkadaşınızla tatile çıkmak, planlar yapmak hayatınızdaki insanı sevmediğiniz anlamına gelmez. Kimseye bir şey kanıtlamak, şov yapmak lüzumu görmeyenler zaten ilişkilerini bu şekilde yaşayıp gayet sağlıklı bir hayat sürebiliyorlar. Gözlerinizi devirip, sizden farklı diye baktığınız her ilişki belki de sizden daha mutludur, bunu hiç düşündünüz mü? Her yere beraber gitmeseniz, günde 85 kere de konuşmasanız güzel bir ilişkiniz olabilir.
Şimdi sevdiğimin hayatını nasıl darlarım diye düşünmeyi bırakın ve kendi hayatınızda ne kadar özgürsünüz ona bir bakın.
YORUMLAR