Limiti aştığımızı fark ettiniz mi?
Dün 16 Haziran 2021, Türkiye’nin kendi limit aşım günü oldu. Yani bu yıl boyunca kullanması gereken doğal kaynaklarını zamanından önce bitirdi. Dünya içinse 1,5 ay kadar daha var. 29 Temmuz Dünya Limit Aşım Günü. Biraz diğer ülkelere de bakalım mı? En önce kaynaklarını tüketen ülke 9 Şubat ile Katar, onu ise 15 Şubat’la Lüksemburg ve 7 Mart’la Birleşik Arap Emirlikleri takip ediyor. Afrika kıtasının batı kıyısında Gine Körfezi açıklarında yer alan bir ada ülkesi olan São Tomé ve Príncipe Demokratik Cumhuriyeti ise 27 Aralık’la en geç limit aşımını yaşayan ülke. Onun bir gerisinde 18 Aralık ise Endonezya ve 17 Aralık’la Çad var.
1970 yılında neredeyse yılın sonunda olan Dünya Limit Aşım Günü her sene daha öne geliyor. Türkiye ne yazık ki uzun zamandır dünya ortalamasına göre 1 ay daha ileride ama bu kötü anlamda bir ilerilik, yani kendi payına düşen kaynağı dünya ortalamasına göre daha önce tüketiyor. Dünya Limit Aşım Günü geçen sene (2020), yılın ilk döneminde Covid-19 nedeniyle alınan önlemlerle önceki yıla göre 3 hafta daha ileriye atıldı ve 22 Ağustos’a ötelendi. Bunda en büyük etken tabii ki hayatın kısa bir dönem bile olsa tam anlamıyla durması, dolayısıyla da enerji talebindeki düşüşün emisyonları geriletmesi idi. Ama yeni normallere alışınca 2021’ye geldiğimiz limit aşım günü yine geriledi ve 29 Temmuz olarak açıklandı.
Peki biz bu iklim krizinin neresindeyiz derseniz tercihlerimizle buna katkıda bulunduğumuzu hatırlayalım. Minimalizm ve sıfır atık gibi etiketlerin ötesinde aslında sorumlu birer tüketici olmamız gerekiyor. Howard Zinn küçük eylemlerin milyonlarca insan tarafından gerçekleştirildiğinde dünyayı değiştirebilecek bir güç haline gelebildiğini söylemişti. Bu yüzden bu köşeyi takipte kalmayı ve sorumlu birer tüketici olma yolunda adım adım ilerlemeyi unutmayın.
Önce 5 basit adımla başlayalım:
Ek bir şey satın almadan yapabileceğiniz 5 şey ile büyük fark yaratabilirsiniz.
İlki, gıda alışverişi yaparken kafanızda (daha da iyisi yazarak) bir haftalık mönü oluşturarak ihtiyacınız kadar ürün alacağınızdan emin olabilirsiniz. Gıda israfı çok ciddi bir sorun, üstelik boşa giden ürünler hem üretilirken boşa enerji ve su harcanmış oluyor hem de çöplüklerde sera gazı emisyonuna neden oluyorlar.
İkinci değişim yine gıda israfını önlemek için; buzdolabında veya kilerde gerekiyorsa ürünlerin kaplarına tarih atarak önce aldığınızı şeyleri ilk kullanarak stok yapılan malzemeler varsa hepsini zamanında tüketebilirsiniz. İlk alınan ilk tüketilmeli (first in first out)
Üçüncü olarak, yumuşayan meyvelerden ya da diriliğini kaybeden sebzelerden yapabileceğiniz basit tarifler öğrenerek ev halkına taze tüketilmesi çok cazip gelmeyen bu gıdaları farklı şekillerde sunabilirsiniz. Gıdaların görselliği iştah üzerinde etkili, meyvelerden meyve suyu, smoothie ya da keke harç yapmak, sebzelerden çorba yapmak aklıma ilk gelen öneriler.
Dördüncüsü en basiti; yiyeceğiniz yemekten fazlasına ‘Hayır’ demek. Mesela misafirlikte veya başka bir etkinlikte tabağınıza yemeyeceğiniz şeyleri sırf ayıp olmasın diye almayarak yine gıdanın israf olmasını engelleyebilirsiniz.
Son olaraksa hediye seçiminizi değiştirerek doğaya katkıda bulunabilirsiniz. Mesela sevdiklerinizin doğum günlerinde onlar adına fidan dikerek sera gazının azaltımına destekte bulunabilirsiniz.
Bu 5 öneri arasında halihazırda yaptıklarınız ya da yapmayı planladıklarınız neler?
Kaynak: https://www.overshootday.org/newsroom/country-overshoot-days/
YORUMLAR