Montessorik ebeveynlik
Montessori felsefesi ile belki henüz bir çocuğunuz yokken bir arkadaşınızın çocuğunun kendi kendine ayakkabılarını giymesinden etkilendiğinizde, belki çocuğunuz dünyaya gelmeden ona hazırlanmak için bir şeyler araştırırken, belki kreş zamanı geldiğinde okul araştırırken karşılaşmış olabilirsiniz. Bazen felsefe ilginizi çekse de “geç mi kaldım”, “yeterince bilgi sahibi değilim”, “çocuğumu Montessori okuluna gönderemeyeceğim, kafası karışmaz mı?” gibi sorular yüzünden bir adım geri durabilirsiniz. Durmayın! Hiçbir şey için geç değil! Felsefenin özünü anlamanız Montessorik Ebeveynlik* için ilk adım ve öyle güç veren bir adım ki devamı mutlaka gelecektir.
Size rahatlatıcı bir haberim var: başlamak için her şeyi bilmenize, tam donanımlı olmanıza gerek yok. Siz yola çıkın, öğrenme serüveniniz yolda devam etsin. Başlamak için aşağıdaki bir kaç prensip işinize yarayabilir.
Çocuğunuza Saygı Duyun
“Nedir Bu Montessori?” başlıklı yazımda Montessori felsefesinin temelinde saygının yattığından bahsetmiştim. İlk adım olarak etrafımızdaki yetişkinlere saygı duyduğumuz gibi çocuğumuzun da saygıdeğer bir birey olduğunu kabul etmeliyiz. Onun biricikliğine, hızına, ihtiyaçlarına, kendisi için seçtiği yola saygı duymalıyız. Çocuğumuzun bizimle kurduğu ilişki ilerleyen zamanlarda kuracağı ilişkilerin zeminini oluşturuyor, tam da bu nedenle onlara sunacağımız saygı çok kıymetli. Böylece duyulduğunu, önemsendiğini, her haliyle kabul edilip sevildiğini hissedecek ve sonrasında insanlarla bu şekilde saygı temelinde ilişki kuracak.
Örneğin çocuğumuzla iletişimimizde kontrol mekanizması olarak “bunu arkadaşıma söyleyebilir miyim?” sorusunu sorabiliriz kendimize. Örneğin bir arkadaşınızla akşam yemeği yiyorsunuz, ona “hadi ne çok oyalandın, bitir artık şu yemeğini” der misiniz kızgınlıkla; yoksa sohbet ederek yemek çok normal ve size rahatsız etmeyen bir şey mi? Peki aynı cümleyi masada oyalanan çocuğunuza rahat bir şekilde kurabiliyor musunuz?
Ona Kendini Var Edebileceği Bir Ortam Hazırlayın
Yaşadığımız yerin hepimizin ihtiyaçlarını karşılayacak, güvenli, düzenli, huzur içinde zaman geçirmemizi sağlayacak bir ortam olarak hazırlanması hayatımızı kolaylaştıracak bir adım. Bunun için çocuğumuzun evde ihtiyaçlarını bizden bağımsız giderebilmesi için bazı ufak düzenlemeler yapmamız gerekebilir. Gerekli düzenlemeleri tespit etmek için evinizdeki tüm kullanım alanlarında bağdaş kurarak oturun ve etrafa göz gezdirin. Neler görüyorsunuz, o hizadan nelere erişebiliyorsunuz, temel ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz araçlara erişiminiz var mı? İşte evinize çocuğunuzun bakış açısıyla baktığınız bu deneyim size evinizde nerelere el atmanız gerektiğini gösterecek. Evde düzenlemeler yaparken şu iki motto size ışık olacaktır: “AZ ÇOKTUR” “HER ŞEYİN BİR YERİ VAR VE HER ŞEY OLMASI GEREKEN YERDE”
Bunun için çok maliyetli dekoratif çözümler şart değil. Örneğin evinizin girişindeki duvara çocuğunuzun göz hizasına çakacağınız bir çivi çocuğunuzun montunu asabileceği bir yer olabilir.
Çocuğunuzun bağımsızlığını geliştirin
Çocuğunuzun bağımsızlığını desteklemek için evinizdeki ihtiyaç duyacağı her alanı onun tek başına kullanabileceği şekilde tasarladıktan sonra bir adım geri çekilin. Çocuklar bulaşık yıkamak, su doldurmak, diş fırçalamak gibi gerçek işleri kendi başlarına yapabilmekten büyük haz duyarlar. Sizden yardım istemedikleri sürece yardım etmeyin, yardım ettiğinizde gerçekten sadece yardım ettiğinizden, onun yerine yapmadığınızdan emin olun. Çünkü ne der Maria Montessori “Gereksiz yapılan her yardım çocuğun gelişimini baltalar.”
Örneğin kendi kendine giyinmesine fırsat verin, tek başlarına yaptıklarında çok daha uzun sürebilir, bazen tişörtünü ters giyebilir, size göre uyumsuz tercihler yapabilir ama deneyimledikçe ve başardıkça muazzam bir haz duyacaktır.
Sınırlar içerisinde özgürlük verin
Çocuklara kendilerine, diğer insanlara, çevrelerine saygıyı ve sorumluluğu hatırlatacak az sayıda kural ve hazırlanmış ortam sınırları oluşturur ve çocuk bu sınırlar içerisinde özgürdür. Ne yapacağına, ne kadar süreyle o işle meşgul olacağına, ne zaman dinleneceğine karar verebilir. Kendilerine, başkalarına ve çevrelerine zarar veren herhangi bir davranış orada bir sınır eksikliği olduğunu gösterebilir bize.
Örneğin parka gittiğinizde parkın etrafındaki çitler çocuğunuz için fiziksel bir sınırdır ve o sınır içerisinde hangi oyuncaklarla oynayacağına karar vermekte özgürdür. Sınırı sadece fiziksel olarak düşünmeyelim. Yine park örneğinden ilerleyecek olursak çocuğunuz parkta istediği arkadaşıyla oynamakta özgürdür nezaket kuralları onun sınırıdır.
Gözlemleyin
Çocuğunuzun yolculuğunda ona rehberlik edebilmek için onu, ihtiyaçlarını, davranışlarını, gelişimini gözlemlemek için kendinize zaman ayırın. Yapacağınız tüm bu gözlemler kendini gerçekleştirmesi için ortamı hazırlarken, ona rehberlik ederken, ihtiyaçlarını giderirken sizin aracınız olacak. Çocuğunuzu kendi başına oynarken izleyin. Neden gerçekten keyif aldığını, neye sinirlendiğini veya ne zaman yorulduğunu gözlemleyin.
Örneğin çocuğunuzla evden çıkarken sık sık sorun yaşıyorsanız bir hafta boyunca not alarak gözlem yapabilirsiniz. Sorunun nereden kaynaklandığını çözmek için bu gözlemler ışık olacaktır. Ya da çocuğunuza bir arkadaşınız aynı yaştaki çocuğuna kulplu silindir aldı ve keyifle vakit geçiriyor diye pembe kule almak yerine o sırada aslında nesneleri bir yerden bir yere taşımaktan hoşlandığını farkedip ona yönelik bir araç sunabilirsiniz.
Yavaşlayın
Çocuğunuzun keşfetmesi, deneyimlemesi, keyif alabilmesi için ona zaman verin. Onun keyfine ortak olun. Evden çıkarken aceleyle ayakkabısını giymesi için hadilemekten ya da ayakkabısını giydirmektense sürece biraz daha erken başlayın. Çocuğunuzla parka giderken yolda gördüğü karıncayı incelemesine izin verin. Sizin hedeflediğiniz park eğlencesinden daha büyük bir keşif yatıyor olabilir orada. Unutmayın süreç>sonuç.
Zengin bir dil kullanın
0-6 yaş döneminde çocuğunuzun çevresindeki her şeyi bir sünger gibi içine çektiği “emici zihin” döneminde olduğunu unutmayın. Dili doğru kullanın. Unutmayın ki sünger temiz suyu çektiği gibi kirli suyu da içine çeker. Nesneleri gerçek isimleriyle isimlendirin. Bir ağacın yanından geçerken ağaç deyip geçmeyin, biliyorsanız türünü söyleyin, bilmiyorsanız öğrenin. :)
Montessori felsefesini evde uygulamak için saygı, bağımsızlık ve gözlem gibi yukarıdaki ipuçlarından bazılarını kullanarak, ailenizin huzuruna katkıda bulunacak şefkatli ve destekleyici bir ortam yaratmak için bu adımlarla yola çıkabilirsiniz. Yol size rehberlik edecektir.
*Montessorik Ebeveynlik, çocuğuna Montessori felsefesi ışığında rehberlik eden ebeveynlik tarzı için kullanılmaktadır.
YORUMLAR