Mühendis tipli çocuk ve saygı sorunsalı
Yakın bir zaman içinde Taksim'deki bir sanat galerisini dolaşıyordum. Space Liner adlı serginin açılışına ne kadar insan geliyorsa sonraki ziyaretçi sayısını yarıya indiğini bilerek gitmek lazım sergi alanlarına... Velhasıl sergi alanında sakin sakin dolanırken kıkır kıkır sesler duymaya başladım.
4 tane üniversite öğrencisi olduğunu düşündüğüm genç makaralardan yapılmış bir eserin önünde durup gülüşüyorlardı. Makaraları elleyip tüm eseri darmadağın etmişler. Sergi alanında sorumlu olduğunu tahmin ettiğim kişi de yanlarında “ah şimdi ne yapacağız, tüh şimdi ne olacak” gibi hayıflanmalarla çaresiz bir durumda bekliyordu. Kadıncağız naifliğinden olsa gerek duruma sessiz kalıyor...
Zaman zaman elini arkasında birleştiren amca oluyorum. Yavaşca yanlarına gittim.
Ya şimdi siz gülüyorsunuz da aslında hiç gülünecek bir durum yok ortada, dedim
Haksız olsak dahi çarkıfelek programı mizahında savunmaya geçmekte üstümüze yok. Atıldı oradan aslan kaleci saçlı.
Hamfendi litfen! Saçma sapan konuşmayın! Naaapalım? Ağlayalım mı??!
Bence ağla mühendis tipli çocuk. Bir sanat eserini parçaladın hem de gülüyorsun. Hayatında kaç kez eser diyebileceğin bir şey yaptın da eseri kırıp, utanmadan pişkin pişkin sırıtıyorsun, dedim.
Geveleyip serginin diğer bölümlerine doğru ilerlediler. Çaçaron bir tavırla düşmanımı bertaraf ettiğimi düşünüyorum. Sokağa çıkıp gururlu yürüdüm. Çünkü adamlar böyle bir fırçayı hiç yemedi. Pazarda domatese dokunmakla bir esere dokunmanın aynı olmadığını anlamadı. Ve birileri onları hep hoş gördü. Çünkü ne yapsak mübah. Hiçbir ceza, hiç bir yaptırım yok bu konuda. Fikri sinai haklar altında ucu kıvrık kanunlar mevcut. Telif hakları desek telif ne demek diyecek kıvamdayız.
Sanatsız toplum kelaynağa benzer gibi lafları leblebi gibi orada burada paylaşırken hiç düşünmüyoruz sanata nasıl saygı duyulacağını.
Yüksek ihtimalle o çocuklar da sosyal medyalarında JR'ın boyadığı duvarın zabıta tarafından berbat edilmesine tepki gösterdiler. Tanıdğım birçokları gibi. Saygı duymayı yalandan bir sayonara hareketine indirgediğimizden beridir işler hiç iyiye gitmiyor...
Ben bireysel anarşizmimi ilan ettim. Çok rahatım, buyrun siz de kendi anarşizminizin çoşkusuna kaptırın kendinizi.
Mümkünse yolda, parkta, sokakta, kafede, markette ve bilimum her yerde karşılaştığınız mesnetsiz insanlara dur deyin. Dünyaca ünlü sanatçı JR'ın dünyaca ünlü bir sanatçı olmasını vurgulayan cümlerlerden kaçınmayı teklif ediyorum öncelikle. Daha iyi anlamamız için bilinçsiz bir kompleksle “dünyaca ünlü” vurgusunu yapmaya gerek yok. Sanata saygı duymayanın zabıta olduğunu düşünmekten vazgeçmek gerekiyor. Bir hafta önce olan bu olayın olayın ardından sosyal medyada hemen herkesin sayfasında aynı haberi gördüm. E sonra ne oldu? Hiç. Yine dev bir hiç.
Anlık tepkiler verip sonrasını Allah'a havale etmekten başka bir yol kalmamış gibi. Tepki göstermenin bilgisayar başında olmayacağını artık anlamak gerekiyor. Gün içinde benzeri bin tane olaya denk gelip tepki gösteriyor musunuz bunu sorgulayın.
Yani demem şu ki mahallenin muhtarı olun. Müdahale edin. Görmezden gelmeyin.
Sayonara değil çav bella.
YORUMLAR