Bülent Ersoy'a açık mektup

Sanatçı duyarlılığından başlayıp toplumsal duyarlılığa dem vurayım dedim. Naif bir yazı girişi olsun istedim fakat yazıyı üçüncü kez silip yeniden yazmaya başladığımda bu işin böyle olmayacağını anladım. Direkt konuya girmek lazım. Bundan sonrası Bülent Ersoy'a açık mektubumdur.

Sıkıyönetim zamanında Türkiye'de eşcinsel olmakla ilgili belki de en büyük sıkıntıları yaşamış olan sizin an itibariyle ne yaptığınızı çok merak ediyorum. Diva olarak lanse ediliyorsunuz ve sizin “diva” olduğunuza hangi mecra karar verdi bunu da çok merak ediyorum.

Son zamanlarda hatırladığım kadarıyla banyo lifine benzeyen kostümlerle sahneye çıkıp rakı bardağını umarsız bir hüsranla yere çalıyordunuz. Her sene olduğu gibi bu sene de Ramazan ayında örtünüp, türban için uygun bir makyajla ellerinizi göğe kaldırarak dualar ettiniz.

Üzerinize kürk giydiğiniz için Gezi Parkı'na gelmediğinizi söylerken askerlik tartışmalarından bir adım geri durmadınız. Akil insan kadrosuna da kendince yorumlar getiren siz gerçekten şu an neredesiniz?

80'li yıllarda “Şöhretin Sonu” filminde oynadınız. Şöhret uğruna kendi inandıklarınızı kenara atmış olmanız bizi hiç ilgilendirmiyor. Müslüman bir ülkede transeksüel olan sizin, LGBT Onur Yürüyüşü'nde yapılanlara ses çıkarmamanızla ilgileniyorum.

Sizin diva diye ilan edildiğiniz yurdumda eşcinsellikle ilgili en büyük konuya giriş cümlesi sizsiniz oysa. “Türkiye'nin divası transeksüel. Zeki Müren var!” Ve liste böyle uzayıp gidiyor. Eşcinsel haklarını savunmaya dair, cinsiyet özgürlüğü ifade etmek için ne yaptınız?

Lut kavmi örnekleri veren sevenlerinize bir gram olsun aydınlanma, çelişkiden uzaklaşma mesajı veremez misiniz? Bu kadar mı korkuyorsunuz kendinizden? Bu kadar mı umarsızsınız sizinle aynı kaderi yaşayanlara?

Din vicdanda başlar ve vicdanda biter. Vicdanınız geçmişinizle yüzleşiyor mu? Aldığınız bilmem kaç karatlık yüzüğü almayıverseniz ne olur? Taksim'de transeksüel evlerinden birisine en azından koruma sağlasanız kürkünüz mü bozulur? Ben gidip sordum, sigorta şirketi amblemi var ama pezevenkleri koruyormuş onları. Öyle diyorlar. Sizi kim koruyor? Para? Ramazan ayından gelen inanç? Çıkar doğrultusunda karakterden ödün verecek şekilde bir tutum sergileme?

Lady Gaga'nın kilometrelerce öteden tweet üzerine tweet attığı bu durum karşında bir kebapçıda 8 kilo et yiyor olduğunuzu tahmin ediyorum. Muhtemelen yardımcılarınız bir-iki laf söyledi olaylarla ilgili. “Aman boşver” demediyseniz de demiş kadar oldunuz.

Onur Yürüyüşü'nde yaşanan polis şiddetine, halkın linç temelli söylemlerine, özgürlüklere tahammülsüzlüğe, bir diva olarak sesinizi çıkarmadığınız için, her Ramazan'da örnek müslüman olup, tüm dinlerin temel ilkelerinden olan nefsinizi terbiye edemeyip, varlığınızı bir gösteriş seremonisine dönüştürdüğünüz için, zarafetten çok hesapta varolan sanat çevrelerine korku saçtığınız için siz bir diva değilsiniz. Sadece bağırarak şarkı söyleyen bir insansınız. Topluma faydanız ise; üzerinde peynir domates yenen magazin sayfalarını süslemek.

Bir de arada gülümsediğimiz “Bülent Ersoy'a benzeyen 10 şey“ temalı galerilere konu olmanız. Adabıyla çekiliniz.