Emzirme düzeni nasıl olmalı?
Anneler, gebelik dönemleri süresince bebeklerini sağlıkla kucaklarına alacakları günü hayal ederler. Pek çok anne, bebeklerini ilk kucaklarına alacakları anın aynı zamanda ilk emzirecekleri an olduğunun pek hesaba katmayabilir. Oysaki bebeğin dünyaya geldiği andan itibaren ilk aylar gündemi emzirme süreci oluşturacaktır. Genellikle annelerimiz, emzirme hakkında bilgilerini emzirme dönemi içerisinde genişletmeye çalışır. Gebelik dönemi, emzirme hakkında bilgi edinmek açısından ideal bir dönemdir.
Anneler, öncelikle emzirmenin son derece doğal ve normal bir iş olduğuna inanmalılardır. Emzirme zorlukları ya da problemleri çoğu zaman geçicidir. Kimi anne emzirme sürecinin başlarına kolay adapte olur, zorlanmaz; kimi anne ise zorlanabilir. Her iki durum da normal kabul edilmelidir. Annelerin emzirme döneminin başlarında yaşadıkları zorlukların nedeni, genellikle emzirme hakkında yetersiz ve yanlış bilgiler ile tanışmış olmalarıdır. Bu konuda annenin doğum yaptığı hastane ve sağlık çalışanlarının tutumu kadar anneyi bilgilendirmesi de son derece önemlidir. Ancak, çoğu zaman sağlık kurumlarının bu konuya gerekli önemi göstermeyip, anneyi eksik ve/veya yanlış bilgilerle baş başa bıraktıklarını görmekteyiz.
Nedir bu eksik ve/veya yanlış bilgiler?
Emzirme başlangıcında, annenin kafasında pek çok soru vardır.
Bunlar;
- “Bebeğimi kaç saatte bir emzirmeliyim?”
- “Bebeğimi kaç dakika emzirmeliyim?”
- “Bebeğimi her defasında iki memeden de mi emzirmeliyim?”
- “Uyuyorsa uyandırmalı mıyım?”
- “Sütümü sağmalı mıyım?”
Bu soruların sıklıkla şöyle yanıtlandığını görmekteyiz:
- "Bebeğinizi üç saatte bir emzirin!"
- "Bebeğinizi ağladıkça emzirin!"
- “Bebeğinizi her iki memeden de en az 15’er dakika emzirin!”
- “Uyuyorsa bırakın uyusun!”
Şimdi bu cevapları biraz düzeltelim:
Bebeğin üç saatte bir emzirilmesi önerisi doğru bir öneri değildir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bebeklerin ilk 6 ay, sadece anne sütü ile beslendikleri dönemde, günde en az 10-12 kez emzirilmesini önerir. Anne sütü, yenidoğanın midesinde midenin tam dolu haliyle yaklaşık 90 dakikada sindirilir. Yani, bebek 1.5 - 2 saatte bir emme seansına hazırdır. Ancak, yeni doğan memeyi tam boşaltamadan yorulabilir; bu nedenle de daha sık emzirilmelidir.
Buradaki temel ölçüt, memenin tam boşaltılması olmalıdır. Bu nedenle de bebek memeyi boşaltana kadar memeden ayrılmamalıdır. Bunun için herhangi bir süre telaffuz etmek doğru olmaz. Yeni doğan bebek, güçlü bir emme refleksiyle doğar ancak, bu refleksi memeyle tam olarak koordine edip karnını doyurma konusunda henüz acemidir. Acemiliği atlatıp, emme koordinasyonunu tam kurabilmesi için pratik yapmaya ihtiyacı vardır. Bu nedenle de daha sık emmek istiyorsa, emmelidir. Çünkü pratik yapmak istiyordur ve buna izin verilmelidir. Bunu şöyle özetleyelim, bebek memeyi 3-5 dakika emdi ve yorulup bıraktıysa, biraz dinlenmesine izin verilmeli ve sonra meme tekrar teklif edilmelidir.
Sanılanın aksine, “Bebeğinizi ağladıkça emzirin!" önerisi doğru bir öneri değildir. Bebeğin emzirilme sinyalleri ile ilgili küçük ipuçları vardır. Buna göre, bebeği ağladığında emzirmek oldukça güç olabilir, çünkü bebek o an streslidir ve emmek istemeyebilir. Önce bebek sakinleştirmeli, sonra meme teklif edilmelidir.
Bebeğin emme sinyalleri erken sinyal, orta sinyal ve geç sinyal olmak üzere sıralanabilir. Bebek hareketlenir, ağzını açar, kafasını sağa sola çevirmeye başlar, arama ve kökleme refleksleri gösterirse “Erken sinyaller” veriyor demektir ve bu an emzirmek için en ideal zamandır. Eğer bebek bu anda emzirilmez ise, gitgide hareketlenmeye başlar, esner ve elini ağzına götürerek emmeye çalışır; bunlar “Orta sinyaller”dir. Bu anda, bebek bir an önce emzirilmelidir. Eğer bebek, bu sinyaller sonucunda emzirilmiyor ise, ağlamaya başlar, irrite beden hareketleri sergiler ve kızarır; bunlar da “Geç sinyaller” olarak tarif edilir. Geç sinyal evresine gelmiş bir bebek önce sakinleştirilmelidir. Bebeğin sakinleştirilmesi için kucaklanmalı, ten teması kurmalı ve konuşulup, okşanmalıdır. Çünkü bebek çok acıkmıştır ve o anda son derece streslidir. Bu stresli yapı, bebeğin meme emme pratiği yapmasını, yani, emmeyi öğrenmesini güçleştirebilir.
Şöyle düşünün:
Siz, açken mi daha iyi öğrenirsiniz yoksa yarı tokken mi?
İşte, emzirme başlangıcında, yani bebeğin emmeyi öğreneceği bu ilk günlerde acıkması ve açlıktan ağlaması beklenmemelidir. Minicik bir hareketinde bebek memeye koyularak emmeyi rahat öğrenmesi sağlanmalıdır.
Eğer bebek bol uyku sever bir bebekse, ilk aylarda bebeğin uzun uyuması tercih edilmemelidir. Günde en az 10-12 kez emzirme ölçütü göz önüne alındığında tahminen günde bir ya da iki kez 3 saat süreyle uyumasına izin verilebilir. Onun haricinde 1-2 saatte bir emzirmeye özen gösterilmelidir. Bebeğin özellikle ilk haftalarda olabildiğince sık emzirilmesi önemlidir. Çünkü ilk haftaların kendine özgün bazı sağlık riskleri vardır. Bunlar, hipoglisemi (şeker düşmesi), sarılık ve dolayısıyla yeterince beslenememek olarak sıralanabilir. Tüm bu riskleri ortadan kaldırabilecek şey ise, bebeğin sık sık emzirilmesidir. Bebek kaç dakika emzirilmelidir? Bebek, memeyi bırakana kadar emmelidir. Her iki memeyi de mi emmelidir? Her bir memeyi bırakışında diğer meme de teklif edilmeli, alırsa devam etmeli, almazsa dinlenip, sonra tekrar meme teklif edilmelidir. Ayrıca şunu da titizlikle belirtmek gerekir; annenin emzirme seanslarına ısrarcı ve stresli bir yapıda başlamaması son derece önemlidir. Çünkü annenin ruhsal durumu; stresi, kaygıları ve mutsuzluğu bebeği tarafından taklit edilir ve bebek anneden bu enerjiyi daha fazla almayı reddedebilir; telaşlı ve stresli bir memeden beslenmek istemeyebilir.
Kısacası, emzirme stressiz yönlendirilmesi gereken bir süreçtir. Anne ve bebek zamanla bir emzirme uyumu yakalayacaklarıdır. Bu uyumu yakalayana dek anne bebeğin, bebek de annenin rehberi olmalıdır.
Yararlanılan Kaynaklar:
- Cox SG. (2006) Expressing and storing colostrum antenatally for use in the newborn period Breastfeed Rev 14(3):11-6
- Hale TW, Hartmann PE. (2007) Textbook of Human Lactation Texas: Hale Publishing
- Riordan J. (2005) Breastfeeding and Human Lactation (3rd ed) Massuchusetts: Jones & Bartlett
- UNICEF, WHO, UNESCO: Facts for life: A Comminication Challenge. New York: UNICEF 2002, p:22
YORUMLAR