Anne ve bebek arasındaki ten temasının önemi

İnsan, diğer canlılar arasında önemli ölçüde ayırt edici ve türe özgü bir takım özelliklere sahiptir. Bu özelliklerin büyük bir kısmının insanın besin zincirinin en tepesinde bulunmasıyla da yakından ilişkili olduğu söylenebilir. Bu ilişki şöyle açılabilir; insan, ayırt edici bir biçimde yüksek zihinsel aktivitelere ve becerilere sahip, yaşamı duymada ve anlamlandırmada benzersiz bir takım duyumlarla donatılmış, kendine manevi ve duygusal bir dünya kurabilen biyo-psişik bir varlıktır.


Dolayısıyla insan türünün tüm bu özellikleri, yavrusunun sağlıklı gelişimi için ihtiyaç duyduğu unsurlar üzerine bizlere ipucu verebilir. İnsan yavrusu sadece besinlerden değil, aynı zamanda sevgi ve duygulardan da beslenerek büyümeye ihtiyaç duyar. Bu anlamda insan yavrusunun dünyaya geldiği andan itibaren uzun yıllar hayatta kalma becerilerinin yavaş ilerleyişini ve annesine tamamen bağımlı oluşunu, onun duygusal ihtiyaçlarına ilişkin somut birer göstergeler olarak değerlendirmek mümkündür.


Bebekler yaşamlarına, annelerine her anlamda tamamen bağımlı olarak başlarlar. Bu nedenle bebeğin meme emme davranışı pek çok yönüyle değerlendirilmelidir. Anne memesini emmek, bir bebeğin türe özgü fizyolojik ve anatomik özelliklerinin gelişimini desteklediği gibi duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını da destekler. Yani, anne sütü, doğal olarak bir bebeğin tüm gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamada eşsiz olduğu gibi, emzirme eylemi de başlı başına özel birtakım ihtiyaçların karşılanmasında eşsiz bir görev üstlenmektedir.Bu nedenle, bir bebeğin annesinin sütünü sağarak almasına ilişkin bir zorunluluk gerekmedikçe annesinin memesini emerek alması tavsiye edilmektedir.


Emzirmenin önemi:

  • Emzirmek, bir bebeğin anne sütünü üretilir üretilmez, taze olarak almasının yoludur.
  • Emzirmek, günlük ritme adapte olarak değişen sütteki besin ve besindışı bir takım değerleri bebeğin uygun saat ve zamanda almasını sağlar.
  • Emzirmek, annenin süt üretimini bebeğin ihtiyacına uygun oranda destekler. Yani emzirmek, sağmaya oranla vücudun daha fazla süt üretmesini sağlar.
  • Anne memesinin doğal anatomisi ve emmenin fizyolojisi, bebeğin dil ve damak gelişimini destekleyerek insan yavrusunun büyüdükçe gerçekleştireceği konuşma becerisine olması gereken katkıyı sağlar.
  • Emzirme seansı sırasında anne ve bebek arasındaki soluk ve temas alışverişi, bebeğin bağışıklığını destekleyici uygun bakterilerle tanışmasına olanak sağlar.
  • Emzirme seansı sırasında annenin dokunuşu, sesi ve kokusu bebeğe huzur verir (bu nedenle hemen her bebek memede rahatça uykuya dalar).
  • Emzirme seansı boyunca anne ve bebek arasındaki her türlü duyusal alışveriş, bebeğin duyusal gelişimini destekler.
  • Emzirme seansı boyunca annenin varlığını, ilgi ve sevgisini yakından hisseden bebeğin güven ve sevgi duygusu gelişir.
  • Emzirme eylemi sayesinde bebeğin gelişim sürecinde belirli aylarda yaşadığı bilinen anneyi kaybetme korkusunun (8.-10. aylarda) hafifleyebildiği gözlemlenmiştir.
  • Emzirme eylemi, anne ve bebek arasında son derece önemli olduğu bilinen ten bağının kurulmasında en doğal ve en konforlu yoldur.
  • Emzirme sürecinin hem anne hem de bebeği için duygusal anlamda eşsiz anıları barındıracak olan önemli bir süreç olduğu da bilinmektedir.


Dünya Sağlık Örgütü, UNESCO ve UNICEF “Bebeklerin ve çocukların bakımı” hakkında hazırladıkları tavsiye raporunda şöyle der:

"Bebekler, doğum anında hızlı bir biçimde öğrenmeye başlarlar. Onların büyüdükçe gelişecek olan hızlı öğrenme becerilerini, aldıkları sevgi, ilgi ve uyarımlar destekler. Doğumdan sonra ilk bir saat içinde kurulan ten teması ve emzirme, bebeklerin daha iyi bir büyüme ve gelişim elde etmesine yardımcı olur ve de anneleri ile kurdukları iletişim, huzurlu olmalarını sağlar. Bebeğin çevredeki dünyayı keşfetmesi kullandığı dokunma, işitme, koku, görme ve tat gibi araçlar aracılığıyla olur. Bebeklerin zihinleri, onlara dokunulduğunda, onlarla konuşulduğunda ve farklı nesnelerle karşılaştıklarında hızlı bir biçimde gelişim özellikleri gösterir. Bebekler, doğumun ardından sevildiklerini ve güvende olduklarını hissettiklerinde çabuk öğrenir; hızlı bir gelişim grafiği gösterirler."


Doğadaki her canlı yaşam zincirinde ayrı bir göreve ve öneme sahiptir. Her memeli türünün yavrusuyla ilişkisi türe özgü ihtiyaçlar doğrultusunda gelişmektedir. Bu anlamda insan ve yavrusuna özgü türün duyarlılığı ve duygu dünyası göz önünde bulundurulduğunda bir bebeğin annesinin tenini ve kokusunu istemesinden, hatta bunu sık sık istemesinden daha doğal hiçbir şey düşünülemez. Bir bebeğin sık emmek istemesi ya da kucaklanmaya ihtiyaç duyması duyduğu sevgi ve güven ihtiyacıyla ilişkilendirilmelidir. Bu nedenle de emzirmek, bir bebeğin sadece karnını doyurması için değil; aynı zamanda sevgi ve güven dünyasının ihtiyaçlarını da karşılaması için ideal bir yoldur.






Kaynaklar:

  1. Calais E, Dalbye R, Nyqvist Kh, Berg M. (2010) Skin-to-skin contact of fullterm infants: an explorative study of promoting and hindering factors in two Nordic childbirth settings. Acta Paediatr. 99(7):1080-90
  2. UNICEF, WHO, UNESCO: Facts for life: A Communication Challenge. New York: UNICEF 2002, p:26.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.