Bebeğin beslenmesi kararı: Emzirmek ya da emzirmemek...


Bugün, emzirme oranları üzerine yapılan bazı çalışmalara ve yorumlara bakıldığında, emzirmenin ya da emzirmemenin annenin verdiği bir karar olarak söz edildiği görülebilir. Peki, emzirme ya da emzirmeme kararı annelerin gerçekten kendilerinin verdiği bir karar mıdır? Daha açık bir ifadeyle, bebeğin beslenmesi kararı ne ölçüde doğrudan anneye bağlıdır?


Gelin bunu biraz tartışalım


2016 yılı ABD Sayım Bürosu (US Census Bureau, 2016) ölçümlerine göre, her yıl dünyada toplam 135 milyon bebek doğmaktadır. Bu bebeklerin 124,9 milyonu, emzirmenin bir norm olduğu, annelerin bebek beslenmesinde başka herhangi bir alternatifi düşünmediği ve de düşündürülmediği ülkelerde doğmaktadır. Bu ülkelerdeki annelerin bebeklerini emzirme oranları %90’lara ulaşmakta ve dünya genelindeki emzirme oranlarını yüksek ölçüde arttırmaktadırlar.


Geri kalan 10,1 milyon bebek (yani% 7.5) ise, tarihsel arka planda emzirmenin bir norm olduğu gerçeğini çeşitli nedenlerle görmezden gelen modern toplumlarda doğmaktadır. Bu toplumlarda doğan bebeklerin annelerinin ise, bebeklerini beslemek üzere önemli bir karar vermesi gerektiği düşünülür. Çünkü, bu annelerin yaşadığı ülkelerin sosyal, ekonomik, etik ve politik koşulları çerçevesince bu annelere emzirmek dışında sunulan farklı alternatifler vardır.


Peki, bebeklerin %90’ının emzirildiği ülkelerde yaşayan annelerin, bebeklerini emzirmeleri bir karar mıdır?


Emzirmenin bir norm olduğu ve annelere başka alternatiflerin sunulmadığı toplumlara gidilse ve “Bebeğinizi emzirme kararını nasıl verdiniz?” diye sorulsa, büyük ihtimalle anneler bu soruya şaşıracaktır. Çünkü o anneler, henüz çocukluk çağlarından itibaren yaşadıkları toplum içinde özellikle yakın çevrelerindeki; annelerini, teyzelerini, halalarını, komşularını ve sokaktaki herhangi bir kadını bebeğini emzirirken görmüş ve de bir bebeğin emzirilme sürecini en doğal yolla tecrübe ederek öğrenmişlerdir. Etraflarındaki annelerin bebeklerini biberon ve mama ile beslediklerini büyük ihtimalle hiç görmemişlerdir. Evin alışverişini yapmak için gittikleri bakkallarda veya marketlerde reyon dolusu mama, mama reklamı ve stantlarıyla muhtemelen hiç karşılaşmamışlardır. Ayrıca, bu annelerin yaşayabilecekleri herhangi bir emzirme sorununda büyük oranda çevrelerinde onlara destek verebilecek tecrübe sahibi pek çok anne bulunmaktadır.


Anlaşılan o ki, annelerin emzirme becerilerinin gelişmesinde sosyal öğrenmenin, tecrübe aktarımının ve ekonomik sistemin payı oldukça önemlidir. Halbuki, modern toplumlarda yaşamanın beraberinde getirdiği, insanın doğal olarak çevreden öğrendiği ve etkileşim yoluyla geliştirdiği sosyal öğrenme becerilerinin sürdürülebilirliği konusunda ciddi bir sorunla karşılaşılmaktadır. Bu sorun bize, gitgide yalnızlaşan, doğal ve içten destekten mahrum kalan insanı işaret etmektedir. Öyleyse, modern toplumlarda yaşayan anneler, emzirme becerilerini geliştirebilmeleri yönünde çevrelerinden herhangi bir destek görmüyor; üstelik aksi yönde ve taraflı bir baskıyla karşılaşıyorlarsa, onlara çeşitli kurum ve mecralar yoluyla bebeklerini beslemeleri için son derece uygunsuz şekillerde bir takım alternatifler sunuyorlarsa, bu annelerin emzirememe nedeni sizce doğrudan kendi kararları olabilir mi?


Bu soruyu içtenlikle yanıtlamak gerekirse “hayır”. Bebeğini emziremeyen bir annenin bilerek ve isteyerek böyle bir karar verdiğini düşünmek ve de anneyi suçlamak doğru olmayabilir. Yaşadığımız çağda özellikle modern toplumlara yansıyan etik sorunların da beraberinde getirdiği sinsice ilerleyen piyasa ekonomisi gerçeği ve emzirme becerilerinin bu durumdan nasıl etkilendiği bilindiğinde, emziremeyen bir anneyi bu durumdan sorumlu tutmak acımasızlık olabilir.


Bu nedenle de, tarihsel süreçte neden ve nasıl bu karara gelindiğini, incelemek ve uygun yollarla müdahale etmek anneler ve bebeklerin sağlığı için, bizleri daha iyi bir sonuca götürmesi bakımından kritik öneme sahiptir.


Öyleyse tarihsel arka plana bir bakalım


Milyonlarca yıllık insanlık tarihi boyunca, diğer tüm memeli canlılar gibi insan da yavrusunu emzirerek beslemiş, büyütmüş ve evrimsel gelişimi bakımından en iyi sağlık düzeyine taşımayı başarmıştır. 20. yüzyıla gelene dek emzirmek, bebeklerin büyük bir çoğunluğunun beslenmesinde en önemli kaynağı oluşturmuştur.


20. yüzyılın ortalarında ise, özellikle mamaların menşei olan ülkelerden başlayarak dünya nüfusunun büyük bir kesiminde, bebeklerin besin kaynağı olan insan sütü yerine yapay sütler (formül mamalar) gündeme gelmeye başlamıştır. Bu dönemde, formül mamaların satışını yükseltmek amacı ile çok sayıda reklam ve tanıtım kampanyaları düzenlenerek uygunsuz pazarlama yöntemleri yoluyla tüm dünyada formül mama satışları yükselmiştir. Formül mama pazarı, özellikle gelişmiş ve gelişme gayreti gösteren ülkelerin piyasa ekonomilerinde önemli bir paya sahip olmuştur. Bazı firmaların iştahını kabartan bu pay nedeniyle 1970’li yıllarda, neredeyse formül mamaların anne sütüne denk hatta üstün olduğuna dair bir algı yaratılmıştır (bugün, yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda böyle bir denkliğin mümkün olmayacağı kanıtlanmış, bu ve benzeri imalar yasaklanmıştır). Formül mama satışlarının artışıyla birlikte emzirme oranlarında hızlı bir düşüş rapor edilmiştir. Buna bağlı olarak, sağlık otoritelerinin yaptığı uzun yılları kapsayan detaylı bilimsel çalışmalarda, emzirme yoksunluğunun ve formül mama kullanımının hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından olumsuz sonuçlar verdiği anlaşılmıştır.


Bu nedenle, formül mamaların pazarlanmasına sınır getirilmesi ve satışının düzenlenmesi amacı ile 1981 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Kurulu, Anne Sütü Muadillerinin Pazarlanmasıyla İlgili Uluslararası Yasa’yı (WHO Code, ya da Uluslararası Mama Kodu) imzalamıştır. Aynı yasa, ülkemizde de TC Sağlık Bakanlığı tarafından imzalanarak kabul edilmiştir. Bu yasa “Emzirme hakkı”nın korunması, geliştirilmesi ve sürdürülmesini kapsar. Bu yasayı benimsemesi ve uygulaması gerekenler öncelikle sağlık kurumları ve sağlık uzmanlarıdır. Aynı zamanda bu yasaya uyma sorumluğu mama, biberon, emzik gibi materyallerin üretimini, satışını ve pazarlamasını yapan firmalar ve çalışanlarına da aittir.


Amerikan Pediatri Akademisi, uluslararası düzeyde yaptığı bir araştırma sonucunda, emzirmenin başlatılması ve sürdürülmesi önünde bir takım engeller belirlermiştir.


Bunlar;

  • Anneye doğum öncesi dönemde verilmesi gereken emzirme eğitiminin yetersizliği
  • Sağlık uzmanlarının emzirme konusundaki rehberlik ve teşvik eksikliği
  • Yıkıcı hastane politikaları ve uygulamaları
  • Emzirmenin uygunsuz ve geçersiz nedenlerle kesilmesi
  • Bazı toplumlarda annenin hastaneden emzirme becerilerini kazanamadan erken taburcu edilmesi
  • Annenin zamanında yapılması gereken rutin takipleri ve doğum sonrası evde sağlık ziyaretleri eksikliği
  • Hastaneden taburcu sırasında veya başka alanlarda formül mamaların promosyon, indirim ya da kuponlar yoluyla dağıtımının ve ticari tanıtımının yapılması

Buna göre, emzirme becerilerinin geliştirilmesi ve sürdürülmesini olumsuz etkileyen unsurlar: sağlık uygulamalarındaki yetersizlikler, uluslararası mama kodu ihlalleri ve sosyal etkileşim olarak sıralanabilir. Öyleyse, modern toplumlarda yaşayan annelerin emzirme ya da emzirmeme kararlarının bu etkenlerden bağımsız olabileceğini söylemek mümkün görünmemektedir. Bu toplumlarda yaşayan annelerin yüzde olarak oldukça küçük bir kısmı, gerekli ve yeterli oranda emzirme kararı alabilmektedir. Örneğin, TNSA ölçümlerine göre ülkemizdeki emzirme oranları, sadece ilk 6 ay %30, iki yıl ise %16 olarak rapor edilmiştir. Tüm bu olumsuz etkenlere rağmen bu küçük yüzdelik dilimdeki annelerin aldıkları emzirme kararı oldukça önemlidir. Bu anlamda, emziren annelerin emzirme becerilerinin gelişmesinde büyük ihtimalle aldıkları desteğin ve karşılaştıkları doğru bilgilerin önemli bir payı olabileceğinin altını çizmek gerekebilir. Ancak, özellikle emzirme oranlarının düşük olduğu toplumlarda emziren annelerin bir kahraman gibi nitelendirilmesi, emziremeyen annelerin emzirme konusuna öfke duymasına neden olabilmektedir. Emziren anneye atfedilen bu övgü, elbette emziremeyen anneyi incitebilir. Bu nedenle de, bir annenin emzirememe durumunu etki eden faktörler açısından rasyonel bir şekilde değerlendirebilmek önemli olabilir. Çünkü, rasyonel bir değerlendirme olası emzirme sorunlarına ilişkin sistemin iyileştirilmesine olanak sağlayabilir.


Annelerin bebeklerini emzirme kararını desteklemek amacıyla kamusal anlamda emzirme konusunda doğru bilgilendirme ve teşvik çalışmaları yapılarak yaşanabilecek emzirme sorunlarına ilişkin destek programları oluşturulabilir. Aynı zamanda, aksi yöndeki uygulamalara da bir sınırlama getirilmesi de son derece önemlidir.


Özetle, modern toplumlardaki annelerin emzirme becerilerini geliştirebilmesi için desteğe ihtiyaçları vardır. Bir annenin böyle bir destekten mahrum bırakılması sonucu bebeğini emzirememesinin, anneye ve bebeğine yapılan önemli bir haksızlık olduğu söylenebilir. Çünkü emzirme konusunda doğru bilgilendirilmek annenin, emmek de bir bebeğin en doğal hakkıdır.



Yararlanılan kaynaklar:


  1. Us gov (2016) http://www.census.gov/population/international/data/idb/worldvitalevents.php
  2. Minchin M. (2007) Infant Formula: A Mass, Uncontrolled Trial in Perinatal Care Birth 14(1):25-35
  3. Minchin M. (1998) Breastfeeding Matters (4th ed) Melbourne: ALMA Publications 30
  4. Schuman A. (2003) A concise history of infant formula (twists and turns included) Contemporary Pediatrics
  5. Wolf JH. (2001) Don't Kill Your Baby: Public Health and the Decline of Breastfeeding in the Nineteenth and Twentieth Centuries (Women and Health Cultural and Social Perspectives) Columbus, OH: Ohio State University Press
  6. Gartner LM, Morton J, Lawrence RA, Naylor AJ, O'Hare D, Schanler RJ, Eidelman AI. (2005) Breastfeeding and the use of human milk Pediatrics 115(2):496-506 http://pediatrics.aappublications.org/cgi/content/full/115/2/496

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.