Emzirmenin anneye yararları nelerdir?

Emzirmenin anneye sağladığı yararların yaklaşık sonuçlarını elde etmek, uzun yılları kapsayan araştırmalar ve gözlemler yapmayı gerektirmektedir. Çünkü bu kapsamda yaklaşık ve/veya kesin bir takım sonuçlar telaffuz etmek demek; annenin emzirme başlangıcından itibaren minimum iki yıl sürecek olan emzirme sürecini ve yaşamının geri kalan bölümündeki sağlık durumunu değerlendirmek anlamına gelmektedir. Emzirmenin anneye sağladığı yararlara ilişkin yapılan çalışmaların artmasının en önemli nedeni ise, çağımızda gözlemlenen özellikle modern toplumlardaki doğum oranlarında ve emzirme oranlarındaki düşüş ile ilişkili olduğu düşünülen bazı kadın hastalıklarında ve kanser türlerindeki önemli artış olarak gösterilebilir.

Yapılan çalışmalara göre emzirmek, bebeğin sağlıklı gelişimini desteklediği gibi annenin de sağlığında bir takım olumlu etkiler sağladığı anlaşılmıştır. Rapor edilen en önemli sonuçlardan biri, annenin uzun süre emzirmesinin meme kanserine yakalanma riskini düşürmesidir. Ayrıca, emziren bir annenin uzun dönem salgıladığı hormonların ve süt üretimi sırasında annenin vücudundaki bağışıklık faktörlerinin aktive olmasının annenin kemik, beyin, kalp ve damar sağlığı üzerine olumlu etkileri gözlemlenmiştir. Yani emzirme, bebeğin sağlığını koruduğu gibi, annenin de sağlığını korumada önemli bir rol oynar.



Emzirmenin anne üzerindeki olumlu etkilerine kısaca bir göz atalım

Emzirmenin anne üzerindeki uzun vadeli bir takım yararlarından söz etmeden önce anneye doğumdan itibaren sağladığı yararlardan bahsetmek gerekir.


Doğumla birlikte annenin vücudunda bir takım değişimler meydana gelir. Bunlar hormonal değişimlerdir ve rahmin toparlanma, tekrar eski haline dönme sürecini kapsar. Bu dönem, rahminin toparlaması için gerekli olan yaklaşık altı haftalık bir süredir. Anne, bu dönemde yaşadığı fizyolojik değişimler nedeniyle bir takım psikolojik süreçler de yaşayabilir. Bu anlamda emzirmenin başlatılması ve sürdürülmesiyle, annenin vücudu, fizyolojisi ve rahim toparlanma süreci son derece olumlu etkilenecektir. Emzirme sayesinde vücudun oksitosin reseptörleri aktive olur ve rahim kasılmaları artar. Bu kasılma sayesinde annenin rahmi hızla eski haline döner. Aynı zamanda emzirme esnasında aktive olan oksitosin hormonu (bağlılık hormonu) anne ve bebeği arasındaki bağlanma, sevgi ve güven ilişkisini güçlendirir. Emzirmenin anneye sağladığı yararlar, hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan eşsizdir.


Emzirmenin anne vücuduna sağladığı bazı yararlar:

Demir Eksikliği Anemisi (Kansızlık): Doğum sonrasında görülen kansızlık üzerine Amerika’da yapılan bir çalışmada, postpartum (lohusa) dönemde demir eksikliği anemisi, emzirmeyen annelerde daha yaygın olarak görüldüğü sonucuna varılmıştır. Bu çalışmaya göre, postpartum anemi yüzdesi emziren annelerde %7.2 oranında iken, emzirmeyen ya da çok kısa bir dönem emziren annelerde %14.3 oranında çıkmıştır. Ayrıca, ortalama hemoglobin (Hb) değerleri emzirmeyen annelerde, emziren annelere oranla 50 g/L daha düşük çıkmıştır. Aynı zamanda doğum sonrası artan regl kanamasının postpartum demir eksikliği anemisinin en önemli nedeni olduğu ve emzirmenin sürdürülmesiyle birlikte yüksek oranda kadının ortalama 6-7 ay süresince regl kanaması yaşamamasının demir değerlerine de olumlu bir etkisi olduğu düşünülmektedir.


Doğum Kontrolü: Henüz yeni anne baba olmuş çoğu çift için güvenilir bir doğum kontrolü büyük önem taşımaktadır. Laktasyonel Amenora (Emzirme döneminde adet gecikmesi) yüzyıllar boyunca geleneksel kültürlerde bir doğum kontrol biçimi olduğu gözlemlenmiştir. Emzirmek, yüksek oranda ilk 6 ay süresince ve bazı annelerde daha uzun bir süre yumurtlamayı engelleyerek amenoreye neden olduğu ve %98 oranında doğal bir doğum kontrolü sağladığı düşünülmektedir.

Kilo Kontrolü: Sağlıklı bir gebelikte normal kilo artışı 12kg olarak belirtilmektedir. Gebelikteki kilo artışının yaklaşık % 25'i annenin yağ depolarına (örneğin 3.2kg) atfedilir. Emzirmeye başlanmasıyla birlikte yağ metabolizması kolayca hızlanır ve gebelikte alınan bu fazla oran kaybedilir. Yapılan bazı araştırmalarda, bebeklerini emzirmeyen/yapay besleyen kadınların beş yılın sonunda ciddi bir biçimde daha geniş bir bel çevresi ve vücut kitle indekslerinin daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.


Diyabet: Yapılan araştırmalarda Tip 1 diyabeti (insüline bağımlı şeker hastalığı) olan bazı annelerin bebeklerini emzirmemeyi seçtiklerini ortaya koymuştur. Oysaki yapılan çalışma sonuçlarına göre, bu durumun doğru bir karar olmadığı ve Tip 1 diyabeti olan annelerin emzirmelerinin yararlı olduğu anlaşılmıştır. Çünkü emzirme sırasında artan glikoz sayesinde ihtiyaç duyulan günlük insülin miktarının azaldığı gözlemlenmiştir.


Tip 2 diyabet ise, emzirmeyen kadınlarda daha sık görülmektedir. Stuebe’nin verilerine göre, her gebelik sonucundaki emzirme uzunluğu ve yoğunluğunun Tip 2 diyabet riskini düşürdüğü ve hiç emzirmeme ya da kısa süre emzirmenin ise diyabet riski yükselttiği anlaşılmıştır. Her gebelik sonrasındaki emzirme süresinin uzun olmasının daha büyük bir fayda sağladığı saptanmıştır. Örneğin: Sadece bir çocuğunu bir yıl emziren bir annenin yaşa bağlı diyabet riski % 24 azalırken, iki çocuğunu birer yıl emziren bir annenin yaşa bağlı diyabet riskinin % 44 azaldığı görülmüştür.


Gestasyonel (gebelik) diyabet ise, genellikle doğumdan sonra düzelmekte olup ancak genellikle yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde, Tip 2 diyabete yakalanma olasılıklarının yüksek olduğu anlaşılmıştır. Gestasyonel diyabeti olan kadınlar emzirmedikleri takdirde, emziren gestasyonel diyabeti olan kadınlara oranla, postpartum dönemde erken diyabete yakalanma risklerinin iki katı fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca, gebelik diyabeti olan kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada, bebeklerini yapay sütle besleyen kadınların, bebeğini minimum 3 ay boyunca emziren kadınlara oranla daha zayıf pankreatik beta hücre fonksiyonuna sahip oldukları saptanmıştır.


Meme Kanseri: Çağımızda artan meme kanseri vakaları, hastalığının etiyolojik faktörlerinin araştırılması yönünde yoğun çabalara yol açmıştır. Hastalığın insidansı, en önemli artışın sanayileşmiş ülkelerde yaşandığını ortaya koymaktadır. Örneğin, son yıllarda Fransa’da yapılan araştırmalarda her yıl, 41.000 yeni meme kanseri vakası kaydedilmektedir. Uluslararası çerçevede, hastalığın görülme sıklığındaki değişkenlere, çevresel faktörlerin de etkisi olduğu, aynı zamanda yaşam süresi ve östrojen dengesinin uyumsuzluğunun da kritik bir faktör olabileceğini anlaşılmıştır.


Buna göre emzirme süresinin uzunluğunun meme kanserine yakalanma riskine karşı önemli bir koruma sağladığı anlaşılmıştır. Çünkü özellikle, gebeliğin erken dönemi ve birden fazla doğum yapılması östrojen ve progesteron reseptörlerinin pozitif tümör riskini azaltmakta ve emzirme döneminin de farklı bir koruma mekanizması oluşturarak tümör oluşma riskini azalttığı düşünülmektedir. Ayrıca, HAMLET (Human Alpha-lactalbumin Made Lethal to Tumor cells) olarak bilinen anne sütü proteini a-laktalbümin kompleksinin, kanser hücrelerine karşı memeyi korumada önemli bir rol oynayabileceği düşünülmektedir.

Yumurtalık Kanseri: Kadınlarda üreme ve hormonel öykü, yumurtalık kanseri riskini modüle eden nedenlerdendir. Hiç doğum yapmamış olmak sürekli olarak yumurtlama anlamına geldiğinden, bu bölgede tümör gelişme olasılığını artırdığı, gebelik ve emzirmenin yumurtlamayı askıya alması nedeniyle bölgede tümör gelişme riskini azalttığı anlaşılmıştır.


Endometriyal (Rahim) Kanseri: Rahim kanseri riski, endojen ve/veya eksojen östrojen stimülasyonundaki artış ve progesteron tarafından östrojenin baskılanmasıyla; yani, östrojen seviyelerinin etkilenmesiyle ilgilidir. Emzirme sırasında, endojen östrojene maruz kalma seviyelerinin azalması, progesteronun etkisinden daha güçlüdür; bu anlamda emzirmenin, rahim kanseri riskini azaltabileceği düşünülmektedir. Bu alanda çalışan pek çok araştırmacı, uluslararası kapsamda yaptıkları çalışmalarda, kadınların yaşamları boyunca hiç emzirmemelerinin, rahim (Endometriyal) kanserine yakalanma riskini arttırdığı sonucuna varmışlardır.


Sonuç olarak, yapılan çalışmalar göstermiştir ki, özellikle uzun süre emzirmek annenin fizyolojik sağlığı açısından son derece yararlıdır. Ancak emzirmenin anneye sağladığı fizyolojik bir takım yararların yanı sıra psikolojik yararlarından da söz edilebilir. Bebeğini emziren bir anne, o sırada derin bir bağlanma, sevgi ve huzur yaşar; bu duygular sayesinde anne kendini daha mutlu hissedebilir. Aynı zamanda bu dönemde bebeğinin sağlıklı geliştiğini ve büyüdüğünü görmek anneye psikolojik olarak fayda sağlayabilir. Emzirme dönemi boyunca annenin bebeğiyle kurduğu sevgi ve ten bağı, anne için de son derece önemlidir. Kısacası, bir bebeğin annesine ihtiyacı olduğu gibi annenin de bebeğine ihtiyacı vardır. Emzirme sayesinde her ikisinin de birbirlerine olan ihtiyaçları mükemmel bir şekilde karşılanır.









Yararlanılan kaynaklar:


  1. Bodnar LM, Scanlon KS, Freedman DS, Siega-Riz AM, Cogswell ME. (2001) High prevalence of postpartum anemia among low-income women in the United States Am J Obstet Gynecol 185(2):438-43
  2. Bodnar LM, Siega-Riz AM, Miller WC, et al. (2002) Who should be screened for postpartum anemia? An evaluation of current recommendations. American journal of epidemiology 156(10):903-12 http://aje.oxfordjournals.org/cgi/content/full/156/10/903
  3. Van der Wijden C, Kleijnen J, Van den Berk T. (2003) Lactational amenorrhea for family planning. Cochrane database of systematic reviews (Online)
  4. Kuti O, Adeyemi AB, Owolabi AT. (2007) Breast-feeding pattern and onset of menstruation among Yoruba mothers of South-west Nigeria. The European journal of contraception & reproductive health care : the official journal of the European Society of Contraception 12(4):335-9
  5. Gigante DP, Victora CG, Barros FC. (2001) Breast-feeding has a limited long-term effect on anthropometry and body composition of Brazilian mothers J Nutr 131(1):78-84
  6. Hummel S, Winkler C, Schoen S, et al. (2007) Breastfeeding habits in families with Type 1 diabetes Diabet Med 24(6):671-6
  7. Stuebe AM, Rich-Edwards JW, Willett WC, et al. (2005) Duration of Lactation and Incidence of Type 2 Diabetes JAMA 294:2601-2610
  8. McManus RM, Cunningham I, Watson A, Harker L, Finegood DT. (2001) Beta-cell function and visceral fat in lactating women with a history of gestational diabetes Metabolism 50(6):715-9
  9. Rochefort H, Rouëssé J, Groupe de Travail de la Commission III (Cancérologie). (2008) [How to reduce the incidence of breast cancer] Bulletin de l'Académie nationale de médecine 192(1):161-79
  10. Okobia MN, Bunker CH. (2005) Epidemiological risk factors for breast cancer - a review Niger J Clin Pract 8(1):35-42. Review
  11. Hallgren O, Aits S, Brest P, et al. (2008) Apoptosis and tumor cell death in response to HAMLET (human alpha-lactalbumin made lethal to tumor cells). Advances in experimental medicine and biology
  12. Newcomb PA, Trentham-Dietz A. (2000) Breast feeding practices in relation to endometrial cancer risk, USA Cancer Causes Control 11(7):663-7
  13. McMahon C, Barnett B, Kowalenko N, Tennant C, Don N. (2001) Postnatal depression, anxiety. Aust N Z J Psychiatry. 35(5):581-8
  14. Aits S, Gustafsson L, Hallgren O, et al. (2009) HAMLET (human alpha-lactalbumin made lethal to tumor cells) triggers autophagic tumor cell death. International journal of cancer. Journal international du cancer 124(5):1008-19
  15. World Health Organization . Long-Term Effects of Breastfeeding: A Systematic Review. WHO; Geneva, Switzerland: 2013. http://www.who.int/maternal_child_adolescent/documents/breastfeeding_long_term_effects/en/
  16. Collaborative Group on Hormonal Factors in Breast Cancer Breast cancer and breastfeeding: Collaborative reanalysis of individual data from 47 epidemiological studies in 30 countries, including 50,302 women with breast cancer and 96,973 women without the disease. Lancet. 2002; 360 :187–195.
  17. McVea KL, Turner PD, Peppler DK. (2000) The role of breastfeeding in sudden infant death syndrome J Hum Lact 16:13-20

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir hmm
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.