Nazara mı geldik Seçkin?
Birkaç sene önce Gönül Yazar, Nükhet Duru’nun programına konuk olduğunda tatlı tatlı konuşurken bir anda hoop diye oturduğu koltuktan düştüğünde Nükhet Duru’nun über şuursuzca “Niye öyle oldu Gönül” diye soruşu ve akabinde yerden kalkarken son derece normal bir şekilde “Nazara geldik..” diye cevaplaması ülkemizin net bir özeti aslında.
Koltuktan da düşsek, kaza da geçirsek, kanser de olsak, nazardan oluyor hep. Ve bence ülkecek Kaan Tangöze – Seçkin Piriler evliliğine resmen nazar değdirdik.
Ben de dahil olmak üzere koca memleket bu ikiliyi bir türlü kabullenmedik senelerdir.
Zaten memleketteki rockstar sayısını toplasan bir elin parmaklarını geçmez. Bir neslin hayran olup tutulduğu bir iki isimden (diğeri de Teoman) biriydi Kaan Tangöze. Kendine has tarzı, şarkıları, coolluğu, yakışıklı değil ama karizmatik görüntüsü, hafif depro havalarıyla ülkedeki kız güruhunun büyük ölçüde ilgisini çeken bir adamdı.
Nasıl olduysa bir anda sarışın, mavi gözlü, model bir hatunla bir anda evleniverdi ve işte biz o gün tükendik... Evlendiği yetmedi bir de üzerine iki çocuk!
Bu rockcıları evlenmek, bir de üzerine çocuk yapmak baya bozuyor, o yüzden Teoman’ı hemen harcadık, adam şimdi Cihangir’de akşama kadar çay içiyor. Ama Kaan’dan hep umudumuz vardı. Bir gün “aklının başına geleceğini” ve Seçkin’i bırakıp o cool rocker “yalnız ve ıssız adam” hallerine geri döneceğini hayal ettik.
O ise bambaşka bir konu ile gündemde şu an. Kendisinden 17 yaş küçük kız arkadaşının yapmadığını iddia ettiği bir takım açıklamalar manşetlerde.
Açıklamalar yalan desek, çarşaf çarşaf fotoğrafları var öpüşürken…
Peki kim bu Kıvılcım Ural? Google’a “k” yazar yazmaz kendisinin adını öneriyor artık, istediği şeylerden biri şöhret ise başarılı oldu… Tabi hakkında binlerce yorum, açıklama var artık. Kaan Tangöze ile 6 yıldır birlikte olduğunu söyledi mi, söylemedi mi, bilmiyorum ama bu “evli adam ile ilişki” durumunun yüceltildiğini gördükçe çıldıracak gibi oluyorum. İki çocuğunun annesi, karısı Seçkin’i yıllarca ötekileştirdik, yanına yakıştırmadık da şimdi bu kızın saçı mavi, şarkıları sanat sepet diye mi bağrımıza basacağız?
Bunun dışında ünlü, ünsüz herkesin konu ile söyleyecek bir şeyi mutlaka var. Aldatan tarafın erkek olması, aldatılan kadının “bizce” Barbie bebekten öte olmaması, diğer hatunun sanat sepet ile ilgilenmesi gibi birçok parametre birleşince, toplumun ikiyüzlülüğü de iyice ortaya çıktı. Bu tip olaylarda herkes zaten “Erkektir yapar” kafasında olduğundan, bir de aldatan rockçı olunca iyice meşrulaştırıldı durum.
Aldatmanın kadını, erkeği yok. Her açıdan iğrenç bir durum fakat, evli bir kadın kocasını aldatsa kimbilir neler konuşuyor olurduk şu an. Ne ar kalırdı, ne namus... Seneler önce boşanmış bir ünlü kadının adının başkasıyla anılması bile olay olurken, evli bir kadının kocasın 17 yaş küçük biriyle aldatması herhalde Türk halkının infilak etmesine sebep olur.
Bu durumda “Amaan onların evliliği sonuçta, bize ne?”den başka bir cümle kurmamamız gerekirken boşanmalılar mı, Kıvılcım’ın şarkıları neden bu kadar çirkin, Seçkin Piriler’in moda akademisinden mezun olduğu gün bu haberlerin çıkması tesadüf mü, Kaan eskisi gibi şarkılar yapabilecek mi gibi şeyler düşünüp taşınıyoruz…
Bakalım bizi hiç ilgilendirmeyen aile içi meselenin gıybetini daha ne kadar edeceğiz…
YORUMLAR