Gidenin ardından...
Geçtiğimiz pazartesi sabahı gözlerimi açtığımda, gece yattığımdan çok daha farklı bir gündeme uyandım..
Dünya Game of Thrones finalini, buzdan duvarları, ejderhaları tartışırken, Taylor Swift denilen yılan, yılanlığını kabul etmiş, kendisine sokulan her lafa pabuç kadar dille cevap veren bir klip yayınlamış...
Twitter'a girdiğimde ise dizi spoilerı yer miyim yemez miyim diyemeden ünlü sunucu Vatan Şaşmaz'ın öldürüldüğünü okudum.
Yine bi "troll" eşşek şakası diye düşünüp adının etiketine tıklayınca durumun gerçek olduğunu farkettim. Olayın gerçekleşmesi ve benim görmem arasında 8-10 saat var ama sanki uzaydan geliyor gibiydim..
Soyadı üzerinden "Bu sefer şaşmadı" tarzı densiz espriler, otel odasında ölü bulunması sebebiyle türlü türlü senaryolar, öldüren kadının sosyal medya profillerinin eşelenip eski fotoğrafları, tweetleri üzerinden analizler...
Yahu bi soluklanın ya.
Daha dün "Murat Başoğlu olayı birinin canı yanmadan bitmeyecek" diye düşünüyorduk bir arkadaşımla. Konunun taraflarının üzerine o kadar gidiliyor, herkes o kadar fazla eşeliyordu ki bu skandalı, "Birileri kendini öldürmeden susmayacak bunlar" diye geçirmiştim içimden. Toplu linç kültürü içine işlemiş toplumun artık. Kana, ölüme aç gladyatörler gibi bağırıp çağırıyorlar. Ama ölüm de fayda değilmiş bu torba ağızları büzmeye, onu gördüm..
Neyse ki skandal konusunda bereketliyiz de, magazin figürü olan gencecik birinin ölümü bütün o ensest tartışmalarını durdurdu. Artık burnunu sokacak başka bi hayat, başka bir skandal düştü önlerine.
Dünyanın tartıştığı "tüketim toplumu" bizde başkasının hayatını tüketmek üzerine kurulmuş. Gizli olması gereken polis raporları, gizli kamera kayıtları ana akım medyada kendisine o kadar rahat yer buldu, o kadar çabuk ele geçirildi ve o kadar çabuk ağzımıza sakız edildi ki, bu olayda gerçekten acı çeken, üzülen yakınları, eşleri, akrabaları hiç kimse düşünmüyor.
Komik desen komik değil... Zaten ölünün arkasından ne komikliği allah aşkına? Cenazede selfie çekilenlerden sonra yeni güruh da bu "ölüm mizahı" yapan dangalaklar. Katil adına hesap açıp onun ağzından yazmanın neresi mizah? Milletin karısı kızı kimle ne yapmış ağzından düşürmeyenler bu ruh hastalarına tek kelime etmiyor. Katilin ağzından yazmak, daha cenaze kalkmadan ölü üzerinden "şakalar" yapmak sapıklığın dik alası.
Kınayacak o kadar çok hayat, ötekileştirecek o kadar görüş var ki, kendi ruhlarındaki çarpıklığı bu tür gündem maddeleriyle itebildikleri kadar derine itiyorlar.
Gerçek hayattan kaçmak için sığındığımız sanal alem üzerime üzerime geliyor bu ara...
Bu kötülüğün içinde yaşasan dert, ölsen ayrı dert...
YORUMLAR