Cinnet TV

Geçtiğimiz kıştan beri tartışılan izdivaç programlarını yasaklama serüveninde bir sona ulaşıldı ve programların tümü uzun yıllar beynimizi zehirledikten sonra bu sene yayınlanması yasaklandı.

Dönen bütün leşlikler midemizi bulandırsa da her türlü yasağa karşıyım. Bugün bunu beğenmeyip "ahlaksız" bulan yarın senin benim hayat tarzıma dil uzatacak, el uzatacak. Hoş sanki şimdi uzatmıyorlarmış gibi, neyse...

Programların aldığı reyting rekorlarına, sunucuların dudak uçuklatan milyonluk sezon ücretlerinin gözünün yaşına bakılmaksızın kesiverdiler cezayı, iptalleri. E tabii demokrasilerde çare tükenmiyor farklı kanallardaki kadın kadrosu bu sefer format değiştirerek aynı saatte, aynı kanallarda kendilerine yer buldular.

"Keşke milletin uçkur uğruna türlü türlü maymunluklara girdiği o programlar kalsaydı" dedirtecek bir formül bulundu. Artık herkes cinayet çözüyor, herkes kayıp arıyor, hepsi suçluların peşinde.

Bir tane eğitici, öğretici, bilgi aktaran programa dönüşen olmamış. Hadi benimkisi boş bir umut da bu kadar depresif, bu kadar karanlık, bu kadar felaketler silsilesi bir yayın dönemi olmaz olsun. Günün hangi saati, hangi kanalı açarsan aç birileri polis hafiye olmuş, suçluların peşinde.

2 yaşında kaçırılan kızlar, altınlarla kaybolan gelinler, parçalanmış ceset bulunan köyler... Kim izlese biraz yukarda olan morali bozulur, psikolojisi alt üst olur.

Bir değil, iki değil, sabahtan gece yarısına kadar ülkenin korkunç yüzünü milyonların önünde tartışıyorlar. Sakız gibi uzuyor konular, ağlayanlar, ayılıp bayılanlar... Sanki az suç işlenen, birbirine saygı ve sevgiden geçilmeyen bir toplumduk da, bir de bunları burnumuza sokuyorlar.

Suçluyu bulmak türkücünün işi olmuş, katili yayında ağlatmak ise gazetecilik başarısı.

Memleketimin 3 yaşındaki bebesi kendini pokemon sanıp camdan atarken, ömrünü "cinnete 5 kala" ruh halinde geçiren kitlelere bu kadar suçu, kötülüğü, pisliği bütün gün pompalamak ne kadar doğru? Birçoğu yakalanmayacağını, yakalansa bile gerekli cezayı almayacağının bilincinde bu sapıkların, manyakların, hırsızların.

Reyting uğruna milletin aklına iyice kötülük, pislik sokuyorlar sabahtan akşama kadar. Hemen ardından ünlülerin milyon dolarlık arabalarının konuşulduğu, günde 85 sevgili değiştiren "ünlülerin" magazin dosyası programı başlıyor. Aradaki uçurum o kadar derin, o kadar kapatılamaz ki, kendini iyi hissedenin bile ruhunu kirletiyor. Kaldı ki eğitimsiz, hayatından mutsuz, cahil insanlara neler yaptırıyor.

Bütün iletişim kanalı televizyon izlemek olan devasa bir kitleye cinayetten, kandan, tecavüzden, ihanetten başka hiçbir şey sunmazsan bütün bunlar dışında da hiçbir şey bekleyemezsin.

Sevdiği kadını kaçıran ağalar, zorla evlendirilip ağasına aşık olan modern kadınlar, köyünden kaçan kızlar dizilerini saymıyorum bile...