Bitmeyen birlik ve beraberliğe ihtiyacımı
Kendimi bildim bileli ülkecek "Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günler" içindeyiz. Yaklaşık 30 yıl oldu güzide gezegenimizde gözlerimi açalı, bi türlü şu birlik ve beraberlik sağlanamadı, hep ihtiyacımız olan günler içindeyiz.
Kavgaları, küslükleri biz yaratıp, gerekli birlik ve beraberlik ortamını yine biz sağlamaktan kaçınıyoruz. Yalnızca felaketler birleştiriyor, yaşanan güzel şeyler, mutluluklar yerine.
Bir ilişkide ne kadar badire atlatırsan birlikte o kadar kenetleniyorsun. Birlik ve beraberlik ihtiyacın giderildiği an çatırdamalar başlıyor. Tıptaki adıyla: Rahat batması!
Ama yaşanan felaketler anında sarıyor yaraları.
Geçtiğimiz günlerde Sex and The City 3 filminin çekimlerinin asla gerçekleşmeyeceğini, Samantha'yı oynayan Kim Cattrall'ın zehir zemberek açıklamalarıyla öğrenmiştik. Bütün ergenliğim, gençliğim bu 4 şehirli kadının arkadaşlığına özenmekle geçmişti.
Dizi olduğunu bilsem de gerçek hayatta da arkadaş olduklarını düşünmek istiyordum. Be mübarekler arkadaş değilsiniz, birbirinize düşman olmasaydınız. Bütün hayallerimi yıktılar.
Sorun para mıydı, egolar mı çatıştı bilmiyorum ama SATC kadınlarının sosyal medya üzerinden birbirlerine laf sokmaları benim kalbimi kırmıştı. "Kirlettiniz en saf duygularımı hain cadılar" diye triplenmiştim hepsine.
Kim Cattrall'ın erkek kardeşinin kayıp olduğu haberi yayıldı sonra. Takipçilerinden onu bulmaları için destek istedi ve birkaç gün sonra acı haber geldi. Erkek kardeşi öldürülmüştü...
Bu yaşanan korkunç acı sonrası, birbirlerinin kalbini kıran, korkunç sözler söyleyen, asla barışılmaz denilen 4'lüyü Kim Cattrall'ın yaşadığı acı birleştirdi. Gelen başsağlıkları, acını paylaşıyoruz mesajları belki de buzları eritti, gerçek arkadaşlıkların ortaya çıkmasını sağladı.
Tabii kapı gıcırtısına ağlayan ben yine dünyanın bi ucundaki starlar için üzülüp, hüzünlendim. Yav otur dizini izle geç di mi? Niye gerçekte arkadaş değiller, neden birbirlerinin kalbini kırıyorlar, oturdum bunları sorguluyorum.
Tabii düşüncelerim Sex And The City kadınlarının çok daha ötesinde aslında. Hep bi felaket, hep bi hastalık, hep bi acı birleştiriyor en büyük farklılıkları, en kalın duvarları acılar yıkıyor.
Bi hastalık, bi ölüm, bi acı olmadan barışmak gelmiyor aklımıza, affedemiyoruz kırgınlıkları daha büyük bi kırgınlık yaşanmadan.
Bu yazıdan sonra belki boş yere kalbini kırdığınız, dargınlığı uzattığınız birini affetmek, özür dilemek gelir içinizden belki, ne dersiniz?
YORUMLAR