Hani o öneriler var ya, kapadım kulaklarımı

Yıllarca gazetecilik yaptım. Çeviri de yaptım, haber de hazırladım. Spor ve ekonomi servisi haricinde her bölümde çalıştım. Yüzlerce haber geçti elimden. Şimdi de aynı şekilde… Yazıyoruz, yazıyoruz da her şey yazdıklarımız gibi olmuyor işte. Yine internette dolanırken Almanca sitelerden birinde (hangisinde olduğunu hatırlamıyorum) işte mutlu ilişkinin/evliliğin sırlarını yazmışlar. Okudum, okudum, okudum. Dedim peki biz, yani bizler nerede hata yapıyoruz?


Herkesin kendine ait odası olması öneriliyor genelde. Çok güzel olur. Bence de. Hatta mis gibi olur. Ama bizim ev 72 metrekare. Sadece Irmak’ın kendine ait odası var. Bir de bizim oda, salon… Salon aynı zamanda benim iş yerim. Yemeği de aynı masada yiyorum, bu yazıyı da o masada yazıyorum, kahvemi de orada içiyorum. Kendime ait odayı geçtim, çalışma odası yok, eşyaları yığacağın oda yok. Tartıştığımız zaman yatak odamıza gidiyorum, ki orada TV yok – istemedim, kitap okuyorum. Kaçabildiğim yer zaten gece uyuyacak olduğum yatağım. Salondan sadece maksimum 8 adım uzaklaşabiliyorum. Bu yüzden bu öneriyi yok sayıyorum. Kendime zaman ayıracağım zaman işe gitmesini bekliyorum ya da akşamları çıkıyorum arkadaşlarımla. Evin küçüklüğüne gelince... Çok seviyorum. Çok rahat. Kolay dağıldığı gibi beş dakikada toplanıyor. Az eşya var, eşya kölesi değiliz. Şikayet için yazmadım, çok şükür başımızı sokacak evimiz var... da işte “kendinize özel alan yaratın” yazısına özel yazdım bu detayı. Irmak doğmadan önce tartışınca çıkar bir tur atardım. E şimdi çocuk yanlış anlayacak, endişelenecek, korkacak diye onu da yapamıyorum.


Ortak ödemeler… Anlaşılması öneriliyor. Doğrusu da bu. Misal, evlendiğimiz günden bu yana bir ortak hesap vardır, kim ne biriktirebilirse oraya aktarır. Çocuğumuzu kendim büyütmek için işi bırakınca, tek taraflı başladı oraya aktarmaya. Sonra neler oldu, tahmin etmek zor olmasa gerek. Hadi ilk başlarda böyle, sonra ben de kurdum düzenimi, aynı şey devam etti. Fakat bu finans konusu hep bir tartışma nedeni. Mesela, bir ayakkabı aldığında sorun olur, ama eşin kendine o fiyata özel bir içecek/yiyecek aldığında normaldir. Oysa o belki 2 günde bitecek, sen ayakkabıyı kaç sene giyeceksin. Ya da alınan teknolojik bir cihaz göze batmazken, yeni sehpa sorun oluyor gibi gibi. Yani her evdeki gibi… Bizim adımız mı çıkmış alışverişle acep?


Birbirine zaman tanımak. Şahane. Yine bize dönecek olursak, bunu yapıyoruz. Yani beraber de çıkıyoruz ayrı ayrı da. Ancak sanırım erkekler yalnız çıkmak konusunda önde. Hele ki çocuk doğduktan sonra kadın çıkmak istediğinde (ilk iki sene) “E kaka yaparsa ben nasıl temizlerim” diyenler çoğunlukta olsa gerek. Bir de “Ya çocuklar aradı, yemektelermiş, bir uğrayıp geleyim” deyip beş dakikada Beşiktaş evden çıkanlar…


“Birbirinizle önceden konuşun” önerileri de her yerde mevcut. “Şunu şöyle yaparız, böyle yaparız.” Tamam. Konuşuyoruz da sonucunda ne oluyor, ona gelelim. Kaçı amacına ulaşıyor? Kaçı hatırlanıyor? Ya da tartışmalara gelelim. Hepimizin bildiği gibi uzatmamak gerekiyor da… Biz çözmeden uyuyamıyoruz ki. Tartışma çıkıyor, erkek konuşmaktan kaçıp uyuyor, biz gidip uyandırıyoruz (biz dediğime bakmayın – ben -), çünkü çözülsün istiyoruz. Çözülmeden uyku yok bize.


Diğer önerilerden biri, daha önce başka konuda yazdığım gibi: Birbirinizin ebeveyni olmayın. Işığı kapat, ayakkabılarını kaldır, onu giyme bunu giy… Tabii canım, kimse yapmıyor bunları. Öylesine örnekler zaten…


Demek istediğim şu ki, hepsini yazıyoruz, bir yerde gördüğümüzde sanki ilk kez karşılaşmış gibi okuyoruz da sonucunda ne yapıyoruz, ona gelelim. Peki neden çözemiyoruz? Peki biz/bizler nerede hata yapıyoruz? Peki o çözdüğümüzü sandıklarımız neden tekrar tekrar yüzümüze çarpıyor? Peki sadece biz mi böyleyiz? Erkekler de aynı düşünüyor mu acaba? Bizim kadar kurcalıyorlar mıdır ilişkileri, işte bundan emin olamadım.


E bunlar olsun en büyük dertler… Bu arada bir açıklama. Tabii ki ‘birbirinize saygı gösterin’ önerisini yazmadım bile. Sevgi ve saygı olmadan zaten bu gemi yürümez ki. Eksik de olmasınlar lütfen. Böyle kurcalıyoruz, kurcalıyoruz da seviyoruz yahu kendilerini.




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir yazdıklarım bir çırpıda gitti, gaz olup uçtu sayfa yenilenmesinden dolayı. sitenizde bir sorun var bence.
    CEVAPLA
  • Misafir Ben erkeklerin bu kadar ince düşünüp, bizim gibi nedenleri sorguladiklarini sanmıyorum. Öyle olsaydı eğer tartışmadan kaçıp yatağa girip uyuyamazlardi. Biz kadınlar sebep sonuç ilişkisi kurabiliyoruz da ,onlar pek sonuç la ugrasmiyorlar bence. Düz mantıklar.
    CEVAPLA
  • Misafir "ırmak doğmadan önce tartışınca çıkar bir tur atardım. e şimdi çocuk yanlış anlayacak, endişelenecek, korkacak diye onu da yapamıyorum." bu cümle çok acı...çocuk 8 yaşına geliyo.. "şu an çok sinirliyim..sakinleşebilmek için biraz dışarda yürümem lazım." deyip çıksanız önemli bir problem çözme becerisi öğretmiş olacaksınız.. çocuğun duyguları yerine kendi duygularınızı ön plana alın..
    CEVAPLA
  • Misafir haklısınız ama korku yerleşecek diye endişeleniyorum
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.