Bundan sonra böyle…
Sabah uyanıyorum, yatağı topla, Irmak’ın kahvaltısını hazırla, ortalığı şöyle bir adam et derkennn kendimi makyaj yaparken buluyorum.
Evet evet, ben de inanamıyorum ama makyaj yapıyorum. Kapatıcımı sürüyorum, göz kalemi ve maskaramla tamamlıyorum ve günün açılışını yapıyorum. Başka hiçbir şekilde motive olamıyorum. Şu an gayet makyajlı bir şekilde oturuyorum bilgisayar başında.
Ev kıyafetleriyle dolaştıkça motive olamıyorum, bir şekilde kendime gelemiyorum. Herkesin hayatında olduğu gibi benim de moralimi bozan durumlar var ve kimi zaman düşünmekten kaçıyorum kimi zaman da enerjimi yükseltiyorum ki aklıma geldiklerinde yere yapışmayayım.
Duygularımı bastırmanın çok yanlış olduğunu biliyor, bastırmıyorum. Sadece erteliyorum. Yıllar önce terapide öğrendiğim gibi onları hayalimdeki bir konteynıra atıyorum, hazır olunca çıkartıyorum. Her an negatifi düşünsem evde uzaktan eğitimle öğrenmeye çalışan kızımı nasıl etkilerim? Çocuğun bütün enerjisini düşürürüm. Buna ne gerek var?
Bir de eskiden kendime güzel zaman ayırırken, onu bırakmak zorunda kaldım pandemiyle beraber eve yapışınca. Ben birçok insan gibi normalleşemedim. Arkın benden çok daha “normal” mesela. Bakıyorum arkadaşlarıyla plan program yapıyor, her ne kadar eskisi gibi olmasa da çıkıyor. Çoğu planına itiraz ediyorum. O da kendine göre haklı: “Açık havada olacağız, birbirimize de yaklaşmıyoruz ki. Kapalı mekâna girmiyoruz, ne istiyorsun?” diyor. Cidden haklı da olayı çözdüm ben. Çıkması değil, sosyalleşmesine taktım sanırım ben evde uzaktan eğitim nöbetindeyken.
Baktım böyle deliriyorum, ilk kez bir kaçamak yapacağım. Daha önce iş için şehir dışına çıkıp kalacağım süreyi bir gün uzatmışlığım var. Ancak şimdi ilk kez arkadaşlarımla "iş olmadan" kaçacağım. Üç üniversite arkadaşı Erdek'te olacağız. Bir arkadaşımızın orada yazlığı var ve pandemi başladığından beri oradan çalışıyor. Biz de Erdek'e gideceğiz. 2.5 saat feribotla gidecektim her türlü korumayla. Sonra bir şekilde iptal mesajı geldi. Ben de daha uzun sürse de arabayla gitmeye karar verdim. Hem böyle olursa kendimi daha güvende hissedeceğim.
Korunarak yaşadığım için soru işaretim kalmadı. Da… Görüyorsunuz değil mi burada bile uzun uzun açıklıyorum.
Çünkü yaptığım her şeyi kendime de açıklıyorum. Sadece pandemiyle ilgili değil. Her konuda. İşle ilgili, çocuğumla ilişkimle ilgili, Arkın’la tartışmalarımızla ilgili. Hep bir kendime ve çevreme açıklama ihtiyacı… Bakıyorum, bunu çok kişi yapıyor. Sürekli kendimize hesap sorduğumuzdan bir başkası da bize soracakmış gibi geliyor. Her adımı öyle bir düşünerek atıyoruz ki, yürüyemez olduk. Toparlanmamı gerektiğini yapıp işe nereden başlayacağımızı bilemiyoruz.
O nedenle sizinle kendi planımı paylaşmak istedim:
- Sabah az önce de yazdığım gibi gayet bakımlı başlıyorum güne.
- İşleri ertelemiyor, tek tek sırayla yapıyorum. Ertelemek o işin gözümde büyümesine neden oluyor.
- O sırada moralimi bozacak telefonlardan – mesajlardan uzak duruyorum.
- Hareket ediyorum, ufacık evde bile yürüyorum. Hareket etmek iyi hissettiriyor.
- Bir dönem gece 4’ten önce uyumuyordum, dizi izliyordum. Artık en geç 1.30’da yatıyorum.
- Koltukta uyuyup kalmıyorum. Böylece daha kaliteli uyuyorum, bir yerlerim de tutulmuyor.
- Sürekli basküle çıkıp bakıyordum, pillerini çıkartıp kaldırdım. Kiloya takılmayacağım! Zaten giydiklerimden az çok anlıyorum durumu.
- Gece aklıma bir şey gelip de gözyaşlarım akmaya başlayınca, durdurmuyorum. Aksınlar diyorum, aksınlar ki rahatlayayım.
- İstemedim hiçbir şeyi yapmıyorum. Eskiden de böyle söyler ama yine dayanamazdım. Şimdi gerçekten yapmıyorum. Huzursuz olacağım hiçbir ortama girmiyorum.
Şimdilik bu kadar. Daha da çok yazacağım. Birkaç fikrim daha var da deneyimlemek gerek…
Pazartesi Erdek’ten döneyim, orada yaptıklarımızı yazarım. Gerçi ne yapacağız? Uyumadan konuşacağız 48 saat… Uzun zaman sonra heyecanlandım. Hadi inşallah…
YORUMLAR